Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Özel yatırımlar toparlanıyor

    Fatih Özatay, Dr.17 Eylül 2007 - Okunma Sayısı: 1444

     

    Açıklanan milli gelir verileri büyüme hızında önemli bir yavaşlamaya işaret etti. Milli gelirin yaklaşık yüzde 65'ini oluşturan özel tüketim harcamaları krizin etkisiyle tüm 2001'de ve bir de 2002'nin ilk üç ayında azalmıştı. O dönemden bu yana ise hep artmıştı. İlk defa 2007'nin ikinci çeyreğinde özel tüketim harcamalarının yine daraldığını gördük. Özel tüketim harcamalarının faize ve tüketici kredilerine duyarlı alt kalemlerinde bu eğilim daha önce belirginleşmişti. Dayanıklı tüketim mallarına yapılan harcamalar son dört çeyrektir azalıyor.

    Bu olumsuz gelişme sürecek mi? Bu soruya yanıt verebilmek için büyüme hızındaki yavaşlamanın arkasındaki temel nedenleri saptamak, sonra da bu nedenlerin varlıklarını bundan sonra da sürdürüp sürdürmeyeceğine karar vermek gerekiyor.

    Büyüme hızının düşmesinin, özellikle de özel tüketim harcamalarının azalmasının arkasındaki nedenler sır değil. 2006'nın mayıs ayında uluslararası piyasalarda büyük bir çalkantı patlak vermiş; piyasalarda faiz ve kur sıçramıştı. Hemen arkasından Merkez Bankası'nın kısa aralıklarla toplamda 4.25 puanlık faiz artırımı gelmişti (yüzde 13.25'ten yüzde 17.5'e). Özellikle cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle artan siyasi belirsizliği buna ekleyin. Bu gelişmeler ilerleyen aylarda özellikle tüketici kredilerine de yansımış, arz edilen kredi miktarının artış hızında önemli bir yavaşlama gerçekleşmişti.

    İlla aramak gerekirse, son gelişmelerde olumlu bir unsur da var: Özel kesim yatırımlarında bir toparlanma görünüyor. İnşaat yatırımları bir tarafa bırakılırsa, makine teçhizat yatırımlarının artış hızının tekrar yükselmeye başladığı saptamasını yapmak mümkün (Tablo 1). Yine aynı soruya geliyoruz: Bu eğilim sürecek mi?

    Yılın ilk sekiz ayındaki kredi verileri dörder aylık dönemler itibarıyla ele alınca, ikinci dört ayda tüketici kredilerinde önemli bir artış gerçekleştiği saptanıyor: Toplam krediler ilk dört ayda yüzde 5.9 oranında artarken, ikinci dört ayda bu hız yüzde 7.7'ye yükselmiş. Tüketici kredileri ile bireysel kredi kartlarının toplamında ise artış daha yüksek: Yüzde 6.5'e karşılık yüzde 13.2. 2006'daki çalkantı sırasında bir ara yüzde 23'lere kadar yükselen piyasa faizleri 2007'nin ilk aylarında yüzde 20'lerde geziniyordu. Şu sıralar yüzde 18'lere düştü. Siyasi belirsizlikler ortadan kalktı.

    Bu gelişmeler çerçevesinde, büyüme hızında önümüzdeki dönemde yeniden bir toparlanma beklenebilir. Ama iki olumsuz unsuru göz ardı etmemek kaydıyla: Kuraklığın tarımsal gelire yapacağı olumsuz etki ve küresel piyasalardaki belirsizliğin ne boyut alacağı. Bu iki unsur, özellikle de ikincisi daha da olumsuzlaşırsa toparlanma gecikebilir.
    Bu durumda yüzde 5 dolayında bir büyüme hızına sevinmemiz gerekiyor. Bu, 'kayıp yıllardaki' potansiyel büyüme hızımızın (yüzde 4 gibi) üzerinde bir hız. Unutmamak gerekiyor; uygulanan ekonomik programın temel aldığı büyüme hızı da yüzde 5. Sevinmemiz gerekiyor dedim ama biliyoruz ki işsizlik sorununu bu hızla büyüyerek çözemeyiz.

    Yine aynı yere geliyoruz: Potansiyel (sürdürülebilir) büyüme hızını artırmadan bir yere varmamız mümkün değil. Bu da 'art' emri ile artmıyor; bir dolu alanda reform gerektiriyor. Anayasa değişikliği ile ikinci nesil reformlar arasında yakın bir ilişki var; ama kimse bu konu üzerinde durmuyor. Ekonomi yine ikinci plana düştü.

    Bir de not: İkincil nesil reformların neler olabileceğini ve öncelik sıralamasının nasıl olması gerektiğini inceleyen bir rapora TEPAV'ın internet sayfasından (www.tepav.org.tr) ulaşmak mümkün.

    ozatay.520px

    Bu köşe yazısı 17.09.2007 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır