TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Dünyada bugün yaklaşık 60 milyon mülteci var. Bu, dünya tarihindeki en yüksek rakam. İnsanlığın bu sorunla baş etmek için kurduğu örgütlerin zorluk çekiyor olmasının bir sebebi de bu rekor sayı aslında. Geçtiğimiz yıllarda bu sayının artmasının temel nedeni ise Suriye iç savaşı. Yerinden yurdundan olmuş insanların dörtte birini Suriyeliler oluşturuyor. Bunlardan yurt dışına gidenlerin yüzde 95’i, Suriye’ye komşu ülkelerde yaşıyorlar. Lübnan’da her üç Lübnan vatandaşına bir Suriyeli mülteci düşüyor. Bu oran, Ürdün’de yüzde 10 civarına ulaştı. Türkiye’de ise yüzde 3 civarında. Toplam rakama baktığınızda ise şu anda dünyada en çok mülteci Türkiye’de. Sayıları artık 2,2 milyonu geçti. Biz hala onlara geçici olarak buraya gelmişler gibi davranıyoruz. Artık bu tavrı değiştirmenin, hakikati kabul etmenin zamanı geldi bana sorarsanız.
Nedir hakikat? Suriye iç savaşı nedeniyle ülkemize sığınanlar, Türkiye’de kalıcıdırlar. Türkiye’nin nüfusu artık 80 milyonu geçmiştir. Vakıa ile kavga etmeyi bırakıp hakikati kabullendiğimizde, vakıa üzerine yeni bir bakış açısıyla düşünmeye başlayabiliriz. Ben Türkiye’nin sürekli seçim ve referandum gündemi nedeniyle gerçekle yüzleşme hadisesini bu kadar uzattığını düşünüyorum. Bu ilk nokta.
Geleyim ikincisine. Türkiye’den Avrupa’ya giden Suriyeli mülteciler, ülkemize sığınanların en iyi eğitimli, en becerili kesimidir. Yandaki tabloya bakın isterseniz. Tablo, Türkiye ve Yunanistan’daki Suriyelilerin eğitim durumlarını gösteriyor. AFAD’ın anketi 2013 yılında Türkiye genelinde yapılmıştı. Geçtiğimiz hafta ise Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Yunanistan kıyılarına varan Suriyeliler ile yaptığı en kapsamlı anketin sonuçlarını yayımladı. Bu iki anketi yan yana koyunca ne görüyoruz? Avrupa’ya gitmek için kendini Yunanistan sahillerine atabilen Suriyeli mülteciler, Türkiye’dekilerden çok daha iyi eğitimli ve daha gençler. Yunanistan’dakilerin yüzde 43’ü üniversite mezunu iken, Türkiye’dekiler arasında bu oran yüzde 10’un altında kalıyor. Oradakilerin yüzde 70’i 18-35 yaş aralığında. Bizde ise 18 yaşındaki Suriyeliler, toplam rakamın yüzde 50’sini oluşturuyor. Ben bekleyip zaman kaybetmenin Türkiye’nin zararına olduğunu düşünüyorum ve işte bu rakamlar da neyi kaçırdığımızı gösteriyor.
Halep’ten buraya gelebilenler, gelmeye cesaret edenler aslında. Kendilerinde yeni bir hayat kurabilecek cesareti bulanlar. Ancak heybelerinde satacak pamuğu olanlar cesur olabilir. Ben Halep’ten buraya daha beceri sahibi olanların geldiğini düşünüyorum. Türkiye’ye gelenler arasından Avrupa’nın yolunu tutanlar ise daha büyük bir maceraya cesaret edenler esasen. Onlar kendilerini hayatın karşısında daha da güçlü hissedenler. Nitekim Yunanistan’a varan Suriyelilerin yüzde 85'i, Ege Denizi’ni ilk denemelerinde başarılı bir biçimde geçebilmişler. Yüzde 65’i ise özel bir ihtiyaçları olmadığını söylemişler. Üstüne üstlük, başta Almanya olmak üzere AB’de hangi ülkeye gitmek istediklerini teker teker ifade etmişler. Sanki ne yapacaklarını biliyorlar.
Şimdi ben bu rakamlara bakıyorum ve Türkiye’nin Suriyeli mülteciler karşısındaki politikasızlığını, doğrusu ya, üzücü buluyorum. Neden?
Türkiye’nin, 3 bin dolardan 10 bin dolara çıkarken yaptıklarını yaparak kişi başına milli gelirde 10 binden 25 bin dolara sıçrayabilmesi mümkün değil. Türkiye’nin, aynı malları aynı şirketlerle aynı pazarlara satarak ihracatını 150 milyar dolardan 500 milyar dolara yükseltebilmesi de mümkün değil. Türkiye’nin bir teknolojik yenilenmeye, bunun için de beceri sahibi bir iş gücüne ihtiyacı var. Hadi 10 küsur yılda beş Milli Eğitim Bakanı ile yapısal bir reform filan yapmadan idare ettik. Zira bilenler, bir eğitim reformunun meyvelerini vermesi için en az 6 yıl gerektiğini söylüyor. Peki, ihtiyaç duyduğunuz beceri sahibi personeli bulmak adına Suriyeli mültecileri akıl etmemiz için yıllar mı geçmesi lazım? Ben size söyleyeyim, Türkiye’nin bir an önce Suriyeli mültecilere yönelik bir beceri tespiti ve mesleki eğitim atağına kalkması gerekiyor. Yoksa beceri sahibi ve iyi eğitimli Suriyeliler artık Avrupa’ya doluşacaklar.
İngiliz sokak sanatçısı Banksy, bu konuya dikkat çekmek için Calais mülteci kampına aşağıdaki duvar resmini çizmiş. Nedir? Bugün elektronik sektörünün en önemli markalarından biri Apple'ı kurucusu Steve Jobs’un da Amerika'ya göç eden Suriyeli bir babaya sahip olduğunu hatırlatıyor. Gelen Suriyelilerin ne büyük fırsatlar sunabileceğini düşündürmesi açısından önemli bir mesaj bu.
Fırsatların kazası olmaz. Not etmiş olayım.
Şekil 1. Türkiye’deki yerleşik ve Yunanistan’a varan Suriyelilerin eğitim geçmişleri (2013 & 2015)
Kaynak: AFAD 2013, UNHCR 2015
"Suriye'den bir göçmenin oğlu", Banksy
Bu köşe yazısı 14.12.2015 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.