Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Alınacak daha çok yol var

    Fatih Özatay, Dr.06 Nisan 2013 - Okunma Sayısı: 1329

    Tüketici enflasyonunun yüzde 5 dolaylarına düşmesi için temel enflasyonun yüzde 3 civarında kalması gerekiyor.

    Perşembe günü enflasyondan söz açmışken sürdüreyim. Ekonominin potansiyelinin çok altında büyüdüğünün öğrenildiği bir haftada enflasyon üzerine iki yazı fazla gibi görünebilir. Değil oysa. İlla büyüme aleyhine olması gerekmiyor enflasyonun düşmesinin. Bu konuda çeşitli akademik çalışmalar var. Ben birkaç rakam vermekle yetineyim. Yıllık ortalama enflasyonlar şöyle: 2007: 8,8; 2010: 8,9; 2012: 8,9. Aynı yıllarda büyüme oranları da şöyle: 2007: 4,7; 2010: 9,2; 2012: 2,2. Bu üç yılın ortalama enflasyonu aynı. Buna karşılık, büyüme oranları çok farklı. 2007’de potansiyelimize yakın bir düzeyde büyüyoruz. 2012’de potansiyelin çok altında, 2010’da ise potansiyelin çok üzerinde: Dolayısıyla, suçluluk duymadan geçebilirim enflasyona.

    Son yazımda, Türkiye’nin enflasyonunu Merkez Bankası’nın çeşitli yayınlarında kur karşılaştırması yapmak için kullandığı ülkelerinki ile karşılaştırmıştım. Hafta içinde Merkez Bankası Başkanı’nın Mardin’de konuşması vardı. Bu konuşmada gösterilen tablo ve grafikler bankanın web sayfasında yer alıyor. Kur karşılaştırması yirmi dokuzuncu sayfada. Kullanılan ülkeler eski karşılaştırmalarda kullanılanlardan biraz farklı. Söz konusu sayfada cari açık veren gelişmekte olan ülkeler var: Kore ve Macaristan çıkmış, Romanya eklenmiş. Sonuç yine değişmiyor. 2013 Şubatı ile 2010 ortası arasındaki dönemde Türkiye en yüksek enflasyona sahip ülke. Grubun ortalaması yüzde 12,4, Türkiye’ninki ise yüzde 21,9. Üstelik ortalama hesabında Türkiye de var. Türkiye’yi Brezilya izliyor: 4,5 puan geride.

    Asıl konuyu getirmek istediğim nokta, tüketici enflasyonu ile temel enflasyon arasındaki farkın inatçı bir şekilde sürüyor olması. Tüketici enflasyonu uzun bir süredir temel enflasyonun üzerinde yer alıyor. Bu noktaya birkaç yıl önce de değinmiştim. Temel enflasyon aslında enflasyonun ana eğiliminin göstergesi ise bu farkın yeteri kadar uzun bir süre ele alındığında kapanıyor olması gerekiyor. Farklı bir ifadeyle, tüketici enflasyonu ile temel enflasyon arasındaki farkın ‘sıfır’ etrafında dalgalanması beklenir.

    Oysa durum öyle değil. Grafikte yıllık tüketici enflasyonu ile Merkez Bankası’nın kullandığı I-temel endeksi ile ölçülen yıllık enflasyonun arasındaki farkın gelişimi gösteriliyor. 2009’dan bu yana çizdim. Daha önceye de gidilse, mesela 2006’nın başından bu yana çizilse de bir şey fark etmiyor. Bu dönemin yıllık tüketici enflasyonu ortalaması yüzde 7,5. I endeksi ile ölçülen temel enflasyonun ortalaması ise yüzde 5,4.

    Temel enflasyon son beş aydır yüzde 5,8 düzeyinde. Geçmiş veriler, geleceğe ilişkin bir fikir veriyorlarsa –ki bu durumda vermemeleri için bir neden yok- şu rahatlıkla belirtilebilir: Tüketici enflasyonunun yüzde 5 dolaylarına düşmesi için temel enflasyonun yüzde 3 civarında kalması gerekiyor. Oradan çok uzağız.


    Bu köşe yazısı 06.04.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır