TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Değerlendirme Notu / Nilgün Arısan Eralp
Son zamanlarda Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin yeniden canlandığı izlenimi veren bazı somut gelişmeler oldu. 29 Kasım 2015 tarihinde yaklaşık on yıl sonra Türkiye ile AB’nin devlet ve hükümet başkanları bir zirve toplantısında bir araya geldi, 14 Aralık 2015 tarihinde iki yıldan sonra ilk defa katılım müzakereleri kapsamındaki bir fasıl (17. Fasıl: Ekonomik ve Parasal Politika) açıldı.
Bu gelişmelerin başlıca itici gücü ikinci dünya savaşından bu yana tarihinin en ciddi mülteci krizini yaşayan AB’nin bu krize çözüm bulma çabaları kapsamında Türkiye ile işbirliği yapmaya karar vermesiydi. AB bir süredir sınırlarına mülteci akımı karşısında topraklarına düzensiz göç akışını engelleyerek iskan plan ve programları vasıtasıyla meşru sığınmacılardan bir kısmını düzenli şekilde alacak bir süreç oluşturmaya ve eşanlı olarak mültecileri kendi bölgelerinde tutmak için onlara ev sahipliği yapacak ülkelere istihdam, eğitim, gıda ve sağlık hizmetlerinin sağlanmasında da yardımcı olma niyetinde. AB bu şekilde bir anlamda mültecilerin yükünü üçüncü ülkelerle paylaşmaya çalışıyor. Kendisinin bundan sonra sadece nitelikli mülteci alacağı konusundaki yaklaşımı ve bu yaklaşımın sınırlı sayıda AB üye ülkesi tarafından paylaşıldığı düşünülürse bu çabanın bazıları tarafından “külfet devri” olarak algılanması da yadırganmamalı.
Bu bağlamda Türkiye’nin AB’nin acilen işbirliğine gitmek istediği anahtar ülke konumunda görülmesi de çok doğal, çünkü ülkede yaklaşık 2.3 milyon Suriyeli “misafir” bulunmakta ve bu yıl 350.000’den fazlasının Avrupa’ya gitmek üzere Türkiye’den ayrıldı.