Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Sinyaldeki parazit azalmaya başladı mı?

    Fatih Özatay, Dr.09 Nisan 2013 - Okunma Sayısı: 1446

    Şubat ayı sanayi üretiminin de devreye girmesiyle 'ılımlı toparlanmanın başladığı' yönünde işaret veren veriler biraz daha ağır basıyor.

    İlk çeyrekte ekonomide bir toparlanmanın başlayıp başlamadığı, ‘an’a ilişkin son zamanların en merak edilen sorusu. Dün yeni bir bilgi daha geldi. Şubat ayı sanayi üretimi açıklandı. Nedenini daha ayrıntılı olarak araya başka bir konu girmezse gelecek yazımda ele alırım; mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış verilere bazı haller dışında bakmıyorum. Bir yıl öncesinin aynı ayına kıyasla sanayi üretimi nasıl gelişmiş onunla ilgiliyim. Bu amaçla da takvim etkisinden arındırılmış veriye bakıyorum.

    Şubat ayında yüzde 4,4 oranında artış var takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretiminde. Dün veriler açıklandığında bir miktar karışıklık oldu. Fazla malumat, bir de açıklama biçimi yenilenince, genellikle olduğu gibi kafa karışıklığına yol açtı. Çünkü arındırılmamış veriye (ham veriye) bakıldığında yıllık üretim artışı sadece %1,6. Oysa geçen şubat 29 çekiyordu, bu şubat ise 28’de ‘kaldı’. Bir çalışma günü fazlası böyle bir fark doğurabiliyor. Ben takvim etkisinden arındırılmış veriyi kullanıyorum.

    Ocak ve şubat ayının ortalama (takvim etkisinden arındırılmış) üretimi, bir yıl öncesinin aynı dönemindeki ortalama üretime kıyasla yüzde 3,2 oranında daha yüksek. Bu oran, 2012’nin son çeyreğindeki üretim artışının belirgin biçimde üzerinde, ikinci çeyrektekinden ise düşük. İlk çeyrekte toparlanmanın başlayıp başlamadığına ilişkin karışık sinyaller geliyordu. Başladıysa bile bu toparlanmanın ılımlı olduğunu düşündürtüyordu açıklanan veriler. Şubat üretim artışı ılımlı toparlanmanın başlamış olabileceği yönünde sinyal veriyor. Karışık sinyalleri bir kez daha hatırlatmak isterim:

    Kapasite kullanımı azalıyor

    Kapasite kullanım oranı, bir yıl öncesinin aynı dönemine göre 2012’nin başından bu yana azalıyor. Bu olgu, toparlanmanın başlamadığını düşündürtüyor. Ancak şubat ve mart aylarında düşüş hızı oldukça sınırlı bir düzeyde kaldı. Bu ise artık bir dönüm noktasında olabileceğimize işaret ediyor.

    Reel kesim güven endeksinde ocak ve şubat aylarındaki iyileşme, özel yatırım harcamalarında bir müddet sonra toparlanmanın başlayacağına işaret olabilirdi. Ne var ki mart ayında tersi bir gelişme yaşandı ve reel kesim güveninde sınırlı da olsa bir düşüş yaşandı. Ancak endeksi oluşturan gelecek üç aya ilişkin ihracat haricindeki göstergelerde iyileşme olduğunu da not etmek gerekiyor.

    Kredi artış oranının yılbaşından bu yana haftalık ortalaması yüzde 21,7. Bu oran 2012’nin ikinci yarısına kıyasla yüksek. Öte yandan kredi ve mevduat faizleri bir süredir düşüyor. Bu gelişmelerin ilk çeyrekte ekonomide bir toparlanmanın başlamasına katkı vermiş olmaları beklenir.
    Altın dışı ihracat ilk iki ayda, 2012’deki ortalama artış düzeyinin üzerinde arttı. Bu gelişme, ılımlı da olsa büyüme oranımızda toparlanmanın başlamış olabileceğine işaret ediyor. Ne var ki, Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre mart ayında yıllık ihracat artış oranında belirgin bir düşüş gerçekleşti.

    İlk iki ayda altın ve enerji dışı ithalatta bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla artış var. Oysa kasım ayı hariç tüm 2012’de düşmüştü. İthalatta son iki ayda gözlenen bu gelişme, ılımlı da olsa ekonomik faaliyet düzeyinde bir toparlanmanın başlamış olabileceğini düşündürtüyor.

    Gördüğünüz gibi oldukça farklı yönlere işaret eden gelişmeler var. Ancak şubat ayı sanayi üretiminin de devreye girmesiyle ‘ılımlı toparlanmanın başladığı’ yönünde işaret veren veriler biraz daha ağır basıyor. Yine bir ‘ama’ var. Şu: Toparlanmanın (eğer başladıysa) sürmesi yurtdışının karışmamasına bağlı. Güney Kıbrıs bu açıdan yeni bir uyarı oldu. İtalyan seçimlerine dikkat.

    Bu köşe yazısı 09.04.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır