TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Türkiye, 2001 krizini maliye politikasındaki toparlanma sayesinde aştı. Ama 2007 yılı bütçe performansı iyi değil. Suçlu pek kolay bulundu: 2007 yılı seçimleri. Dikkat ediyor musunuz, yapılan analizlerde genellikle 2007 yılında harcamalardaki artış ön plana çıkarılıyor. Harcamalar, gelirlerden daha hızlı artıyor. Sonuç hesapsız seçim harcamaları başlığı ile manşetleniyor. Rakamlara biraz daha dikkatli bakarsanız, aslında, ortada büyüme sürecindeki yavaşlamadan kaynaklanan bir sorun varmış gibi duruyor. Bu sorun, "Artan harcamalara gelir uydur" stratejisine fazlaca yaslanan maliye politikamızın kapsamlı bir biçimde ele alınması gerektiğine işaret ediyor. Gelin bir bakalım.
Bütçedeki bozulmanın sahici olmadığını kim ileri sürebilir? Görünen performans kılavuz gerektirmiyor. Evvelki gün Hasan Ersel hocamız Referans'ta pek güzel anlatıyordu. Geçen yıl ocak-ekim döneminde 3.8 milyar YTL açık veren bütçe bu yıl aynı dönemde 12.3 milyar YTL açık verirse ortada bir problem olmadığını kim söyleyebilir. Faiz dışı fazla hedefi bu nedenle tekrar tekrar revize edilmedi mi? Milli gelirin yüzde 6,5'i olacak denilen faiz dışı fazla için en son milli gelirin yüzde 4,2'si denilmedi mi? Ayrıca yalnızca bu yıl değil, geçen yıldan beri sürekli raporlama kuralı değişiklikleriyle bütçenin şeffaflığı da önemli bir yara almadı mı? Aldı. Birinci nokta bu. Ortada kötü bir bütçe ve maliye politikası performansı var.
Peki, şeffaflıkla ilgili mülahazaları bir an için bir kenara bıraksak bile, rakamlardaki son derece somut bozulmanın kaynağı yalnızca ve doğrudan 2007 yılında hükümetimizin temel içgüdüsünü kontrol edememesi mi? Bütçeleme yöntemindeki değişiklikler; merkezi yönetim bütçe sonuçlarını, resmi rakamlardan, sadece 2006 ve 2007 yılları için karşılaştırabilme imkânı veriyor bize. Ancak kural değişikliğine gidilmeden tutulan genel yönetim bütçesindeki faiz hariç harcamalar, daha önceki yıllar için de artış eğiliminin varlığına işaret ediyor. Tablo 1'de görüldüğü gibi, faiz dışı harcamalardaki hızlı artış bir tek 2007 yılına özgü değil. Tam da bu nedenle Türkiye, harcama artışlarını kontrol altına alacak bir kurala 2007 yılından önce de şiddetle ihtiyaç duyuyordu. 2007 yılı "normal" maliye politikası performansında bir süreden beri uzmanlara malum olanı herkese ilan etti. Bu ikinci tespit: Faiz dışı harcamalar hep hızlı artıyordu. Tablo da aynen bu durumu gösteriyor.
Bu durum bizi üçüncü noktaya götürüyor. Eskiden harcamalar tempolu bir biçimde artarken bütçe gelirleri de tempolu bir biçimde artardı. Ancak bu yıl, harcamalarda zaten her yıl devam etmekte olan artışa gelir artışlarının eşlik edememesi söz konusu. Rakamlar böyle gösteriyor. Bu üçüncü tespit.
Üçüncü tespit, dördüncüye bağlanıyor. Bütçe gelirlerindeki artış neden önceki yıllardan daha düşük oluyor? Artış hızı en çok yavaşlayan kalemlere bir bakın lütfen. Bunlar doğrudan doğruya tüketim harcamaları ile alakalı olan kalemler öncelikle. Sayın Osman Arıoğlu, giderayak, yavaşlayan gelir performansının enerji KİT'leri ile alakalı olduğunu açıklamıştı. İthalde alınan KDV'nin zamanında Maliye'ye ödenememesi performansı olumsuz etkilemişti bu açıklamaya göre. Ama bakın iç tüketimden kaynaklanan vergi gelirlerinin artış hızı da belirgin bir biçimde yavaşlamış durumda.
Bu ne demek? Yavaşlayan ekonomi bütçe performansını bozuyor demek. Tüketiciler kendilerini iyi hissetmeyeceklerse kendi özel harcamalarını kısacaklarsa, devletin de harcamalarını kısmaya başlamasında fayda var demek. Peki büyümedeki yavaşlama eğilimi neden bu kadar çok etki yaratabiliyor? Bu durum, bütçenin gelir tarafı ile ilgili bir yapısal probleme işaret ediyor galiba. En azından meseleye bir de bu tarafından bakmakta fayda var. Bütçedeki vergi gelirleri ağırlıkla dolaylı vergilerden kaynaklanıyorsa, bütçe performansı konjonktüre bağlı hareketlere karşı daha çok duyarlı oluyor. Ekonomideki yavaşlama eğilimi, bütçeyi daha çabuk vuruyor. Bu da bugünün beşinci tespiti olsun müsaadenizle.
Bu tespitlere bakarak bir sonuç çıkartmak gerekirse, ne denebilir? Harcamaları sürekli ve tempolu bir biçimde artırıp, bütçe gelirlerini buna uydurma stratejisi artık maliye politikamızın temeli olmamalıdır. Dün "artan harcamalara gelir uydur" olmuştur ama bundan sonra böyle olmamalıdır. İki nedenle: Birincisi artık harcamalarımız eskisinden daha büyüktür. Bu artış eğiliminin bir üst sınırı olmak durumundadır. İkincisi ise daha konjonktüreldir ve doğrudan 2007 yılında büyümenin yavaşlaması ile alakalıdır. Bu stratejinin başarıyla uygulanmasının temel nedeni, geçen dönemde, Türkiye ekonomisinin tempolu büyümesiydi. 2007 yılı bütçe performansı, büyüme desteği olmadan, "Artan harcamalara gelir uydur" stratejisinin uygulanamayacağını göstermiştir.
Büyümede yavaşlama maliye politikasını da zora sokma eğilimini içinde barındırmaktadır. Tempolu büyüme, bir dizi yapısal problemi gizlemeye imkân vermektedir. Yavaşlayan büyüme, Türkiye için iyi değildir. Hele biz bu kadar hazırlıksızken.
Tablo 1: Genel ve merkezi yönetim faiz hariç harcamaları | ||||
(2007 bazına getirilmiş) | ||||
2004 | 2005 | 2006 | 2007 | |
Genel Yönetim | ||||
Faiz hariç harcamaları (Bin YTL) | 70,499,334 | 86,759,333 | 102,218,930 | 121,594,313 |
Artış oranı (%) | -- | 23,06 | 17.82 | 18.95 |
Merkezi Yönetim | ||||
Faiz hariç harcamalar (Bin YTL) | 103,535,588 | 123,527,490 | -- | -- |
Artış oranı (%) | -- | 19.31 | -- | -- |
Tablo 2: Merkezi yönetimin bazı vergi kalemlerinin tahsilatındaki artış | |||||
hızı ve toplam vergi gelirleri içindeki payı | |||||
2006 (Ocak | -Ekim) | 2007(ocak | -Ekim) | ||
Bin YTL | Payı (%) | Bin YTL | Payı (%) | Artış% | |
Vergi gelirleri | 112,529,152 | 100 | 123,833,138 | 100 | 11,2 |
I) Dahilde alınan vergileri | 49,728,541 | 44,2 | 52,040,032 | 42 | 4,6 |
I-a) Dahilde alınan KDV | 13,650,134 | 12,1 | 13,965,728 | 11,3 | 2,3 |
I-b) Özel Tüketim Vergisi | 30,595,886 | 27,2 | 31,711,365 | 25,6 | 3,6 |
I-c) Banka ve Sig. Mua.Vergisi | 2,172,077 | 1,9 | 2,616,445 | 2,1 | 20,5 |
I-d) Şans Oyunları Vergisi | 308,065 | 0,3 | 269,953 | 0,2 | -12,4 |
I-e) Özel İletişim Vergisi | 3,002,379 | 2,7 | 3,476,541 | 2,8 | 15,8 |
II) Diğer vergi gelirleri | 62,800,611 | 55,8 | 71,793,106 | 58 | 14,9 |
Bu köşe yazısı 23.11.2007 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmışitır.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024