Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, Türkiye'de kamuoyunun AB'nin faydalı yol olduğuna ve 490 milyonluk nüfusuyla Avrupa'nın da Türkiye'nin getireceği faydalar konularında ikna edilmeleri gerektiğini belirterek, iç ve dış iletişim stratejilerinin önemini vurguladı.
BRÜKSEL- TEPAV ve Roma Merkezli Istituto Affari Internazionali (IAI) tarafından ortaklaşa olarak yürütülen "Türkiye'yi Konuşmak" Projesi kapsamında düzenlenen "AB'nin Türkiye İletişim Stratejisi ve Türkiye'nin AB'ye Yönelik İletişim Stratejisi " Konferansı 10 Şubat'ta Brüksel'de yapıldı. Konferansın açılışında konuşan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, Türkiye'de kamuoyunun AB'nin faydalı yol olduğuna ve 490 milyonluk nüfusuyla Avrupa'nın da Türkiye'nin getireceği faydalar konularında ikna edilmeleri gerektiğini belirterek, iç ve dış iletişim stratejilerinin önemini vurguladı.
Brüksel'de Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi'nde gerçekleştirilen toplantı, "Türkiye'yi Konuşmak" Projesi'nin sonuçlarını yaymak, farklılaştırılmış ve dinamik bir iletişim stratejisinin tasarımı ve birçok AB üyesi ülkede uygulanması konusunda bundan sonra atılacak adımın ne olacağını tartışmak amacıyla yapıldı.
Toplantının açılışında konuşan Başmüzakareci Egemen Bağış, Türkiye açısından ortak paydayı simgeleyen ve Cumhuriyet ilanından sonra en önemli çağdaşlaşma projesi olarak nitelendirilebilecek AB sürecinin toplumu birleştiren bir tutkal olduğunu vurguladı. AB'ye uyum yolunda Türkiye içindeki yedi yıllık sessiz devrimden ve son dönemde gerçekleşen reformlardan bahseden Bağış, Türkiye'nin bölgesel sorunlarda, işgücü alanında, küresel krizde Avrupa'ya sağlayabileceği katkıların altını çizdi. Bağış, Türkiye'de kamuoyunun AB'nin faydalı yol olduğuna ve 490 milyonluk nüfusuyla Avrupa'nın da Türkiye'nin getireceği faydalar konularında ikna edilmeleri gerektiğini belirterek, iç ve dış iletişim stratejilerinin önemini vurguladı.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu konuşmasında referandum gerçeği nedeniyle genişleme sürecine kamuoyunun katkısının ve bu süreçte sivil toplum diyalogunun önemini vurguladı. Her bir üye devlette Türkiye'ye dair kamuoyu algılarının farklı olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Türkiye'yi Konuşmak" projesinin bu algıları ve Avrupa'daki Türkiye imajını anlamak bakımından çok faydalı olduğunu belirtti. Hisarcıklıoğlu, iş dünyası desteğinin Türkiye ve Avrupa'daki iletişim stratejilerinin uygulanması bakımından büyük önem taşıdığını vurguladı.
AB Komisyonu Genişleme Genel Müdürü Michael Leigh ise konuşmasında Komisyon'un müzakere çerçeve belgesi ışığında Türkiye'nin katılım sürecine sıkı biçimde bağlı olduğunu, müzakerelerde Komisyon'un "kolaylaştırıcı" bir rol üstlendiğini belirtti. Daha fazla fasılda müzakerelerin açılmasını arzu ettiklerinin altını çizen Leigh, bu yolda Türk tarafının müktesebata uyum ve uygulama konularında daha fazla çaba göstermesi gerektiğini, benzer şekilde de Avrupa tarafının çekince ve şüphelerinden arınmasının şart olduğunu vurguladı. Leigh, bu çerçevede, bu projenin hem Avrupa'daki hem de Türkiye'deki kamuoyuna hizmet edeceğine dair inancını dile getirdi.
Açılış konuşmalarının ardından gerçekleşen panellerde izlenmesi gereken stratejinin anahatları IAI'den kıdemli araştırmacı Nathalie Tocci tarafından dinleyicilere aktarıldı. Türkiye'nin iletişim stratejisi konusunda Avrupa başkentlerine ve Avrupa'daki ekonomik ve sosyal taraflara yönelik olarak atılacak adımlar sırasıyla Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü'nden Jean Christophe-Filori ve Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi'nden Filip Hamro-Drotz tarafından tartışıldı. Radikal Gazetesi köşe yazarı Murat Yetkin, medyanın iletişim stratejilerindeki rolüne değinirken, Avrupa Birliği Genel Sekreteri Büyükelçi Oğuz Demiralp ise iletişim stratejileri hakkında Türkiye içindeki tartışmaları değerlendirdi.