TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Değerlendirme Notu / Doç. Dr. M. Sait Akman
Küresel düzenin 20 Ocak 2021 tarihinde ABD Başkanlığı görevini devralacak Biden’dan beklentileri bir hayli fazla. Her şeyden evvel Trump döneminin tersine kurallara dayalı çok taraflı sistemi esas alacağı ve ABD’nin küresel sorunlar karşısında daha uzlaşmacı ve geleneksel liderlik rolüne sahip çıkacak bir anlayışa yer vermek isteyeceği düşünülmektedir. Özellikle küresel ticaret sisteminin temeli olan Dünya Ticaret Örgütü’nün reformu ve iklim değişikliği konularında somut adımlar atması istenmektedir. Başkan Biden’ın ABD’nin iç siyasi gündeminde yer tutan konular ile küresel gündemi dengeleyecek adımları uyumlu bir şekilde atması başarısının temel anahtarlarından birisi olacaktır. Özellikle ticaret alanında AB başta olmak üzere ortak değerleri paylaştığı müttefikleri ile ilişkilerini tekrar sağlam bir düzleme oturtması da bir hayli önem taşımaktadır.
Küresel ticaret sistemi dört yıllık Trump döneminde önemli açmazlarla karşı karşıya kalırken, sistemin temelini oluşturan ve çok taraflı ticaret kurallarının kurumsal yapısı niteliğindeki DTÖ bir “kriz” ile mücadele etmektedir. Trump yönetiminin daha başlangıçtan itibaren Türkiye’nin de aralarında bulunduğu pek çok tedarikçi ülkeye karşı demir ve çelik ürünlerinde getirdiği ilave gümrük vergileri, Amerikan ulusal güvenlik çıkarları nedeniyle uyguladığı ticari kısıtlamaları, DTÖ’nün Temyiz Organı’na (Appellate Body) yeni üyelerin atanmasını engellemek suretiyle dumura uğratılması, hatta DTÖ’nün yeni Genel Direktörü’nün seçimi sürecinde oluşan mutabakata katılmaması ve elbette Çin ile giriştiği rekabetin sonucu oluşan “ticaret savaşında” Çin ürünlerine karşı önemli boyutta gümrük vergileri getirmesi ve bu ülkenin daha fazla ABD ihraç ürününe kapılarını açması için baskı yapması ticaret sistemi üzerinde gerilim noktaları oluşturdu.
Değerlendirme notunun tamamına erişmek için tıklayınız.