Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Mısır’ın olmayan referandumu

    Güven Sak, Dr.29 Aralık 2012 - Okunma Sayısı: 895

    Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde hem Türkiye hem de Mısır anayasa komisyonu kurdu. Mısır’ın komisyonu Mart 2012’de, Türkiye’ninki ise Ekim 2011’de çalışmalarına başladı. Geçen hafta, Mısır’daki komisyon görevini somutlaşmayan bir referandumla tamamladı. Türkiye ise hala komisyon çalışmalarının sonucunu bekliyor. Peki, neden Mısır’daki süreci hiç var olmayan referandum diye tanımladım? Neden Türkiye’nin anayasa komisyonundan hala umutluyum? Müsaadenizle iki ülkedeki anayasa yapımı süreçlerini karşılaştırayım.

    Mısır da, Türkiye de bölünmüş toplumlardır. Bunu görmek için allame-i cihan olmaya falan gerek yok. Mısır’daki başkanlık seçimlerinin sonuçlarını Türkiye’nin 2011 seçim sonuçlarıyla karşılaştırmak yeterlidir. Yeni anayasa hazırlama süreci her iki ülkeye de açık ve adil bir tartışma ortamı vasıtasıyla toplumu ortak amaçlar etrafında birleştirmek gibi eşsiz bir fırsat sunmuştur.

    Doğru tasarlanırsa, yeni bir toplumsal mutabakat oluşturma mekanizması ulus düzeyinde uzlaşma sağlayabilir. Ancak, Mısır bu olanaktan faydalanamamıştır. Yeni anayasa referandum yoluyla yazılmış ve onaylanmıştır; ama Mısır hala bölünmüş bir toplumdur. Mısırlı arkadaşlarım hala Mursi’nin Mübarek’ten tek farkının temiz sakal tıraşı olduğunu düşünmektedir. Referandumun sonucu ise böyle düşünenlerin azınlıkta olmadığını göstermektedir. Mısır hala bölünmüş bir toplumdur ve sandığa giden seçmenlerin oranı sadece yüzde 30 düzeyindedir. Bana sorarsanız, çifte tehlike söz konusudur.

    Öte yandan, Türkiye’de mecliste yer alan ve seçmenin yüzde 95’ini temsil eden dört parti müzakere masasındadır. Henüz hiçbir parti Mısır’da Müslüman Kardeşler’in yaptığı gibi kendi anayasa taslağını dikte etmeye çalışmamıştır. İkincisi, federalizmden anadilde eğitime akla gelebilecek her konuda gerçek ve açık müzakere ortamı mevcuttur. Kurtuluş Savaşı’ndan bu yana, TBMM çatısı altında ilk kez gerçek anlamda açık ve faydalı bir müzakere ortamı doğmuştur. Mısır’da ise süreç böyle bir aşamadan geçmedi. Bana kalırsa bu oldukça önemli bir fark.

    Cumhuriyet tarihinde ilk defa yeni bir anayasa için güçlü bir halk talebi vardır. Türkiye’de vatandaşların üçte ikisi toplumsal mutabakatı temsil eden yeni bir anayasa talep etmektedir. Bu sonuç, Mısır referandumunda ortaya çıkan zayıf sonuçlarla karşılaştırılamaz. Bu da üçüncü noktadır.

    Elbette bu “Mısır’ın başaramadığını Türkiye başaracak” demek değildir. Yine de şu anda Türkiye’de yaşanmakta olan süreç çok değerlidir. Hacca gitmek için yola çıkan topal karıncayla ilgili kıssada olduğu gibi: Batı Anadolu’dan yola çıkan sakat bir karıncanın Mekke’ye gitmesinin imkansız olduğunu söyleyenlere karınca “Hiç olmazsa o yolda ölürüm” diye cevap vermiş. Kutsal Kitaba göre, hacı olma yolunda ölmek hacı olmaktan daha değerlidir.

    Ben Ankara’daki süreçten hala umutluyum. Başarı olasılığı yüksek olduğundan değil, başarısız olunursa kaybedilecek çok şey olduğundan...

    Bu köşe yazısı 29.12.2012 tarihinde Hürriyet Daily News'te yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır