TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
M. Coşkun Cangöz ve İsmail Arslan’ın çalışması, Türkiye’nin karbon azaltım taahhütlerine ulaşabilmesi için çevresel vergilerde kapsamlı reformların gerektiğini ortaya koyuyor.
Türkiye, karbon azaltımı ve çevresel sürdürülebilirlik konusunda önemli adımlar atmaya hazırlanıyor. TEPAV Maliye ve Para Politikası Araştırmaları Merkezi direktörü M. Coşkun Cangöz ve Dünya Bankası (E) Kıdemli Ekonomisti İsmail Arslan’ın hazırladığı “Politik Ekonomi Paradigmasının Değişimi ve Türkiye’de Çevresel Vergi Reformu Gerekliliği” başlıklı çalışmaya göre, Türkiye’nin çevre vergileri konusunda uyguladığı politikalar yetersiz kalıyor ve ülkenin net sıfır karbon taahhütlerine ulaşmasında engel teşkil ediyor. Çalışmada, karbon emisyonlarının azaltılmasına yönelik daha etkin vergi reformlarının hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanırken Türkiye’nin bu kapsamda Ekim 2024'te Emisyon Ticareti Sistemi’ni (ETS) pilot aşamada başlatacağına dikkat çekiliyor.
Türkiye’de çevre vergileri yetersiz kaldı
Cangöz ve Arslan’ın hazırladığı çalışmada, Türkiye’nin çevre vergilerini uygulamada bazı adımlar atmış olmasına rağmen, bu vergilerden elde edilen gelirin 2021 itibarıyla GSYİH'ya oranla OECD ortalamasının altında kaldığına dikkat çekiliyor. Bu durumun Türkiye’nin net sıfır karbon taahhütlerine ulaşmada sınırlı bir etki yarattığını belirtilirken mevcut vergilerin çoğunlukla enerji ve ulaştırma sektörlerini kapsadığı, kirlilik veya kaynak kullanımı üzerindeki vergilendirmelerin ise yetersiz olduğu vurgulanıyor.
ETS ile Türkiye, AB’ye uyumu hedefliyor
Karbon vergilerinin bireyler ve şirketler üzerinde doğrudan bir mali yük oluşturduğu kaydedilen çalışmada, emisyon ticaret sistemlerinin (ETS) dolaylı etkilerle hükümetler tarafından daha fazla teşvik edildiği aktarılıyor. Bu bağlamda Türkiye, AB ile uyumlu hareket ederek ETS'nin pilot aşamasını Ekim 2024’te başlatmayı planlıyor. Cangöz ve Arslan, bu sistemin enerji ve endüstriyel sektörlerde emisyon azaltımı için önemli bir araç olacağını ifade ediyor.
Küresel karbon fiyatlandırması yavaş ilerliyor
Çalışmaya göre, Dünya Bankası verileri, orta gelirli ülkelerde karbon fiyatlandırmasına yönelik piyasa tabanlı çözümlerin arttığını gösterse de bu küresel eğilim hala yavaş ilerliyor. Çalışmada, karbon fiyatlandırmasıyla kapsanan küresel emisyon seviyesinin kısa vadede yüzde 30’a ulaşamayacağı öne sürülüyor. Bu nedenle, daha etkin karbon azaltıcı politikaların hızla hayata geçirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Türkiye, AB ile karbon azaltımı konusunda uyum sağlamalı
Cangöz ve Arslan, birçok ülkenin ETS’nin yanı sıra karbon vergisi reformlarını uyguladığını ve Türkiye’nin de bu yönde adımlar atması gerektiğini belirtiyor. Türkiye’nin vergilendirme ile karbon emisyonları arasındaki bağlantıyı güçlendirerek maliyet etkinliğini artırması, çevre vergilerini diğer politikalarla uyumlu hale getirmesi gerektiği ifade ediliyor. AB ile ticari uyum sağlanması açısından da bu reformların Türkiye için stratejik önemde olduğu vurgulanıyor.
Çalışmaya buradan ulaşabilirsiniz.