TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
2001 krizi Türkiye için hayırlara vesile olmuştur. Onyılların makro ekonomik istikrarsızlık problemi çözülmüş, ekonomik büyümeye özel sektörün katkısı ilk kez bu kadar fazlalaşmıştır. Türkiye analistleri "tüketici güveni" kavramı ile tanışmışlardır. Tüketici tercihleri ekonomimizin performansı açısından önemli hale gelmiştir. Peki, bu güzel memleketin tüketicileri bu yılın başından beri kendilerini tedirgin mi hissetmektedirler? Rakamlara bakarsanız, "hayır".
Gelin biraz daha temkinli bir biçimde söyleyelim: CNBC-e tüketici güven endeksi verilerine göre, tüketici güveni Ağustos 2007'de de toparlanmaya devam etmiştir. Bunun anlamı şudur: 2007 yılında araya giren bir muhtıra, bir adet genel seçim ve bir adet devam etmekte olan uluslararası finansal kriz güzel memleketimizin tüketicilerini Ağustos 2007 itibariyle etkilemiş gibi görünmemektedir. Tüketicilerimizin neşesi halen kaçmış gibi durmamaktadır. Bize kalırsa, bu konunun üzerinde azıcık durmakta fayda vardır.
Üstadımız Keynes kendisini sürekli fikir değiştirdiğini söyleyerek eleştirenlere, "iktisadi gelişmelere ilişkin rakamlar benim düşündüklerimle uyuşmuyorsa, ben fikirlerimi değiştiririm. Ya siz ne yaparsınız?" demiştir. Bugün müsaadenizle iyi bir öğrenci olalım ve rakamlara kulak verelim. Soru şudur: Türkiye'de varolduğu söylenen siyasi gerginlik aslında yok mudur? Uluslararası finansal piyasaları etkilemekte olduğu söylenen kriz yoksa yok mudur? Ağustos 2007 itibariyle bakıldığında, tüketicilerimiz herhangi bir değişiklik algılamış gibi gözükmemektedirler. Dikkat ediniz, bu ortada bir şey olmadığını göstermez. Bırakın içerideki tartışmayı, dışarıda bir şeylerin olmakta olduğu konusunda şüpheli bir durum yoktur. Mesele şudur: Güzide memleketimizin tüketicileri şu anda bir risk algılamış gibi durmamaktadırlar. Ve elbette bunun tüketim talebi ile ilgili sonuçları olması gerekir.
Önce rakamlardan başlayalım, müsaadenizle. Biz tüketici güveni ile ilgili grafiği şöyle okumayı seviyoruz. Tüketici güveni endeksi 2003-2004 yıllarında 120 platosunda seyrederken, 2005 yılında 110 platosunu tercih etmiştir. Sonra Mayıs 2006'daki uluslararası finansal çalkantı ve içerideki merkez bankası başkanı atamasının kötü yönetimi birleşmiş ve tüketici güveni "dip" yapmıştır: 80'e inmiştir. O günden bu yana da, eski düzeyine çıkamamıştır. Ancak Temmuz ve Ağustos aylarında 2005 yılının 110 seviyelerine doğru bir çıkış içindedir. Daha nereye gideceği belli değildir ama bir çıkış süreci içinde durmaktadır.
Şimdi buradan ne sonuç çıkar? İki tane tespit yapabiliriz öncelikle. Birincisi, tüketicilerimiz, Merkez Bankası başkanı atamasının kötü yönetimi ile bugünküne göre çok daha hafif olan bir uluslararası finansal çalkantıyı son derece ciddiye alırken Türkiye'yi erken seçime götüren siyasi gerginlikle halen devam etmekte olan bir uluslararası bankacılık krizinden şimdilik o kadar da etkilenmemiş görünmektedirler. İkincisi, Temmuz ve Ağustos aylarında tüketici güveni yükselmeye başlamıştır. Tüketicilerimiz seçimlerin yapılması ile birlikte ileriye doğru daha güvenle bakmaya başlamış gibi görünmektedirler.
Dikkatimizi çekmesi gereken üç nokta vardır: Birincisi, yapılan kamuoyu yoklamaları, elektronik muhtıranın seçmen davranışlarını fazla etkilemediğini ortaya koymaktadır. Aynı biçimde "o" olayın tüketici güvenini de etkilemediği görülmektedir. İkincisi, Ağustos ayı anketi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin etkisini tam olarak içermezken başbakanın uzlaşma mesajlarını içermektedir. Siyasetin tüketici güveni üzerindeki etkisini tam olarak görmek için azıcık daha beklemekte fayda vardır. Üçüncüsü, uluslarararası bankacılık krizinin, bankalarımızın kaynak maliyetlerine ve oradan da kredi genişlemesine olan etkisi bugünkü verilerin içinde daha yoktur. Kestirimde bulunabilmek için azıcık daha beklemekte fayda vardır.
Grafik 1: CNBC-e tüketici güven endeksi
Bu köşe yazısı 07.09.2007 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024