TEPAV ve IAI tarafından hazırlanan ve çeşitli Avrupa Birliği üye ülkelerinde Türkiye'nin AB'ye katılımına karşı sergilenen yaklaşımları inceleyen rapor, Avrupa Parlamentosu'nda düzenlenen bir toplantıda tanıtıldı.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı(TEPAV) ve İtalyan Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IAI) tarafından hazırlanan ve çeşitli Avrupa Birliği üye ülkelerinde Türkiye'nin AB'ye katılımına karşı sergilenen yaklaşımları inceleyen rapor, 3 Ekim 2007 Çarşamba günü Avrupa Parlamentosu'nda (AP) düzenlenen geniş katılımlı bir toplantıda tanıtıldı. Toplantıya iki kuruluşun temsilcileri ve rapora katkıda bulunan araştırmacıların yanısıra AP'den milletvekilleri, çeşitli kuruluşlardan gözlemciler, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) yetkilileri ve basın mensupları katıldı.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği üyesi ülke kamuoylarının Türkiye'ye karşı daha olumlu bir tutum sergilemesi için siyasi iradenin ve olumlu liderliğin ön koşul olduğunu ifade etti.
Nathalie Tocci tarafından ayrıntılı olarak tanıtılan rapor üzerine yorumlar yapan AP Milletvekillerinden Annemie Neyts-Uyttebroeck ise Türkiye'nin AB'ye katılımının mutlak surette desteklenmesi gerektiğini, ancak Türkiye'nin de sürece Kopenhag kriterlerini yerine getirerek katkıda bulunmasının kaçınılmaz bir zorunluluk olduğunu vurguladı.
Sürecin ucu açık olarak nitelendirilmesinin getirdiği belirsizlik havasının Türkiye'yi düş kırıklığına uğrattığını belirten Neyts, bunun kötüye yorulmaması gerektiğini, önyargıları görmezden gelmektense onları çürütmeye çalışmanın doğru strateji olduğunu ifade etti.
AP Milletvekili ve Yeşiller Grubu Eş-Başkanı Daniel Cohn-Bendit de sürecin ucu açık olmasının doğal olduğunu, bunun Türkiye'nin aday ülke olarak vasıflarından çok Avrupa Birliği'nin kendi gidişatından kaynaklandığını söyledi. Türkiye'nin büyüklüğü ve kimliği itibariyle herhangi bir aday üyeden farklı olduğunu vurgulayan Cohn-Bendit, Müslüman bir ülke olarak Türkiye'nin AB üyelik sürecinin en önemli koşullarından birinin laiklik olduğunun ve bundan sonraki süreçte demokrasi ile laikliğin bütünleştirilmesi zorunluluğunun altını çizdi.
Toplantının öğleden sonraki oturumunda TEPAV Direktörü Prof. Dr. Güven Sak ve ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Sencer Ayata Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasal ve ekonomik sürece ilişkin birer sunum yaptılar.
Son olarak söz alan Avrupa Komisyonu Türkiye Masası Şef Yardımcısı Jean-Christophe Filori, müzakerelerin kesintisiz bir diyalog sağlamak bakımından önemini vurgulayarak, Türkiye'nin üyeliğine atfedilen stratejik önemin gün geçtikçe büyüdüğünü ifade etti. Türkiye'nin son aylarda kritik bir demokrasi sınavını başarıyla geçtiğini dile getiren Filori, müzakere sürecinin başarıyla sona ermesi için Türkiye'nin reformlara hızla ve kararlılıkla devam etmesi gerektiğini kaydetti.
Katılımcılar ayrıca, Türkiye'nin kendisini daha fazla ve daha doğru tanıtması ve AB'ye üyeliği konusundaki tartışmaya bilfiil katılıp katkı sağlaması bakımından sivil toplum diyalogunun, bu çerçevede IAI-TEPAV ortaklığında gerçekleştirilen projenin önemini vurguladılar.