Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Türk dizilerinin sorunu nedir?

    Güven Sak, Dr.16 Şubat 2013 - Okunma Sayısı: 1641

    Türkiye’nin bölgesel bir güç olup olmadığıyla ilgili pek çok soru akla gelebilir. Ancak, tartışmasız bir gerçek var ki, Türkiye’nin “televizyon dizisi” gücü bölgede hızla yayılıyor. Peki ya Türkiye’nin yumuşak gücü? Onu bilmem ama Türk televizyon dizilerinin bölgede bayağı güçlü olduğu kesin… Dizilerin gücü, Mısır’dan, Yunanistan’a, Irak’tan Sırbistan’a her yere yayılıyor. İstanbul’un hiç sönmeyen ışıltısı ve çeşitliliği bölge insanın ilgisini çekiyor.  Türk dizilerinin bölgesel anlamına dair hiçbir fikrim yok. Ama, içeriden bakan bir göz olarak Türk dizilerinin sorunu hakkında birkaç kelam edebilirim. Eğer diziler ortalama bir Türk vatandaşının özlem duyduklarını yansıtan bir aynaysa, “Houston, büyük bir sorunumuz var” diyorum. Bakın bence Türk dizilerindeki sorun nedir.

    Ben Uzay Yolu dizisiyle büyüdüm. 60’ların sonu ve 70’lerin başında, Türk yapımı dizi yoktu. Uzay Yolu’nda, Atılgan’ın kaptan köşkünde en çok mühendis bulunurdu. Bizim nesil, bilgimizin sınırını genişleten ve tüm sorunlara pratik çözümler bulan mühendislerin ve doktorların hikayeleriyle büyüdü. O zamanların dizilerinde karakterler mesleklerinde uzmandı. Türk dizilerinde karakterlerin mesleklerine dikkat ettiniz mi? Hiçbiri teknik uzmanlık sahibi değildir. İşte tam da bu nedenle Türk dizilerinde bir sorun vardır.

    Bir ülkeyi tanımlayan ne izlediğiyse, Türkiye için tehlike çanları çalmaktadır. Bu mantıkla, Türkiye’de teknik bilgiyle donatılmış çalışkan meslek erbapları yoktur. Türkiye’deki televizyon dizilerinde karakterlerin ne iş yaptığına bakınca bu mesaj çıkmaktadır. Mesela, aralarında hiç sanayici yoktur. Türkiye, 1980’lerin başında başlayan ekonomik reform süreciyle bir sanayi ülkesi haline gelmiştir. Ama televizyon dizilerinde karakterlerin arasında bir tane bile sanayici yoktur. Türkiye’deki televizyon dizilerinde tek sanayici figürü “Öyle Bir Geçer Zaman ki” dizisindedir. O da zaten 1970’lerde geçmektedir! Türkiye’de sanayici olmak artık gözde değildir. Popüler olan, polis, savcı, padişah veya padişahın gözdesi olmaktır. İnşaat şirketine sahip olmak dizi karakterleri için en modern ve kentli seçenektir. Kadınlar genelde evde oturmayı ve görkemli bir hayat sürmeyi bir yerlerde çalışmaya tercih etmektedir. Türkiye’deki dizilere bakınca gördüğüm tablo budur. Kadınların yalnızca yüzde 30’unun işgücüne katıldığı bir ülke için pek de şaşırtıcı değil aslında… Benim Türkiye’deki televizyon dizilerine bakınca gördüğüm, çalışan kadınları sembolize eden olumlu bir rol modelin eksikliğidir. Türkiye’deki televizyon dizilerinde ne sanayici, ne biliminsanı, ne de girişimcilik hakkında yaratıcı hikayeler vardır.

    Türkiye’deki televizyon dizileri Türk toplumunun aynasıysa, çocukların yüzde 70’inin eğitim düzeyinde anne-babalarını geçememesine şaşırmamak lazım. Bir araştırmaya göre, OECD ülkeleri arasında en düşük sosyal hareketlilik düzeyine sahip olan ülke Türkiye’dir. Çocukların, anne ve babasının eğitim düzeyini aşamadığı ülkelerde anne ve babaların yüzde 91’i ilköğretim ve daha altı düzeyde eğitim görmüştür. 1985 ile 2010 arasında milli gelir düzeyi üç katına çıkmış; ancak çocukların yalnızca yüzde 30’u anne ve babalarına kıyasla daha iyi eğitim alabilmiştir.

    Türk televizyon dizilerindeki karakterler, fazla zahmet çekmeden kısa yoldan zengin olmaya bakmaktadır. En son memurluk sınavına bir milyondan fazla kişinin katılmasına şaşırmamak lazım. Çin’de de benzer bir durum söz konusudur. Ancak orda memurluk sınavından medet uman milyonlar değil, milyarlar var!

    Bu köşe yazısı 16.02.2013 tarihinde Hürriyet Daily News'te yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır