TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Değerlendirme Notu / Bengisu Özenç
Önümüzdeki 15 yılın küresel kalkınma gündemine yön verecek olan önemli gelişmelere ev sahipliği yapan 2015 yılını geride bırakmak üzereyiz. Şimdi tüm dünya, bugün Paris’te başlayan 21. Taraflar Konferansı’ndan (COP 21) çıkacak sonucu bekliyor. Burada Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (UNFCCC) taraf olan ülkeler, Kyoto Protokolü’nün yerini alması beklenen bir anlaşma metni üzerinde müzakerelerde bulunacaklar. Ana amaç, 2100 yılına kadar küresel ısınmayı 2oC’nin altında tutabilmek. Bu değer 800’den fazla bilim insanından oluşan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından ortaya konulmuş olan ve iklim değişikliğinin geri dönülemez etkileri için eşik değer kabul edilen bir limit. Bunun için de, sanayi devriminden bu yana hızını artırarak sürdüren insan kaynaklı sera gazı emisyonlarını azaltmak, hatta geri çevirmek, karbon nötr bir dünyaya geçmek gerektiği vurgulanıyor.
Aslında iklim değişikliği ile mücadele konusu, çok daha geniş bir “sürdürülebilir kalkınma” gündeminin sadece bir parçası. Bu sürecin de sahibi Birleşmiş Milletler. Eylül ayı sonunda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 193 ülkenin kabulüyle birlikte, ortak bir çerçevede anlaşmaya varıldı. Yoksulluk, sağlık, gıda güvenliği, cinsiyet eşitliği, çevre ve adalet gibi çok çeşitli 17 hedeften oluşan bu çerçeve, 2030 yılına kadar gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin kalkınma çabalarının doğrultusunu belirlemiş oluyor.
Bu çerçevenin bir nevi bugüne kadarki büyüme modellerinin ortaya çıkardığı eşitsizliklerle yüzleşme imkânı olduğu da söylenebilir. İmzacı ülkeler bir yandan bu eşitsizliklerin mevcudiyetini kabul edip, gidermek üzere çaba gösterirken, diğer taraftan da küresel kriz sonrası yeni büyüme patikasının daha fazla eşitsizlik yaratmaması için uğraşacaklar. Sonuçta, Antalya’daki G20 Liderler Zirvesi paralelinde TEPAV’ın düzenlediği Zirve-Öncesi toplantısında Jeffrey Sachs’ın da dediği gibi “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri mevcut gidişatı değiştirmek, eğilimi kırmakla ilgili. Bundan sonra işlerin olağan haliyle (business as usual) sürdürülebilmesi mümkün değil.” Buna, elbette ki iklim değişikliği ile ilgili hedefler de dahil.
24/11/2024
22/11/2024
20/11/2024
20/11/2024
19/11/2024