TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için bu paketin yetmeyeceği, çok sayıda alandaki reform ihtiyacının devam ettiği açıklandı.
ANKARA - TEPAV, yeni teşvik paketinin, ülkemizde bugüne kadar geliştirilmiş en kapsamlı ve teknik açıdan en doğru düzenleme olduğunu belirtirken, ancak 2023 hedeflerine ulaşmak için yeterli olmayacağını, çeşitli alanlarda reform yapmak gerektiğini açıkladı.
TEPAV Ekonomi Politikaları Analistleri Ozan Acar ve Esen Çağlar tarafından hazırlanan “Yeni Teşvik Paketi Üzerine Bir Değerlendirme” başlıklı politika notu yayımlandı.
Cari açık üzerindeki etkilerini öngörmek mümkün görünmüyor
Not’ta teşvik paketinin açıklanan amaçlarına ulaşabilme olasılığı değerlendirilirken, “Yeni teşvik sisteminin birden fazla hedefinin olması, tek bir politika aracıyla bu kadar çok hedefe ulaşılabilir mi sorusunu akıllara getiriyor. Yatırımları engelleyen piyasa aksaklıklarını gidermeden şirketlere mali teşvikler sağlamanın sürdürülebilir rekabet gücüne katkı yapacağını söylemek mümkün değildir” denildi. Konuya şöyle devam edildi:
“Cari açığın teşvik paketiyle azaltılıp azaltılamayacağı meselesi, yeni düzenlemeye ilişkin tartışma konularının başında geliyor. İktisadi bir perspektiften değerlendirildiğinde, bu paketin cari açık üzerindeki etkilerini kolaylıkla öngörmek mümkün görünmüyor. Ancak cari açığın temelinde, Türkiye’deki yatırım ve tasarrufların düzeyi arasındaki fark yatıyor. Tasarruf oranlarının değişmediği bir ortamda, yatırımların artmasının ise cari açığı arttırıcı bir etki ortaya çıkaracağını söylemek mümkün gibi görünüyor.
Yeni teşvik sisteminin bölgesel gelişmişlik farklarını azaltma noktasında nasıl bir etkiye sahip olacağı da bir diğer temel tartışma konusudur. Bölgesel kalkınma perspektifinden değerlendirildiğinde, ülkemizdeki ekonomik fırsatların dağılımındaki çarpıklıkların giderilmesini tek bir teşvik paketinden beklemek fazla iyimser olacaktır.”
Uygulamada karşılaşılacak zorluklar…
Not’ta teşvik sistemindeki bazı belirsiz ve sorun yaratabilecek konulara da dikkat çekildi. Bu bölümde, “İller arasında ve iller içinde haksız rekabet ile kazanılmış haklar arasındaki denge nasıl sağlanacak? Yeni teşvik paketinin uygulama sürecinde tüm yetki merkezde mi olacak? Eğer öyleyse, proje bazlı değerlendirme için bir kapasite atılımı yapılacak mı? Cari açığı azaltma amacıyla desteklenecek stratejik yatırımların rekabet gücünü sağlamak adına korumacılık tedbirleri de uygulanacak mı?” sorularına yer verildi.
Evet, ama yetmez
TEPAV’ın notunun sonuç bölümünde, geçmiş teşvik paketleriyle kıyaslandığında, yeni düzenlemenin Türkiye’nin farklı yerlerinde, özellikle de az gelişmiş bölgelerimizde, imalat sanayi yatırımlarının miktarının artmasına önemli bir katkı vereceğini söylemenin mümkün olduğu bildirildi. Not’a şöyle devam edildi:
“Bu açıdan bakıldığında, yeni teşvik paketini son derece başarılı olarak değerlendiriyoruz. Yeni teşvik paketi, ülkemizin çok farklı bölgelerindeki ve sektörlerindeki yatırımcılardan gelen talepleri ve önerileri, sanayileşmeye katkı sağlayacak bir düzenlemeye dönüştürmeyi başarmış gözükmektedir. Bu taleplere yanıt verebilme açısından, yeni teşvik paketinin, ülkemizde bugüne kadar geliştirilmiş en kapsamlı ve teknik açıdan en doğru düzenleme olduğu da söylenebilir.”
Değerlendirmede, düzenlemenin başarılı olmasına rağmen, sanayileşme sürecini devam ettirme, bölgesel gelişmişlik farklılıklarını azaltma, küresel ekonomide rekabet gücünü arttırma ve cari açığı azaltma gibi çok iddialı ve çok farklı politika müdahaleleri gerektiren hedeflerin çözümünü sadece bu teşvik paketinden beklemenin, hem bu pakete hem de onu hazırlayanlara ve uygulayacak olanlara büyük bir haksızlık olacağı vurgulandı. “İddialı bir yapısal reform gündemiyle desteklenmeyen bir teşvik sistemin başarısının da sınırlı olacağı unutulmamalıdır” denilen nota şöyle devam edildi:
“Dolayısıyla rekabet gücü endeksinin bileşenleri arasında yer alan işgücü ve beceriler, kurumsal ve fiziki altyapı ile yönetişim gibi çok sayıda alanda reform yapmadan, bu yeni teşvik paketinin Türkiye’yi ilk 10 (ülke) arasına sokmasını beklemek pek gerçekçi bir yaklaşım olmayacaktır. Yeni paketin tanıtım toplantılarında vurgulandığı gibi, 2013 yılında çok sayıda yeni yatırımın teşvik edilmesi bu düzenleme ile sağlanabilir olsa da, 2023 hedefleri için yapısal reform gündemi ihtiyacı devam ediyor. Ve zamanımız giderek azalıyor.”