TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Erdal Sağlam’ın 10haber.net sitesinde pazartesi günü yayımlanan yazısı, iş insanları ile TCMB Başkanı’nın pazartesi bir toplantıda bir araya geleceklerini haber veriyordu. “Merkez Bankası’nın bugün dinleyeceği patronlar ucuz kredi istiyor” başlığı yeteri kadar açık ve bir o kadar da iç acıtıcı.
TCMB’nin 2023 yılsonu enflasyon tahminini yüzde 55’e, 2024 sonu için ise yüzde 33’e çıkardığı enflasyon raporunun henüz mürekkebi kurumadı. Yüzde 55’e yükselen enflasyon 12 ay sonra yüzde 33’e, ondan da 12 ay sonra -2025 sonunda- nasıl olacak da yüzde 15’e düşecek? Ucuz kredi demek, TCMB’nin enflasyonla mücadele için en etkili silahının kullanılmayıp rafa kaldırılması demek.
Haberdeki gibi gerçekten ucuz kredi isteniliyorsa -ki geçmiş tecrübeler çok büyük ihtimalle öyle olabileceğini gösteriyor, enflasyonsuz bir ülkenin iş dünyasının çıkarlarına daha uygun olduğu anlaşılmıyor demektir. Dünya ölçeğinde çok yüksek bir enflasyonun hüküm sürdüğü ülke demek, istikrarsız bir ekonomiye sahip bir ülke demek. İstikrar olmayınca, talep de büyüme de oynak olur. Kuru öngörmek imkânsız hale gelir, girdi fiyatlarındaki olası gelişmeleri de. Kısaca, ortalığı sis kaplar, planlama ufku son derece daralır. Üstelik, enflasyona karşı kendini koruyamayan geniş halk kesimlerinin satın alma güçleri azalır; bir süre sonra mal ve hizmet talepleri düşer. Dahası, yüksek enflasyonun arkasındaki ana nedenler birbirlerini besleyerek enflasyonun düşmesine önemli bir engel teşkil ederler. Neyse… Enflasyonun zararlarını anlatmayı uzatmanın bir anlamı yok. Üstelik bu yazıya da sığmaz. 1980’lerden bu yana yaşananlardan ders alınmamışsa buraya birkaç cümle eklenmiş neye yarar?
Eylül 2021’den seçime kadar olan dönemde enflasyonu sıçratan para politikası kararını alan ve uygulayan kadro görevinden alındıktan sonra para politikası açısından olumlu bir hava esmeye başladı. En azından, para politikasının itibarını yükseltmesi açısından, gerekli bir koşul sağlanmıştı çünkü. Ama dikkat: Bu gerekli koşul, üstelik de gerekli koşullardan sadece biri. Bir diğer gerekli koşul, Ağustos Para Politikası Kurulu toplantısında alınacak faiz kararının, faizin üst sınırı hakkındaki kırmızı ışığın kalktığını kanıtlayacak düzeyde olması. O kararı beklerken, anlamadığım nokta şu: TCMB neden böyle bir toplantıya gerek duydu? Yok, davet TCMB’den gelmedi de iş insanlarından geldiyse, neden böyle bir toplantıya katılıyor? İş insanları ile elbette görüşecek TCMB ama toplantının konusu enflasyonla mücadele ve iş insanlarının bu mücadeleye desteği olmalı, haberdeki gibi ucuz kredi değil.
Bu köşe yazısı 01.08.2023 tarihinde Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi'nde yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024