Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Türkiye'de mühendisler ne iş yapıyor?

    Güven Sak, Dr.15 Ocak 2013 - Okunma Sayısı: 3526

    Bozukluk sistemdedir. Mühendisler, Türkiye sanayisizleştiği için mühendislik yapamıyorlar.

    Ben Uzay Yolu dizisiyle büyüdüm. Atılgan’ın kaptan köşkünde en çok mühendis bulunurdu. Klingon saldırısı nedeniyle güç kaynakları birer birer devre dışı kalmaya başlayınca, mühendisler makine dairesinde işbaşına koşarlardı. İletişim aksayınca, mühendisler devreye girerdi. Kahramanlarımız mühendisti. 1960’lı yıllarda mühendis olmak prestijli bir işti. Ama bakın bu günlerde Türkiye’de öyle değil.

    Televizyon dizileri her zaman bir şeyleri gösterir. Türkiye’deki televizyon dizilerine bakarsanız, mühendis olmak için hiçbir neden yoktur. Mühendislik okumuş bile olsa, bizim televizyonlardaki dizi karakterleri işgücü piyasamızda mühendis olarak istihdam edilmemektedir. Aralarında padişah vardır. Müteahhit vardır. Memuriyet revaçtadır. Hâkim, savcı, polis filan olmak iyidir. Geçtim mühendisi aralarında bir sanayici bile yoktur. Bu günlerde Türk televizyon dizilerinde faal tek sanayici figürü 1970’leri anlatan ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ dizisindedir. Sanayici vardır ama dizinin yetmişlerde geçen bölümünde! Mühendislik bizim memlekette bu aralar gözde bir meslek değildir. Halbuki Türkiye’nin daha fazla mühendise ihtiyacı vardır. Türkiye’de mühendis yoğunluğuna hiç baktınız mı? Gelin ben size bir anlatayım.
    Mühendis yoğunluğu, toplam işgücü içinde mühendis olarak çalışanların oranını gösteriyor ve bir ülkenin sanayiinin gücü hakkında bir gösterge olarak da kullanılıyor. Mühendis yoğunluğu arttıkça, ülkede yapılan araştırma geliştirme faaliyetlerinin yoğunluğu da artıyor. İleri teknolojili bir sanayi için mühendis yoğunluğu dikkate alınması gereken göstergelerden bir tanesi. Avrupa Birliği ülkelerinde toplam çalışanların yaklaşık yüzde 2’sini mühendisler oluşturuyor.

    2007 yılı için mühendis yoğunluğu oranı yüzde 2,14 civarında Avrupa Birliği ülkelerinde. Almanya ve Finlandiya’da yüzde 3, Polonya ve İspanya’da ise 1,50’lerde geziniyor. Mühendis olarak çalışanların toplam çalışanlara oranı, Türkiye’de ise yüzde 1’e bile ulaşamıyor. Türkiye, aynı oranın yüzde 0,94 olduğu Slovak Cumhuriyeti ile aynı yerde bulunuyor. Buyurun size 2023 hedeflerine ulaşmak için üzerinde çalışılması gereken bir başka gösterge: Türkiye’nin toplam işgücü içinde mühendis yoğunluğunu arttırması gerekiyor. Mesela İngiltere’de, kamu ve özel sektör işbirliğinde kurulan Council for Industry and Higher Education, ülkedeki mühendislerin sayısını arttırmak için çalışıyor.

    İngiltere’deki en parlak beyinleri nasıl mühendis yaparız diye bir kampanya yürütüyorlar.

    Peki, memlekette az mı mühendis yetişiyor? Sonunda dün sabah, Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı sitesinde buldum. Türkiye’de 2010 yılında üniversitelerimiz yaklaşık 75 bin mühendis mezun etmiş. Bu az bir sayı değil. Mesela Almanya’nın mühendis üretimi değerlerine uzak değil. Kore’de de bu kadar mühendis çıkıyor yılda. Gelin görün ki, bizim memlekette üniversiteden mühendis olarak çıkan daha sonra mühendis olarak çalışmıyor. Mesela bir bankada çalışmayı tercih ediyor. Etrafınıza bir bakın. Mühendislik okuyanlar daha çok para veren mühendislik dışındaki mesleklerde çalışmayı tercih ediyorlar. Gidip müteahhitlik yaptıklarında daha çok para kazanıyorlar. Ayrıca daha da fazla saygı görüyorlar. Mühendislik fakültesi mezunları mühendislik yapmıyor. İyi eğitimli gençler başka işler yaptıklarında daha çok para kazanacaklarını biliyorlar. Gidip mesela pastacı oluyorlar. Ben ortada temel bir bozukluk olduğunu düşünüyorum. Bozukluğun zinhar gençlerle bir alakası olduğunu da sanmıyorum. Bozukluk sistemdedir.

    Mühendisler, Türkiye sanayisizleştiği için mühendislik yapamıyorlar.

    Televizyon dizileri bir gerçeği yansıtıyor. Toplum neyi seyrediyorsa, öyle oluyor.


    Bu köşe yazısı 15.01.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır