TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Beklenen oluyor. Şişman kadın sahne almaya hazırlanıyor. "O şarkısını bitirmeden bu perde inmez" diyorduk. Bakın o şimdi sahne almaya hazırlanıyor. Bu hafta sonunun haberi galiba bu olacak. İş sonunda doğru bir mecraya giriyor. Siyaset, başlayan yangını, kaybeden ve kazananları belirleyerek, bitirmek üzere devreye giriyor. Piyasalarda cuma günü başlayan rahatlama havası, şişman kadının sahne almak üzere son hazırlıkları bitirdiğini gösteriyor. Bakalım bu hafta sonu Washington'da ne olacak? Bakalım şarkının ilk nağmeleri yorgunluğumuzu alıp, rahatlamamızı sağlayacak mı? Bakalım şarkı beğenilecek mi? Meseleleri merak edenleri aşağıya bekleriz, efendim. ABD'nin başkentinde her hafta sonu hepimizi yakından ilgilendiren bir dizi karar alınıyor birkaç haftadır. Piyasaların kapalı olduğu saatlerde, piyasaları, bir sonraki hafta içinde rahatlatmak için yapılması gerekenler planlanıyor. Genellikle hazırlıklar cuma akşamı yapılan bir yemekle başlıyordu. Bu kez hafta sonu hazırlıkları, Washington'daki ABD Kongresi'nde görüşmelerle başladı. Şimdi herkesin gözü orada.
Siyaset devreye girmeli
Halbuki kongre 2 hafta içinde tatile girecekti. 7 hafta içinde ise seçimler yapılacaktı. ABD'nin yeni yönetimi, başkanlık seçimi ve de kısmi parlamento seçimleri ile birlikte, belirlenecekti. Bugüne kadar yapılanlar, bu son 7 haftayı Başkan Bush'a, kaynak dağılımı ile ilgili, kritik bir karar aldırmadan geçirmekti. Bu nedenle, delik kovaya su dökerek, FED'in sağladığı likidite ile seçimlerin ertesine ulaşılmaya çalışılıyordu. Ama bakınız galiba olmadı. Burada "galiba" diyoruz çünkü konunun hafta sonu kongrenin önüne olağanüstü bir biçimde gidiyor olması, şişman kadının sahne almaya hazırlanması, ille de şarkının başlayıvermesi ve dahi başlayan şarkının nağmelerinin ortadaki panik havasını dağıtıp, herkesi rahatlatıvermesi anlamına gelmiyor. Çıkanı hafta sonunda aşama aşama göreceğiz. Şimdiye kadar çıkanlardan şunun altını çizebilmek mümkün: Yapılan düzenlemede, amaç, size daha önce sözünü ettiğimiz, fonların fonunu bir an önce kurup, finansal sistemdeki bütün "fiyatı belirsiz" (üçüncü kategoriden) varlıkları bir yere toplamak. Aranan: Kamu parasını harcamak ve de kazanan kaybedenleri belirlemek üzere, siyasetçilerin onayı. Bu işin boyutu teknisyenlerin boyunu aşıyor. Artık siyasetin devreye girmesi gerekiyor. Beklenen şarkıyı söyleyecek olan kongredir. Aranan şişman kadın ABD Kongresi'dir. Şimdi beklenen şarkının nağmeleridir. Bu birinci noktadır.
Türkiye 2001'de na yaptı
Plan, hafta sonuna şekilleneceğine göre, üzerinde konuşmak için daha erkendir. Müsaadenizle, bugün, neden bu noktaya geldiğimizi ve de ne beklediğimizi belirtelim: ABD'deki bankacılık krizinde neler olduğunu en kolay anlayabilecek olanlar bizleriz. Biz, 2001'de tam da böyle damdan düştük. Ne derler? "Damdan düşenin halinden en iyi daha önceden damdan düşenler anlar". Biz ne yapmıştık? Hatırlayın: Rahmetli Ecevit, önce, Türkiye'de faaliyet gösteren bankaların tüm yükümlülüklerinin kamu güvencesi altında olduğunu açıklamıştı, sonra da, iş kitabına uydurulmuş ve de verilen söze uygun bir düzenleme yapılmıştı. Böylece ne olmuştu? Değdi, değmedi demeyip, bankaların tüm sözleri için bir genel güvence verilmişti. Bu güne kadar, tüm sözde "kamu müdahalesi" tartışmalarına rağmen, ABD bankacılık krizinde, rahmetli Ecevit'in verdiğine benzer bir kamu garantisi verilmemişti. Bu da ikinci noktadır. Peki, bu kamu garantisi verildiğinde sonunda ne yapılmıştı? Türkiye'de banka bilançolarında yükümlülüklerin TL karşılığı, eldeki varlıkların TL karşılığından daha fazlaydı. Bu durumda, ne yapılabilir? Teorik olarak bakalım: Bankaya para vermiş olanlara yatırdıkları her 100 TL'nin artık 75 TL olduğu söylenebilir. Bu durumda, yükümlülükler varlıklara yeniden eşitlenir. Banka bilançosunun toplamı 100'den 75'e iner. Faturayı, mesela, mevduat sahipleri, üstlenir. Bir başka seçenek, bankaya açıktan kaynak aktarmaktır. Bilançodaki varlıklar böylece 100'e tamamlanır. Fatura vergi gelirlerinden ödeniverir. Biz galiba esasen bu yöntemi takip ettik. Bir başka seçenek, değeri 75 TL olmuş varlıkları sermayeden ödeyip, varlıkları devir almak ve bir başka sermaye grubuna geçirmektir. Bu durumda, faturayı, bankanın hissedarları öder. Belki biraz da kamu kaynağı gider. Bakın biz böyle de yaptık. Ama ne olur? Birileri faturayı üstlenir, fatura öyle ortada kalmaz. ABD bankacılık krizinde fatura bugüne kadar ortadaydı. Hazine ve FED devreye girdiler ama birilerine borç verdiler, kimse ortaya öyle açıktan kaynak koymadı. Kimse öyle kötü kurumların hisse senetlerini devir almadı, onların elindeki varlığın değerini sıfırlamadı. Varant yoluyla fonlamanın manası nedir? "Bizden sonra gelen siyasi idare, kaynak dağılım kararını versin" demektir. Bu haftasonu ABD'de "mış gibi yapma" dönemi sona eriyor. Bu da üçüncü noktadır.
Operasyon yeni başlıyor
Peki, fonların fonu nasıl işleyecektir? Fonların fonu banka bilançolarında yer alan "üçüncü kategoriden varlıklar"ı satın alacaktır. Böylece operasyon bitmeyecek. Daha yeni başlayacaktır. Neydi o üçüncü kategoriden varlıklar? Fiyatları, kolektif bir piyasada, alım satımla, belirlenmeyip, ilgili kurum tarafından masa başında belirlenen varlıklardı. Bunu hafta sonu Referans'ında daha önce yazdık. Şimdi onları fiyatlayacak bir mekanizma olacak. Ne olacak? Bankaların varlık toplamının 100'den nereye indiği belli olacak. İş gelecek bunların yeniden sermayelendirilmesine. İşte şarkı asıl o zaman başlayacak. Bu da dördüncü noktadır. ABD Hazine'sinin para piyasası yatırım fonlarının tüm yükümlülüklerinin kamu garantisi altında olduğunu cuma günü açıklamış olması işlerin doğru yolda gittiğinin bir göstergesidir. Bu da beşinci noktadır. Şişman kadın sahne almaya hazırlanmaktadır. İnşallah, krizin ilk safhasının sonu böylece gelmiş olacaktır. Başlangıcın sonu ile birlikte, önümüzde bilanço hasarları belli bir dizi finansal kurum kalacaktır. Böylece hasar tespiti bitecek, piyasalara kredibilite geri dönecektir. İşte o vakit, hasarları onarmaya başlamak mümkün olacaktır. Hafta başında iyi haberlerle buluşmak dileğiyle, iyi haftalar, efendim.
Bu yazı 20.09.2008 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024