TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Silahlı İnsansız Hava Araçlarının (SİHA) müşterek bir mühendislik ürünü olduğu, üretiminin yoğun emek, bilgi, zaman, tecrübe ve para gerektirdiği bir gerçek. Türkiye’nin bu teknolojiye sahip olması savunması için çok önemli. SİHA’ların etkin kullanımı teröristlerle mücadelede “taktik” üstünlük demek. Ancak SİHA üretiyor olmak tek başına teröristleri/terörü bitirme garantisi vermez. Dahası, siyasi karar alıcıların üstesinden gelmesi gereken çok sayıda can sıkıcı, tartışmaya açık konuyu da gündeme taşır.
Teröristlere karşı elde edilen taktik üstünlüğün “stratejik” kazanıma dönüştürülebilmesi bakış açısının değiştirilmesiyle mümkündür. SİHA’ların terörle mücadelede “gerçek” değerinin takdir edilmesi, stratejide doğru yere konumlandırılması bir vizyon, adaptasyon meselesidir. Bu, net politik hedefler ile politik/askeri stratejiler gerektirir. Ön koşulu ise zayiat istatistiklerinin cazibesine kapılmamaktan geçer.
Günümüz dünyasında insan-makine kombinasyonunu değil terörle mücadele, “savaş halinde” kullanıyor olsanız bile kendinizi “hukuki” tartışmaların dışında tutamazsınız. Nitekim elimizde bu görüşü destekleyen uzunca bir liste var. Teröristler, güvenlik güçlerine hukuki hata yaptırmayı, sivillere zarar verdirmeyi işe yarar bir taktik olarak görmekteler. Bu amaçla yoğun çaba harcarlar. Mücadelenin siviller arasında yürütülmesi, hedeflerin hareket halinde olması, operasyon ortamının sürekli değişmesi bu taktiğe uygun ortam sağlar. Yine, üstesinden gelinmesi gereken bir diğer sorun da hedefe dair hızlı karar verme gerekliliğidir.
Devletle terörist arasındaki temel fark, devletin terörle mücadeleyi hukuk içinde yürütmek zorunda olmasıdır. Oysa terörist için ne ahlaki, nede hukuki zorunluluk söz konusudur. Bu nedenle “hukuk ihlalleri”, teröristler için propaganda savaşının tek yönlü işleyen, küresel ve akıllı “cephanesidir”. Devletin bu mücadeleden başarılı çıkması ise kamu diplomasisindeki yeterliliğine bağlıdır.
SİHA’ları envanterinize dahil ettiyseniz, onu sadece bir mühendislik harikası ya da terörle mücadele istatistiklerine veri üreten alet olarak görmekten vazgeçmelisiniz. Terörle mücadele stratejinizi yenilemeli (varsa), ulusal ve uluslararası hukuk kapasitenizi değişen durumlara cevap verecek şekilde yeniden inşa etmelisiniz. Angajman kurallarını, karar alma süreçlerini sürekli gözden geçirirken, pilotların doğru karar verebilmeleri için fiziki ve psikolojik kapasitelerini iyileştirmeniz gerekir. SİHA terörle mücadelede yeni ve etkili bir hamle ise, sadece mühendis ve pilotlarınızı değil bu alanda istihbaratçılarınızı, askerlerinizi, doktorlarınızı, psikologlarınızı, hukukçularınızı, kamu diplomasi alanında çalışanlarınızı ve siyasilerinizi hazırlamanız gerekir.
Kamuoyuyla sadece “aferin alınacak” hususları değil, hataları en aza indirme çabalarınızı, işi nasıl ciddiye aldığınızı da paylaşmalısınız. Kitaba göre SİHA kullanımı, sadece askeri sonuç üreten bir kapasite inşası değildir. Daha fazlasıdır.
Bu köşe yazısı 22.09.2017 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024