Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Yüzde 4 giderek risk altına giriyor

    Fatih Özatay, Dr.26 Şubat 2013 - Okunma Sayısı: 1344

    KKO verileri, 2013'ün ilk çeyreğinde, 2012'nin 4. çeyreğine kıyasla sınırlı bir toparlanma yaşanmış olabileceğini söylüyor.

    Türkiye ekonomisindeki gidişat hakkında önemli bilgi veren iki değişkenin şubat ayı değerleri cuma günü açıklandı. Bu değişkenlerden ilki kapasite kullanım oranı (KKO). Aralık ayında mevsim etkisinden arındırılmış KKO kasım ayına göre arttı. Bu olgu, aralık ayında ekonominin toparlanmaya başladığının temel kanıtlarından biri olarak gösterildi. Oysa KKO mevsim etkisinden arındırılarak değil de basitçe bir yıl öncesine kıyasla ne kadar değişti diye incelenseydi on bir aydır aşağıya doğru bir eğilim gösterdiği hemen görülecekti. Üstelik son aylarda bu eğilim daha da belirginleşmişti. KKO’nun ve sanayi üretiminin bir yıl öncesine kıyasla gösterdikleri değişimler arasında yakın bir ilişki var. Aralık ayında sanayi üretimi belirgin bir düşüş gösterdi. Aylık oynamalara ‘takılmamak’ gerekiyor elbette. Ancak önemli olan şu ki yılın son çeyreğindeki üretim artışı, kendinden önceki çeyreklerde gerçekleşenden çok düşük oldu. Farklı bir ifadeyle, KKO’nun (doğru incelendiğinde) önceden verdiği sinyal doğrultusunda gerçekleşti sanayi üretimi.

    İkinci önemli gösterge ise Merkez Bankası’nın reel kesim güven endeksi. Şirketlerin ekonomiye duydukları güvenin önemli göstergelerinin başında geliyor. Yatırım harcamaları ile ekonomiye duyulan güven arasında aynı yönlü çok yakın bir ilişki var. 2012’nin ilk üç çeyreğinde yatırım harcamaları bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla yüzde 5,9 oranında düşmüştü. Muhtemelen son çeyrekte de belirgin bir düşüş yaşandı yatırımlarda. Bizim için önemli olan 2013’te ne olacağı.

    Avrupa’ya ilişkin belirsizlikler 2012’nin eylül ayının ortalarından itibaren azalmaya başladı. ABD’ye ilişkin belirsizlikler ise 2012’nin son günü büyük ölçüde ortadan kalktı. Hem bu gelişmelerin uluslararası riskleri azaltmasının hem de FITCH’in notumuzu yükseltmesinin yurtiçindeki şirketlerin ekonomimiz hakkındaki düşüncelerini daha olumlu kılması beklenir. Dolayısıyla, başka alanlarda olumsuz bir gelişme yaşanmadıkça, güvenin ve beraberinde yatırım yapma isteğinin artması en makul gelişme olacaktır. Ancak başka alanlarda olumsuz gelişme yaşanma riski olduğu da açık. Mesela yakın coğrafyamızdaki olaylar. Bu durumda, şirketlerin yaşananları nasıl algıladıkları, büyüme oranımızın düzeyini tayin eden önemli unsurlardan biri olan yatırım harcamalarının 2013’te nasıl gelişeceği açısından çok önemli. Reel kesim güven endeksi 2010’un son aylarından aralık ayına kadar olan dönemde neredeyse kesintisiz biçimde (bir yıl öncesine kıyasla) hep düştü. Buna karşılık, aralık ve ocak ayında bir yıl öncesine kıyasla ekonomiye duyulan güvende bir toparlanma oldu.

    Şubat ayı değerleri şöyle: KKO bir yıl öncesinin aynı ayına kıyasla yüzde 1 oranında azaldı. Düşüş sürüyor, ancak düşüş oranı son yedi ayda gözlenenin en düşüğü. Güven endeksi ise geçen şubattakinin yüzde 0.2 üzerinde: Artış oranı çok düşük ama hiç olmazsa aralık ve ocak ayında gözlenen iyileşme tersine dönmedi, sınırlı da olsa sürdü.

    Ne anlama geliyorlar? 2012’nin üçüncü çeyreği, büyüme oranı açısından bayağı kötüydü. Dördüncü çeyrekte çok sınırlı bir toparlanma olmuş olabileceği düşünülüyordu. Bunun gerçekleşmediği görüldü. Ocak ve şubat KKO verileri, 2013’ün ilk çeyreğinde, 2012’nin en kötüsü olan dördüncü çeyreğe kıyasla sınırlı bir toparlanma yaşanmış olabileceğini söylüyor bize. Güven endeksi ise şirketlerin risk algılamasının çok yavaş da olsa düzelmekte olduğunu belirtiyor. Ancak bu düzelmenin kırılgan olduğu da açık. Bu bilgiler ışığında yüzde 4 büyüme oranı hâlâ ulaşılabilir görünüyor. Ancak bu iyimser tahminin giderek sorgulanır hale geldiğine de dikkat.

    Bu köşe yazısı 26.02.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

     

    Etiketler:
    Yazdır