Tepav|Epri, Oxford Üniversitesi'nde Orta Doğu konusunda öğretim görevlisi olarak çalışan St. Anthony's College uzmanlarından Dr. Philip Robins'in ana konuşmacı olarak katıldığı "Irak'taki Son Gelişmeler Işığında Türk Dış Politikası"nı konu alan dar katılımlı bir yuvarlak masa toplantısı düzenledi.
Oxford Üniversitesi'nde Orta Doğu konusunda öğretim görevlisi Dr. Philip Robins, Nisan ayında Ankara'da bir dizi ziyaret gerçekleştirdi. Aynı zamanda Oxford St. Antony's College ‘da uzman araştırmacı olarak görev yapan Dr. Robins 6 Nisan 2006 tarihinde TEPAV|EPRI'de "Irak'taki son gelişmeler ışığında Türk Dış Politikası'"nı konu alan dar katılımlı bir yuvarlak masa toplantısında onur konuşmacısı olarak yer aldı. Robins konuşması sırasında ilk olarak Irak'daki son gelişmeler ve Irak'ın geleceği konularını ele aldı, son zamanlarda sıkça dile getirilen Irak'ta bir iç savaşın çoktan başlayıp başlamadığı sorusuna değindi. Robins, daha sonra ise kurumsallaşma ve meşruiyet kavramları arasındaki ikileme dikkat çekti. Yoktan kurumlar yaratmanın meşruiyet kazandırdığına ama aynı zamanda da meşruiyetin en başından beri bu kurumların işleyebilmesi için gerekli olduğuna dikkat çekti. Bu tezin özellikle Irak için çok önemli olduğunu çünkü, Amerika'nın Irak'taki sisteme yasal zemin kazandırmak için baştan beri anayasal süreci desteklediği ve etnik-dinsel grupların bu anayasal sürece katılmasını sağlamaya çalıştığını söyledi. Robins, Irak'ta anayasal sürecin çökmesi durumunda Irak devletinin kantonlaşması sorunu ile karşı karşıya kalacağımızı belirtti.
Robins, konuşmasının ikinci kısmında ise Türk dış politikası hakkında yorumlarda bulundu. Türkiye'nin Avrupa'nın liberal alt sistemi ile Orta Doğu'nun real-politik alt sistemi arasında sıkışmış olmasından dolayı çok özel bir konumu olduğuna dikkat çekti. "Suits and Uniforms: Turkish Foreign Policy Since the Cold War" adlı kitabında da belirttiği gibi İsrail ile olan ilişkiler, Kürt liderler ile yakın temaslar gibi örneklerle kanıtlanan Soğuk Savaş sonrası aktif "Türk Dış Politikasın'ın" bugünkü Türk Dış Politikası'ndan farkına değindi. Robins, bugünkü Türk dış politikasının öncekine göre çok daha aktif olduğuna inandığını söyledi. Geçtiğimiz dönemde Hamas liderleri ve ileriki dönemde muhtemelen Muqtada al-Sadr gibi ihtilaflı kişilerin Türkiye'ye davet edilmesini nasıl değerlendirdiği sorusuna ise olumlu yanıt verdi ve bu kişilerin kendi ülkelerinde değişimi sağlayabilecek kimseler olmaları nedeniyle çok önemli oldukları, Türkiye'nin bu kişilerle irtibat içinde olmasının bölgede daha aktif bir politika gütmek isteyen Türkiye için olumlu algılanabileceğine dikkat çekti. En son olarak ise, bu ihtilaflı kişilerle ilişkileri ele almanın değişik yolları bulunduğuna ve bu konuya profesyonellikle yaklaşılması gerektiğine dikkat çekti.