TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Rakka’nın DAEŞ’ten temizlendiğinin ilanı Türk medyasında daha çok PKK’nın şehir meydanına astığı Öcalan posteri çerçevesinde tartışıldı. Oysa Rakka’nın harabe durumundaki hali bundan sonra sadece Türk-ABD ilişkilerinde değil, Suriye’nin geleceğinden ABD-Rusya ilişkisine, DAEŞ’in geleceğinden Kürtler arası ilişkilere kadar geniş bir yelpazede etkili olacak ve yeni tartışmalar başlatacak.
Rakka’nın düşüşüyle başkentini kaybeden DAEŞ, toprağa bağlı olmayan yeni mücadele stratejisinin arayışına girerek, kendini var etmeye çalışacak. Bu aynı zamanda DAEŞ olarak tezahür eden yerel sorunların, çatışmaların, destek veren güçlerin yeni siyasi çıkış yolları ve ittifak arayışları anlamına gelecektir. DAEŞ fiziki olarak haritalarda yer almasa da onun terörist ruhu farklı yerlerde yaşamaya, kendini şiddet ve vahşet olarak göstermeye devam edecektir.
İkinci olarak, Rakka, Suriye’nin geleceğinin belirlenmesinden bir önceki merhalede, ABD ve Rusya için son askeri hedefti. PKK/PYD masaya oturmadan önce arkasına sadece ABD’yi almakla kalmadı. Pazarlık için önemli kozlar da elde etti. PKK/PYD bugünlerde Suriye’nin hatırı sayılır topraklarını, içme suyunu, tarım alanlarını, elektriğini, petrol ve doğal gaz alanlarını kontrol ediyor. Tüm bunların avantaj mı yoksa yeni bir çatışmanın nedeni mi olduğunu bir süre sonra öğreneceğiz.
Üçüncü olarak, Rakka’nın düşmesi Türkiye-ABD ilişkilerinde devam eden krizi yeni bir aşamaya taşıma potansiyelinin varlığını açığa çıkarmış oldu. ABD’nin PKK/PYD’ye verdiği silahlar NATO üyesi Türkiye’yi öfkelendirirken, Trump’ın Rakka’nın düşmesinin ardından yaptığı açıklamalar PKK ile ilişkilerin daha uzun süre devam edeceğini gösteriyor. Bu durum Türk-ABD ilişkilerinde ortaya çıkan krizin süreklilik kazanabileceğine işaret ediyor.
Dördüncü olarak, Rakka’nın düşmesiyle PKK “garnizon devletini” tahkim etmeye başladı. “Toprağa bağlı PKK”, Türkiye için yeni mücadelede stratejisi, risk ve bir dizi fırsat anlamına gelecektir. Hudut güvenliğinden sınır coğrafyasının yeniden okunmasına, askeri güç kullanımından diplomasiye her şeyin yeniden ele alınması anlamına gelmektedir.
Beşinci olarak, Rakka’nın düşmesi Kürtler arası ilişkilerde derinleşen rekabette PKK lehine stratejik bir kazanım anlamına geliyor. Rakka’yı kazananların psikolojik üstünlüğü, Kerkük’ü kaybedenlerin “utancı” bir süre sonra politik rekabet alanına taşınırken, PKK’nın kazancı hanesine yazılması sürpriz olmayacaktır. Bu ise PKK için yeni coğrafi boyut, kaynak, militan, daha fazla destek ve şiddet içeren yöntem demektir.
Son olarak, Rakka’nın düşüşü, Kürt-Arap ilişkilerinin geleceğinin inşasında önemli rol oynayacaktır. Yeni rejimin modelinin ilk nüveleri bu sahada test edilecektir.
Aynı anda vuku bulan Kerkük hezimeti, Rakka başarısı hadiselerin, hedeflerin, yöntemlerin, araçların ve ilişkilerin değişme anının geldiğine işaret ediyor.
Bu köşe yazısı 24.10.2017 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024