Türkiye'de toplumsal güven son yıllarda giderek daha görünür bir toplumsal sorun haline gelmiştir. Toplumda farklı kesimler arasındaki kutuplaşma ve kurumlara duyulan güvendeki azalma, günlük hayattan siyasete pek çok alanda hissedilmektedir. En güncel çalışmalardan biri olan ve 2022-2023 döneminde gerçekleştirilen EBRD’nin (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası) Life in Transition 2024 çalışmasına göre “insanların çoğuna güvenilebileceğini söyleyebilir misiniz?” sorusuna Türkiye’deki bireylerin yüzde 12,6’sı kısmen güvenebileceği, yüzde 5’i ise tamamen güvenebileceği cevabını vermiştir. Bu son derece düşük oran, Türkiye’yi dünya genelinde toplumsal güvenin en zayıf olduğu ülkeler arasına yerleştirmektedir. Kurumlara duyulan güven de benzer biçimde düşüktür. Pew Araştırma Merkezi’nin 2024’teki anketine göre Türkiye’de halkın yüzde 46’sı hükümetin ülke için doğru olanı yapacağına güvenirken yüzde 51’i güven duymadığını ifade etmektedir. Üstelik bu güvensizlik duygusu siyasal kamplara göre keskin farklılıklar göstermektedir: İktidar partisi destekçilerinin yüzde 84’ü hükümete güven duyarken muhalif konumdaki vatandaşlarda bu oran sadece yüzde 17’dir. Toplumsal kesimler arasındaki bu derin güven uçurumu, kamusal tartışmalarda ve günlük etkileşimlerde de kendini göstererek sosyal uyumu tehdit eden bir boyuta ulaşmıştır. Son Galatasaray-Fenerbahçe derbisinde yabancı bir hakemin görevlendirilmesi ve Trabzonspor’un da Galatasaray ve Fenerbahçe ile oynayacağı maçlarda aynı yabancı hakemin görev almasını talep eden bir açıklama yapması bile Türk’ün Türk’e duyduğu güvendeki azalmanın göstergelerinden biri olarak değerlendirilebilir.

Politika notunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.