TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Değerlendirme Notu / Esra Özpınar
Bebek ölümleri, temel sağlık göstergeleri arasında yer almaktadır. Aynı zamanda bir ülkenin refah seviyesine de işaret etmektedir. Bebek ölümlerinin fazla olması, bir ülkenin yeterli derecede üreme sağlığı, anne ve çocuk sağlığı hizmeti veremediğini söylemektedir. Bu yüzden, sağlık politikaları aracılığıyla ilk müdahale edilen alanlardan bir tanesi anne ve bebek ölümlerini azaltmaya yönelik uygulamaların pratiğe koyulmasıdır. Türkiye, bu anlamda, anne ve bebek ölümlerini azaltmak için somut politikalar izlemiş ve ölümleri azaltmıştır. Buna karşılık, açıklanan 2015 ölüm istatistikleri[1] incelendiğinde, Türkiye genelinde bebek ölüm hızı düşme eğilimindeyken özellikle Suriyeli nüfusun yaygın olduğu yerlerde bebek ölüm hızında bir artış gözlenmektedir. Bu çalışmada, Türkiye’deki bebek ölüm hızının 2009-2015 yılları arasındaki değişimi ve bunun nedenleri irdelenecek; bu soruna yönelik hangi tedbirlerin alınabileceği tartışılacaktır.
Bebek Ölüm Hızı Nedir?
Bebek ölüm hızı, her 1000 canlı bebek başına kaç tane 1 yaşın altında bebeğin öldüğünü gösterir. Bebek ölümleri, hamilelik dönemi komplikasyonlarına, erken doğuma, yetersiz bağışıklamaya, beslenme yetersizliğine, yetersiz bakım ve hijyen koşullarına, çevresel koşullara, yaralanmalara, vb. sebeplere bağlı bir şekilde gerçekleşebilmektedir. Anne ve bebek ölümlerini engellemek sistemli müdahaleler ile mümkündür.
Türkiye’nin bebek ölüm hızında dünyadaki konumu
Bebek ölüm hızının dünya trendine bakıldığında bir azalma eğilimi gözlenmektedir. 1960’lı yıllardan 1987’ye kadar dünyadaki trendin üzerinde bebek ölüm hızına sahip olan Türkiye, daha sonrasında sürekli azalan bir çizgiye sahip olmuştur (Şekil 1). Özellikle 1990’lardan itibaren geliştirilen anne ve çocuk sağlığını iyileştirmeye yönelik Bebek Dostu Sağlık Kuruluşları Programı (1991), Anne Ölümleri İzleme Programı (2007), Bebek Ölümleri İzleme Programı (2009), Demir Gibi Türkiye Programı (2004), evlilik ve gebelik öncesi bilgilendirme programları, aile planlaması, yenidoğanlara yönelik geliştirilen bakım hizmetleri, yoğun bakım, canlandırma, vb. programları kapsayan politikaların meyvesini vermesiyle hızlı bir şekilde anne ve bebek ölüm hızında azalma kaydedilmiştir. Bebek ölümlerine ilişkin düzenli politikaların uygulanmasından önce, 1981’de örneğin, bebek ölüm hızı 86 olan Türkiye, Kiribati ve Guatemala gibi ülkelerle benzerlik gösterirken; Zimbabve (64), Vietnam (46) gibi bugün bir hayli gerisinde bıraktığı ülkelerden çok daha vahim bir duruma sahipti.[2] Öte yandan Türkiye hala sadece yüksek gelirli OECD ülkelerinin değil; OECD ortalamasının da üzerinde seyretmektedir. Yine 1981 değerlerine bakıldığında, Belçika ve Almanya’nın Türkiye’nin bugünkü bebek ölüm hızına daha o tarihte sahip olduğunu göstermektedir. Bugün ise bu ülkelerdeki bebek ölüm hızı 3’tür. Bu anlamda, Türkiye’nin uygulamış olduğu politikalarla bebek ölüm hızında göstermiş olduğu eğilimleri incelemekte yarar bulunmakta ve durumu daha iyi bir seviyeye çekebilmek için yapılması gerekenler tartışılmalıdır.
[1] TÜİK, Ölüm İstatistikleri 2015 http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=21522
[2] World Bank, Infant Mortality Rate http://data.worldbank.org/indicator/SP.DYN.IMRT.IN
Çalışmanın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
24/11/2024
22/11/2024
20/11/2024
20/11/2024
19/11/2024