Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Tüketim artıyor, yatırımda kıpırdanma henüz yok

    Fatih Özatay, Dr.28 Mayıs 2013 - Okunma Sayısı: 1647

    Ekonomide şu andaki bilgiler ışığında, 2013 için yüzde 4 büyüme oranı ulaşılabilir görünüyor.

    Bir süredir ekonomimizdeki kırılganlıklar ve doğurdukları riskler üzerinde duruyorum. Birkaç yazı daha yazacağım bu konuda. Ancak önemli verilerin açıklandığı bir döneme girdik. Bu nedenle, bugünlük kırılganlıklar ve riskler konusundan uzaklaşıp güncele dönüyorum.

    Dün, mayıs ayına ait reel kesim güven endeksi (RGE) ve kapasite kullanım oranı (KKO) verileri açıklandı. Her iki gösterge de ekonomik faaliyet düzeyi hakkında önemli bilgiler veriyor. RGE ile özel yatırım harcamaları arasında güçlü bir ilişki var. Üstelik RGE’nin yıllık değişimlerindeki dalgalanmalar, yatırımların yıllık değişimlerinin dalgalanmalarının öncü göstergesi. Durum şöyle: Bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla RGE Ekim 2011’den başlayarak on bir ay boyunca hep daha düşük bir değer almıştı. Ekim 2012’den itibaren dalgalı bir seyir izledi; bir azaldı, bir arttı. Mart ve nisan aylarında düşmüştü. Bu durum mayıs ayında da sürdü ve RGE Mayıs 2012’ye göre yüzde 1,1 oranında azaldı. Bu açıdan, son sekiz aydan farklı bir durum yok ortada.

    RGE hem mevcut duruma ilişkin hem de ileriye yönelik alt göstergelerden oluşan bir endeks. Dün açıklanan verinin olumlu tarafı ileriye yönelik alt göstergelerin çoğunun bir yıl öncesine kıyasla daha yüksek değerler almalarıydı. Ancak bu göstergelerden yatırıma ilişkin olanı, bir yıl öncesine kıyasla hâlâ daha düşük bir değer alıyor. Sonuç: RGE yatırım harcamalarında mayıs ayında da bir toparlanma başladığına işaret etmiyor.

    KKO’ya gelince durum şöyle: Mayıs 2012’ye kıyasla yüzde 0,1 oranında artış var. Çok sınırlı bir iyileşme gibi görünebilir. Ancak Şubat 2012’den bu yana, farklı bir ifadeyle bir yılı aşan bir süredir, ilk defa arttı KKO. Bundan önce hep düşüyordu. Bu, olumlu bir gelişme. Üstelik sadece bir aylık bir gelişme gibi de değil olumlu yöndeki bu hareketlenme: Bu yılın başından itibaren bir yıl önceki kapasite kullanım oranı ile bu yılki arasındaki fark giderek azalıyordu. KKO ile sanayi üretimi, onunla da büyüme oranımız arasında yakın bir ilişki var.

    Bu çerçevede, ikinci çeyrekte ekonomimizin toparlanmaya başladığı yönünde önemli bir sinyal almış olduk. Ancak toparlanmanın sınırlı olduğunu da belirtmek gerekiyor. İlk dört aydaki ihracat performansımızın 2012’deki performansımızdan biraz iyi olduğu ve yatırım harcamaları hakkında yukarıda yaptığım değerlendirme dikkate alındığında, toparlanmanın daha çok tüketime dayandığı belirtilebilir. Mevduat ve tahvil faizlerinin enflasyonun altında kaldığı ve kredi atış oranı için konulan yüzde 15’lik üst sınırın yukarıya doğru gevşetildiği bir ortamda, şaşırtıcı bir gelişme değil.

    Bu durumda, şu andaki bilgiler ışığında, 2013 için yüzde 4 büyüme oranı ulaşılabilir görünüyor. Bakalım, önümüzdeki günlerde açıklanacak dış ticarete ve sanayi üretimi verileri ne gösterecek. Hemen peşlerinden ise bu sefer ilk çeyreğe ait büyüme oranımızı öğreneceğiz.


    Bu köşe yazısı 28.05.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır