TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Bugün ağustos ayı enflasyonu açıklanacak. Ne gam! Yazım enflasyon üzerine değil. ABD ile ilgiliyim. Ne de olsa moda oldu ABD ekonomisi üzerine yazmak. Baştan belirteyim. Ara sıra bu alanda yazıyorum, ama bir uzmanlığım yok. Bu çerçevede değerlendirilmesinde yarar var yazdıklarımın.
Aşağıda bir grafik var. 1998 başı ile 2006 sonu arasındaki günlük verilere dayanıyor. ABD Merkez Bankası'nın hedef faizi ile iki yıl vadeli ABD Hazine tahvilinin getirisi (piyasa faizi) birlikte gösteriliyor. Basamak şeklinde hareket eden hedef faiz (politika faizi).
Herhangi bir merkez bankası açısından ideal olan kendi faizi ile piyasada belirlenen faiz hadlerinin uyum içinde hareket etmesi. Aksi takdirde para politikasının ekonomide etkin olması çok zor. Öyle ya, para otoritesi politika faizini değiştiriyorken piyasa faizi değişmiyorsa, para otoritesi boşa kürek çekmiş olacak.
Bu grafikten ABD için ele alınan dönem itibarıyla bu uyumun derecesi hakkında bir fikir edinmek mümkün. Ana eğilim olarak politika faizi ile piyasa faizinin beraber hareket ettikleri hemen belirleniyor. Politika faizi artarken, piyasa faizi de artıyor (ya da tersi).
Ama bazı dönemlerde her ikisi arasında belirgin bir farklılık var. Daha önce, birkaç yazıda benzer grafikleri Türkiye ekonomisi için de vermiştim. 2002 başından itibaren bizde de
piyasa faizi ile politika faizi aynı ana eğilimi izliyorlardı. Ancak bazı dönemlerde biri
(politika faizi) yerinde sayarken diğeri (piyasa faizi) alıp başını gidiyordu.
Bu iki faizin önemli ölçüde ayrıştığı dönemler genellikle risk algılamasında büyük değişiklik olan dönemler. Risk algılamasından kasıt, mali yatırımcıların risk alma iştahları. Yenilerde bu sütunlarda değinmiştim. Son tutsat (mortgage) krizi sırasında da böyle bir
farklılaşma görüldü. Uluslararası mali yatırımcıların risk alma iştahları bir ara dibe vurdu. Bu kurumlar/kişiler en risksiz mali varlıklara yöneldiler. Bu nedenle de, politika faizi sabitken, iki yıllık ABD Hazinesi tahvillerinin fiyatı yükseldi ve faizi düştü.
Böyle dönemler para otoriteleri açısından genellikle sıkıntılı dönemler. Piyasadaki
gerginliğin artmasını önlemek, mümkünse de en aza indirmek gerekiyor. Oysa genellikle bu, enflasyonu belli düzeylerde tutma hedefiyle çelişebiliyor. Ya da makul risklerle çalışan kuruluşların aleyhine, 'aşırı' risk alan kurumlar ödüllendirilmiş oluyor. Ama
gerginlik had safhadaysa, tek gaye mali sistemin sağlığını korumak oluyor. Saydığım zararlar sineye çekiliyor. Neyse, ABD Merkez Bankası'nın içine düştüğü zorluğu onlara bırakalım. Kendimize bakalım. Devam edeceğim.
Grafik 1: ABD Merkez Bankası'nın hedef faizi (basamak şeklinde olan) ve 2 yıl vadeli ABD Hazine tahvilinin getirisi (1998 ocak başı-2006 aralık sonu, %)
Grafik 2: Riskten kaçınma endeksi (VİX, koyu renk) ve ABD Hazine 2 yıllık tahvilinin getirisi ile ABD Merkez Bankası hedef faizi arasındaki fark (açık renk, %).
Dönem: Ocak 1998 başı-Aralık 2006 sonu
Bu köşe yazısı 03.09.2007 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Fatih Özatay, Dr.
29/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024