Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Üç hedef açısından son durum

    Fatih Özatay, Dr.07 Şubat 2013 - Okunma Sayısı: 1239

    Gelecek toplantıya kadar lirada değerlenme eğilimi iyice belirginleşirse verilecek tepkinin dozu bir miktar artacaktır

    Gelin bugün Merkez Bankası’nın üç hedefindeki gelişmelere ve bu gelişmeler çerçevesinde verebileceği tepkilere bakalım. Önceden belirteyim: Merkez Bankası’nın ‘ne yapması gerektiği’ ile ilgili değilim. “Ne yapacak” sorusuna yanıt arıyorum.

    Enflasyon hedefi yüzde 5. Son yazımda enflasyon gelişmelerini değerlendirdim. Kısaca şu: Enflasyon şu anda hedefin oldukça üzerinde ancak 2009’dan bu yana geçen süredeki ortalamasına çok yakın. Ancak Merkez Bankası şimdilik yüzde 5,3 olan yıl sonu gerçekleşme tahminini değiştirmeye gerek görmüyor. Bu durumda enflasyona bir tepki beklememek gerekiyor Merkez Bankası’ndan.

    Kredi artış oranı

    İkinci hedef, yıllık kredi artış oranının yüzde 15 civarında kalması. Ocak ayına ait dört haftalık kredi gelişmeleri var elimizde. Merkez Bankası’nın yaptığı gibi ölçüldüğünde, bu dönemin ortalama yıllık kredi artış oranı yüzde 20,1 olarak bulunuyor. Son altı haftalık ortalama da aynı. Ama bu son altı haftadan önceki yakın dönem gidince, mesela yine altı haftalık bir pencereden bakınca, yüzde 15’lik bir artış var. Kısacası, son haftalarda, kredi artış oranı hedefin üzerinde seyrediyor.

    Merkez Bankası zaten son Para Politikası Kurulu toplantısında, bu gelişmeye karşı zorunlu karşılık oranlarını sembolik bir düzeyde yükseltti. Öyle anlaşılıyor ki önümüzdeki toplantıya kadar mevcut durum sürerse -ki sürmemesi için bir neden yok- zorunlu karşılık oranlarını daha yüksek bir miktarda arttıracak.

    Merkez Bankası liranın reel değerini reel efektif kur endeksi (REKE) ile ölçüyor. Bu endeksin aldığı değerlerin giderek yükselmesi, liranın reel olarak değerlendiği anlamına geliyor. Üçüncü hedef olarak, REKE’nin 120’nin üzerine çıkmasından hoşlanmayacağını defalarca açıkladı. Yapılan açıklamalara göre, REKE’nin 120-125 arasında dolaşması ılımlı bir tepkiyi, 125’in üzerine doğru yönlenmesi ise şiddeti giderek artan bir tepkiyi doğuracak.

    Salı günü, ocak ayı REKE değeri 120,2 olarak açıklandı. Tepki verilecek mi? Birincisi, bu değer, ‘ılımlı tepki bölgesi’nde, hatta onun da alt sınırında. İkincisi, zaten bu gelişme öngörülerek ocak ayındaki Para Politikası Kurulu toplantısında bazı kararlar alınmıştı. Hem faiz koridorunun alt sınırı sınırlı ölçüde aşağıya çekildi hem de döviz cinsinden zorunlu karşılık oranı az da olsa yükseltildi. Üçüncüsü, son günlerde İtalya’dan ve İspanya’dan siyasi belirsizliğin arttığına dair haberler geliyor. Bu gelişmelerin sürmesinin risk alma iştahını olumsuz etkileyerek liradaki değerlenme baskısını hafifletmesi mümkün. Sürüp sürmeyeceğini ise bilmiyoruz; belirsizlik var.

    Kura sınırlı tepki

    Bu üç nokta göz önüne alındığında, önümüzdeki haftalarda aksine bir gelişme olmadıkça, Merkez Bankası’ndan üçüncü hedefe yönelik olarak belirgin bir tepki beklememek gerekiyor. Bir tepki verse de bu teki sınırlı olacaktır. Mesela döviz mevduatları için zorunlu karşılık oranını sınırlı ölçüde arttırabilir. Rezerv opsiyon katsayısında hâlâ bir oynama alanı kaldıysa küçük bir artışa gidebilir. Bir de faiz koridorunun alt sınırında yine çok sınırlı bir indirim olabilir. Bu sonuncusunun gerçekleşme ihtimali daha az. Elbette hiç tepki gelmeyebilir de... Ancak gelecek toplantıya kadar lirada değerlenme eğilimi iyice belirginleşirse o zaman bu araçlar kullanılarak verilecek tepkinin dozu bir miktar artacaktır.


    Bu köşe yazısı 07.02.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır