Siyasi bir hedefi gerçekleştirmek için politik-askerî strateji izleyen terör örgütleri ile nasıl baş edileceği, sadece güvenlik birimlerinin ve politikacıların değil aynı zamanda bilim insanlarının da uzun zamandır kafa yordukları bir konu. Bu nedenle dünyanın değişik yerlerinde araştırmacılar ve akademisyenler veri toplayıp analizler yapmaktalar. Amaç, olaylar arasındaki benzerlikleri, farklılıkları ortaya koyarak siyasi karar alıcıların çözüm arayışlarına katkı yapmaktır.
Elbette değişik ülkelerdeki terör ve ayaklanma olaylarının karakterleri birbirinden farklı. Bu nedenle de birinin çözümünde başarı getiren araç ve stratejiler diğerlerinde de başarının garantisi değildir. Yine de çok değerleri referans noktaları, tecrübe ve bilgiler sağlayabilir, çözüm arayışındaki siyasi liderler için yol gösterici olabilir. Tıpkı bu günlerde çokça tartışılan PKK sorunu ve hükümetin izlediği yöntemlerde olduğu gibi.
ABD’nin önde gelen araştırma kurumu RAND’ın verilerine göre, dünyada, 1968-2006 yılların arasında aktif olan 648 terör örgütünün %43ü politik süreçlere dahil olarak dönüşüme uğramıştır. Yani silahlı siyaseti bırakıp, iddialarını sandıkta sürdürmüşlerdir. Başka bir ifade ile çözüm arayan hükümetler, “sandık siyasetine uygun” yeni politik ortamlar inşa etmişlerdir.
Öte yandan örgütlerin %40’ı, polis/jandarma ve istihbarat örgütlerinin etkin ve koordineli çalışmaları sayesinde bitirilmişleridir. Yine, bu örgütlerin %7’si büyük çapta askerî harekâtla bitirilebilmiştir.
İlginç olan husus ise şudur: Her ne kadar, “terörle bir yere varılamaz” dense de bu ifade gerçekleri yansıtmamaktadır. Çünkü istatistiklere göre, terör ve ayaklanma stratejisi izleyerek politik amacını gerçekleştiren örgütlerin oranı %10’dur. Üstelik büyük örgütlerde bu oran %25’e kadar çıkabilmektedir. Eğer, örgütün on binden fazla aktif üyesi varsa bunları sonlandırmak daha zor olmaktadır.
Öte yandan, eğer bir örgüt, sadece terörizm değil onu da aşan nitelikte politik-askerî bir strateji izliyorsa bitirilmesi daha zor olmaktadır. Bu tipteki örgütlerin yaklaşık %50’si müzakere ile bitirilebiliyor. Buna karşılık %25’i politik hedefini gerçekleştirebiliyor. Yine bu durumlarda askerî güç kullanımı daha yaygın ve örgütlerin %19’u ancak bu yolla sonlandırılabiliyor.
Terör örgütlerinin silahla siyaset yapmak yerine sandıkta siyaset yapması fikrine dayanan, siyasallaştırılarak dönüştürülmesi sorunu çözme yöntemlerinden biri olarak görülmektedir. Bugün hükümet de bu yöntemi kullanarak PKK’yı dönüştürmeyi deniyor.