TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Gelişmeler Suriye sorununun bu yıl da gündemin ön sıralarını işgal edeceğini gösteriyor. Bir yandan “müzakereler” sürerken, bir yandan da sahada yoğun faaliyetler devam edecek. Faaliyetlerin özünü birkaç bölgede devam eden çatışmalar ile grupların kontrol ettikleri bölgelerde siyasi güçlerini tahkim edecek “ordu” kurma çabaları oluşturacak.
Suriye iç savaşının ömrünü uzatan en önemli faktör, çatışma ortamının “mozaik” ve bol sponsorlu olması. Mozaiklik sadece mezhep, etnik kimlik, ideoloji gibi iç dinamiklerle şekillenmiyor. Çoğu zaman sponsorların politik hedefleriyle de biçimleniyor. Bu çerçevede yerel unsurlar ile sponsorların haritalarına dikkatlice bakınca, politik hedefler, bunu gerçekleştirmek için elde tutulan coğrafi bölgeler ve askeri hamleler dikkat çekiyor. Askeri hamlelerin gündemini “ordulaşma” oluşturuyor. Çünkü parçalanmış bir yapıda “ordulaşma” temel devlet fonksiyonu için gereken güvenliği üretir ve gücü tahkim eder.
Suriye’deki orduların çeşitliliği ve bolluğu bize “muhayyel Suriye’yi” öngörmek için önemli ipuçları veriyor. Rusya ve İran, Esad’ın “Suriye Arap Ordusu”nu her alanda destekliyor. Putin, Akdeniz’de kalıcı olmak için Esad ile imzaladığı 49 yıllık, hava ve deniz üssünü kullanma “hakkının” ancak bölgenin güvenliği ve muhatap Esad’ın iktidarda kalmasıyla mümkün olacağını biliyor. Bunun yolu ise Esad’ın “Suriye Arap ordusunu” ayakta tutmaktan geçiyor. Bu nedenle, Rusya danışmanlık, lojistik, ateş ve personel desteğiyle Esad’ın ordusunu Fırat’ın batısında güçlendirmeye ve “egemenliğini” tahkim etmesine yardım ediyor.
Benzer tablo İran için de geçerli. İran’ın, Irak, Suriye, Lübnan hattını muhafazası Esad’ın iktidarda kalmasına bağlı. Bunu sağlamanın yolu ise Esad’ın ordusunu ayakta tutmaktan geçiyor. .
Ordu kurma merakı ABD’de de var. ABD, Suriye’deki politik hedeflerini gerçekleştirmek için askeri stratejisini “yerel aktörler ile ittifak” içinde hareket etmek olarak belirledi. Suriye’yi bir bütün olarak görmediği gibi, Fırat’ın doğusunu Irak’la birlikte ele adı. DAEŞ’i kısmen elimine ettikten sonra “müttefiki” PKK/PYD ile Suriye’nin %25’ini kontrol ediyor.
Bugün PKK/PYD ile Sünni Arapları bir araya getiren yeni bir “ordu” kuruyor. Böylece, bu ordu eliyle, İran’ın Lübnan’a uzanan hattını kesmeyi, Iraklı Şiileri dengelemeyi, Rusya’yı sınırlamayı, Esad’ı zayıflatmayı, Sünni Arapları ehlileştirmeyi ve Türkiye’yi zorlamayı hedefliyor.
Medyaya yansıyan haberlere göre, Türkiye’nin desteklediği gruplar da Suriye’de ordu kurma çabasındalar. “Özgür Suriye Ordusu” yeni katılımlarla kendisini “Milli Ordu” olarak dönüştürecek. Son olarak İdlip’te “sponsorsuz” bazı “ordulardan” da söz edebiliriz.
Sponsorlar, “ordu’ları” kendi “politik hedefine” hizmet ediyorsa kurar, himaye eder ve destekler. Öte yandan, bol sponsorlu iç savaş yaşayan bir ülkede, ne kadar farklı sıfat taşıyan ordu varsa, o ülke bölünmenin eşiğine o kadar yakın demektir. Ne de olsa ordu inşası “devlet” inşasının ilk adımıdır.
Bu köşe yazısı 02.01.2018 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024