Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Kıbrıs’taki etnik çatışma daha büyük bir oyuna evriliyor

    Güven Sak, Dr.12 Ocak 2013 - Okunma Sayısı: 1104

    Kıbrıs meselesi zaten yeterince karmaşıktı. Ada çevresinde doğalgaz rezervleri bulunması soruna çözülmesi daha zor bir boyut kazandırdı. Hem Kıbrıs Rumları, hem de Kıbrıs Türkleri kendi egemen devletlerini talep etmektedir. Kıbrıs Rumları uluslararası topluluk tarafından tanınırken Kuzey Kıbrıs’ı tek tanıyan Türkiye’dir. Ancak, mesele hakkındaki politik duruşunuz ne olursa olsun açık ve kesin olan, Ada’nın birbirinden tamamen farklı iki toplum arasında bölünmüş olduğudur. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas, Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığının sonunda yeni yıl vesilesiyle yayınladığı mesajı okudunuz mu? Okumadıysanız tavsiye ederim. Hristofyas tam bir Kıbrıslı gibi konuştu. Bir bakıma Kıbrıs Türklerinden pek de farklı değildi. İki toplumun dilleri, dinleri ve etnik kökenleri farklı olabilir. Ama Kıbrıs’ta hem Türklerin hem de Rumların ruhlarını aynı ada şekillendirmiştir. Peki, bu doğalgaz zengini Doğu Akdeniz’i istikrarlı bir gelecek beklediğine delalet midir? Bana sorarsanız değildir.

    Kıbrıs’ın yakın dönem tarihi pek iç açıcı değildir. Birleşmiş Milletler denetimindeki tampon bölge Yeşil Hat Ada’nın kuzeyiyle güneyini birbirinden ayırmaktadır. İlk olarak 1964 yılında Türk ve Rum toplumları arasındaki şiddet olaylarına cevaben İngiliz barış kuvvetlerinin komutanı General Peter Young tarafından, koyu yeşil boya kalemiyle harita üzerine çizilmişti. 1974 yılında Rum kesiminin Yunanistan ile birleşmek amacıyla başlattığı darbenin ardından yaşanan gelişmeler Yeşil Hat’tı aşılmaz kıldı. Yunancada “enosis” olarak ifade edilen, Ada’yı Yunanistan ile birleştirme fikri tüm etnik çatışmalarda olduğu gibi Kıbrıs’ta da hala akıllardadır. 1974 darbesi, Birleşik Krallıktan bağımsızlığını kazandığı 1960 yılı itibariyle Ada’da kurulan iki toplumlu hassas dengeyi tekrar düzelmemek üzere bozmuştur. Darbe ayrıca Türkiye’nin aynı yıl Ada’ya askeri müdahalede bulunmasına ve iki toplumu birbirinden ayırmasına yol açmıştır. Konunun yabancısı olanlar için Kıbrıs sorunu herhalde böyle özetlenebilir.

    Kıbrıs sorunu son otuz yılda yaşanan gelişmelerle daha da karmaşık bir hal almıştır. İlk olarak serbest seçimler Türk kesiminde liderlik yapısında değişiklik getirmiş, Rum kesiminde böyle bir değişiklik olmamıştır. İkinci gelişme, Annan Planı için yapılan referandumda Türk kesiminin büyük çoğunluğu birleşme ve yeni bir devlet kurulması yönünde oy verirken Rum kesiminin planı reddetmesi olmuştur. Üçüncüsü, AB’nin hem siyasi hem de bölgesel olarak bölünmüş bir Ada’yı üyeliğe kabul etmesidir. Tüm bunların üstüne Ada çevresinde doğalgaz rezervleri olduğu ortaya çıkmıştır. Bölgede yapılan arama çalışmaları Kıbrıs’ta hem Türkler hem de Rumlar için ekstra gerginliğe yol açmıştır. 2013 yılında Doğu Akdeniz’deki sorun on sene öncekinden çok daha karmaşık olacaktır.

    Kıbrıs Türkleri ve Rumları, Ada’yı ikiye bölen tüm çizgilere rağmen pratikte ruh ikizidirler. Bugünlerde Ada’nın her iki tarafında da gündem konusu kamu çalışanlarının normal maaşlarına ek olarak yılda bir kez aldıkları ikramiye maaş olan “13. maaş” meselesidir. Ayrıca, hem Türk hem de Rum kesimi mali krizde. Yukarıda bahsettiğim açıklamada Hristofyas, Troyka ile yapılan müzakereler sonucu Ada’nın ekonomik sorunlarına ilişkin temel hedeflere ulaşıldığının altını çiziyor. Özellikle de hükümetinin “Troyka’nın takibe aldığı, kar oranı yüksek yarı-resmi işletmelerin özelleştirilmesini önlediğini ve Geçim Yardımı ve 13. maaş uygulamasını koruduğunu” vurguluyor. Kuzey Kıbrıs’ta da aynı zamanda 13. maaş tartışması yapılıyordu. Kuzey’de özelleştirmenin önüne tam olarak geçilmedi, Ercan havaalanının işletmesi yap-işlet-devlet modeliyle devredildi. Devir karşılığı alınan ilk ödemenin ise kamu çalışanlarının 13. maaşının ödenmesinde kullanıldığı söyleniyor.

    Bu köşe yazısı 12.01.2013 tarihinde Hürriyet Daily News'te yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır