Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Avrupa için karamsar bir yorum

    Fatih Özatay, Dr.08 Ocak 2013 - Okunma Sayısı: 944

    Avrupa ekonomisinde sınırlı bir kötüleşmede bile Türkiye'nin yüzde 4 oranında büyümesi riske girebilir.

    Kasım ayı sanayi üretimi siz bu satırları okuduğunuzda açıklanmış olacak. Bir yıl öncesine göre önemli bir artış gerçekleşmesi bekleniyor üretimde. Bunun iki nedeni var. Birincisi, 2011’in kasım ayında bayram vardı; çalışma günü sayısı azdı. Oysa 2012’nin kasım ayında bayram yoktu. Daha fazla çalışılan 2012’de üretimin de daha yüksek olması normal. İkincisi, üçüncü çeyrekte en kötüyü görmüş olabiliriz; ekonomi yılın son çeyreğinde toparlanmaya başlamış olabilir. İlk neden üzerinde herhangi bir şüphe gölgesi yok. Oysa ikinci nedenin ne kadar gerçekçi olduğundan emin değiliz. Kapasite kullanım oranı ve reel kesim güven endeksi gibi daha önce yayımlanan ve aralık ayı verileri de olan göstergeler, belirgin bir biçimde toparlanmanın başladığına bizi ikna etmiyor henüz. Ancak şunu belirtmek mümkün: Dördüncü çeyrek üçüncüden kötü değil. ‘Belirgin biçimde’ olmasa da ılımlı bir toparlanma yaşanmış olabilir. Ne kadar ılımlı? Bir şey söylemek için biraz daha gözleme ihtiyaç var.

    2013’e ilişkin tahminlerimi verirken hatırlarsanız dört temel kabul yapmıştım: ABD mali uçuruma düşmeyecek. Avrupa’da işler 2012’dekinden daha kötü olmayacak ama bir iyileşme de gerçekleşmeyecek. Dünya ekonomisinde büyüme, IMF’nin öngörüleri doğrultusunda 2012’ye kıyasla ılımlı bir artış gösterecek. Yurtiçi kredi artış oranı (ekonomi yönetiminin istediği gibi) yüzde 15 düzeyi civarında kalacak. Bu varsayımlar çerçevesinde, 2012’de yüzde 3’ün biraz altında kalması beklenen büyüme oranımızın 2013’te yüzde 4 veya çok az üzerine çıkması beklenir demiştim.

    Belirsizlik sürüyor

    Bu varsayımlardan ilki kısmen tuttu. Bazı sorunların çözümü iki ay sonraya ertelendi ama ABD mali uçuruma düşmedi. Avrupa’ya ilişkin bir uzmandan karamsar sayılabilecek bir yazı yayımlandı geçen hafta sonunda (C. Wyplosz, 4 Ocak, www.voxeu.org). 2012’ye ilişkin ikinci kabulümün gerçekçiliğini sorgulatan bir yazı bu. Yazar, özet olarak, Avrupa’da 2012’de bazı önemli adımlar atıldığını ancak asıl belirleyici kararların henüz alınmadığını belirtiyor. Zaten karar alamayan politikacıların bir de Avrupa Merkez Bankası’nın anı kurtaran ama temel sorunları çözmeyen uygulamaları nedeniyle gereğinden fazla rahatladıklarına dikkat çekiyor. Oysa sıraladığı sorunlar oldukça çetrefilli. Bunların kolay bir çözümü de yok. Sonuç olarak işlerin iyileşmeden önce biraz daha kötüleşeceğini, iyimser ihtimalle 2013’ün en kötü yıl olacağını, belki bu yıldan sonra Avrupa’nın daha iyi günlere yönelebileceğini vurguluyor.

    Yazar haklı çıkar ve bu yıl Avrupa’da işler 2012’den daha kötüye giderse bizim açımızdan olumsuz gelişmeler yaşanacağı açık. Peki, ne kadar olumsuz? Kestirmek zor. Gerçekten Avrupa’da işler kötüye gidecekse ne kadar kötüye gideceğine bağlı. Sınırlı bir kötüleşmede bile Türkiye’nin yüzde 4 oranında büyümesi riske girebilir. Kısacası, küresel ekonomiye ilişkin belirsizlikler hâlâ sürüyor.


    Bu yazı, 08.01.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır