Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Küçük su dökmek 1 TL, idrar testi KDV dahil 1.29 TL

    Güven Sak, Dr.08 Mart 2013 - Okunma Sayısı: 1841

    MR çekiminden sonra elinize raporunuzu aldığınızda, işinizin hakkıyla yapılıp yapılmadığını siz bilemezsiniz.

    Evvelki yıl hastane işleten bir dostum aynen böyle söylemişti. Umumi tuvaletlerde ihtiyacınızı gidermek için bir lira ödemeniz gerekiyordu. Halbuki bir laboratuvara uğrarsanız, hem ihtiyacınızı gidermek, hem de idrar testinizi iki lira karşılığında halledebilmek mümkündü o vakitler. Sağlık Bakanlığı önce hizmetleri özelleştireceğiz diye hesapsızca bir dizi özel sağlık kuruluşuna destek olmuştu. Ama ortada bir hesap kitap yoktu. Birdenbire etrafı bir hizmet aşkı sarmıştı. Bütçe dikkate alınmadan kararlar alınmaya başladı. Sonunda sağlık harcamaları artmaya, üniversite hastanelerinde çalışan doktor sayısı da hızla azalmaya başlayınca, bakanlık kurulmasına destek verdiği özel sağlık kuruluşlarına bir dizi zorluk çıkarmaya başladı. Bu manasız fiyatlama işi de o zaman çıktı. Sağlık bütçesine global bütçe uygulaması ile kısıtlama getirildi. Bakanlık bu global bütçeyi maliyetini bilmediği hizmetlere sağlıklı biçimde paylaştırıp aktaramadı. Hem kamu hem de özel sağlık işletmeleri bir türlü dönememeye işte o zaman başladılar. Bakan aynı bakandı ama başlangıçtaki hesapsızlık hem bakanı hem de bakanlığı birdenbire devletçi yaptı. Ben sağlık sistemimize son on yılda hâkim olan zihniyeti 1930 model buluyorum ve bu işin cezasını milletçe en az bir yirmi yıl daha çekeceğimiz kanaatindeyim. Hesapsız işin her zaman için karın ağrıtıcı olduğunu düşünüyorum.

    Şimdi geleyim günün meselesine: Bu hafta Hürriyet gazetesinde yüz liraya MR çekilir mi haberini okurken aklıma başlıktaki ifade geldi. MR yüz liraya hem çekilir hem de değerlendirilirse ne olur? Ucuz etin yahnisi nasıl olursa öyle olur. Bilmedik aş, ya karın ağrıtır ya da baş. Ya çekimler yalap şap yapılır ya da çekimlere bakan uzman sonuçları şöyle bir göz ucuyla değerlendirir. Her durumda en çok kaybeden ise, özel sağlık sigortasına erişimi olmayan millettir. Durumun vahameti giderek artacaktır. Sonunda dün sağlık hizmetleri pek rahatladı diye sevinenlere “yahu sizin kazan var ya, işte o öldü” demek mutlaka gerekecektir.

    Aslında Sağlık Bakanlığı’nın çözmeye çalıştığı mesele, dünyanın her tarafında geçerli bir tartışma konusudur. Bu açıdan, Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim etmekte fayda vardır. Daha geçenlerde İngiltere’de Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün hesapsız harcamalarının nasıl kontrol altına alınabileceği tartışılıyordu. Ama dünyanın hiçbir yerinde bu sorunu öyle bir günde çözebilmek mümkün değil. Gelin bakın mesele sağlık ise işler nasıl zorlaşıyor?

    MR örneği üzerinden gidelim. Magnetic Resonance Imaging (MRI) 1990’larda daha ileri bir görüntüleme tekniği olarak radyolojide yeni yeni ortaya çıkıyordu. Şimdi artık yaygınlaştı. Son dönemde, bu alanda devlet hastanelerine servis sağlayan bir dizi özel ticari işletme ortaya çıktı. Bakanlık devlet hastaneleri için bu sağlık kuruluşları arasında bir ihale düzenliyor. Hürriyet gazetesinin haberine göre ihale eksiltme usulü ile yapılıyor. Bu kez ihale konusu olan hizmetin yalnızca fiyatını değil, aynı zamanda kalitesini de belirlemek gerekiyor. Tek boyutlu değil, çok boyutlu bir ihale söz konusu bu açıdan bakarsanız. Halbuki eksiltme usulü ile yapılan ihale bu açıdan pek de amaca uygun bir ihale yöntemi değil gibi duruyor. Bu ilk nokta.

    İkincisi, sağlık hizmeti söz konusu olduğunda hizmeti alanla hizmeti veren arasında derin bir malumat farkı var. Elma alırken, kaliteli olup olmadığına bakabilirsiniz, sandalye alırken oturup sağlamlığını deneyebilirsiniz. Ama MR çekiminden sonra elinize raporunuzu aldığınızda, işinizin hakkıyla yapılıp yapılmadığını siz bilemezsiniz. Öğrendiğinizde çok geç olabilir.

    Ben sağlık alanına baktığımda ortada bir hesapsızlık, bir özensizlik görüyorum. Bedelini hep birlikte ödeyeceğiz.


    Bu köşe yazısı 08.03.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır