TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Başbakan Davutoğlu, Brüksel yolunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tahir Elçi cinayeti ve Rus uçağının düşürülmesi örneklerini veren Davutoğlu “Türkiye idare bakımından zor bir ülke. Her an bir olayla karşılaşabiliyorsunuz” dedi
AB-Türkiye Zirvesi için Brüksel’e giden Başbakan Ahmet Davutoğlu, uçakta, Tahir Elçi’nin öldürülmesinden Rusya ile yaşanan krize, AB ile ilişkilerden Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasına kadar birçok sıcak başlıkla ilgili sorularımızı yanıtladı. Davutoğlu’nun açıklamaları özetle şöyle:
-AB İLE BAŞKA BİR DÖNEM BAŞLIYOR: Ziyaretin bugünlerde olması planlanmıştı ama güzel bir tevafukla hükümet kurulduktan sonra geliyoruz. Reform hükümeti. Türkiye’de reformlar hep AB süreciyle irtibatlandırılmıştır. İnşallah önümüzdeki hafta acil eylem planımızı ve eylem planımızı açıklayacağız. Onun öncesinde AB’ye gitmemiz reform iradesi anlamında önemli. Biz AB ile ilişkilerin kriz zamanlarında ivme kazanıp sonra durgunlaşmasını istemiyoruz. Tekrar durgunluktan çıkarıp başka bir dönem başlatacağız, yılda iki zirve planlanıyoruz. 11 yıllık boşluktan sonra. Yeni bir mekanizma oluşuyor ve bu formatta da ilk defa oluşuyor. 2004’te katıldığımız normal zirvenin bir parçasıydı, ama şimdi 28 ülkeyle yeni bir format oldu.
Davutoğlu Brüksel’e giderken uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu.
- DETAYLARIYLA ORTAYA ÇIKARTILACAK: Tahir Elçi’nin ölümü birçok açılardan önemli bir tecrübe, ders niteliğindeydi. Bir kere Şanlıurfa’da çözüm süreci bağlamında bir toplantıda beraber olmuştuk. Görüşler farklı olabilir ama saygın bir hukukçuydu. Bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları gibi onun canı da azizdir. Kaybetmekten büyük üzüntü duyuyoruz. Terör ve şiddetle bir hedefe ulaşma çabası gündeme geldiğinde birbirinden bağlantısız birçok şey bile hepimizin hayatı için tehlike oluşturabiliyor. Dört ayaklı minareyle ilgili tarihi mirasın korunması bağlamında bir konuşma yapıyor. Ama aynı Sur mahallesinde sokaklar hendeklerle kazılmış yani bırakın tarihi eseri korumak varolan yollara tehdit teşkil edecek şekilde mayınlar döşenmiş, düşünün olaydan sonra roket atılıyor. Böyle bir ortamda savunmamız gereken husus hukuk ve kamu düzeninin sağlanmasıyla ilgili mutabakat. Olay araştırılıyor, bütün detaylarıyla ortaya çıkarılacak inşallah.
- OLAYI TETİKLEYEN TERÖRİST: Meclis’te görüşmeler sürerken bazı görüntüleri tekrar izledik. Tabii devlet olarak hemen bir hüküm vermek doğru değil ama olayın ilk yaşandığı andan itibaren bu teröristler açıklamanın 100 metre yakınına silahlı bir şekilde geliyorlar ve polise ateş açıyorlar. Olayı tetikleleyen terörist. Orada polis bir operasyon yapmıyor, polis bir mukabelede bulunmak zorunda kalıyor. Bir çapraz ateş içinde kalmak mı bilinçli olarak o sırada kargaşadan istifade etmek isteyen bir provokatörün atışı mı tespit edilecek. Bilmemiz gereken, olay terör örgütünün saldırısıyla başlıyor. Burada asli fail terör örgütüdür. Eğer polise yönelik o saldırı, kargaşa olmamış olsa ne ateş etme ihtimali olur, ne de birinin öldürülmesi olayı yaşanmış olurdu.
- BIRAKALIM DA GİTSİNLER DİYEMEZSİNİZ: Şunu söyleyemezsiniz, bırakalım da onlar gitsinler. Sur ilçesi dahil olmak üzere Türkiye’nin her ilçesinde kamu düzeni tesis edilecek. Kim buna karşı çıkarsa Tahir Elçi olayı gibi olaylardan sorumlu olur. Bu hendek kazma hadisesini bitireceğiz.
- ESAS FAİL PKK: Bir başka yönü işin olay yaşanıyor, olayın ortaya çıkarılması için başsavcı ekibi gidiyor onlara da roketle saldırılıyor, bombalı saldırı yapılıyor. Hatta araçtan ateş açılıyor, kimi suçlamak icap eder, olayı başlatan esas fail PKK, olayı araştırmak üzere gelenlere ateş açan terör örgütü PKK. ahir Elçi’nin eşine teşekkür ediyorum. Kendisi çok vakur bir duruş sergiledi. Birincisi bu aydınlanacak elimizden gelen herşeyi yapacağız dedim. Yine Barolar Birliği Başkanı ile de görüştüm.
- TBMM BAŞKANI DAVET ETTİ: Dün Meclis’te gerçekleşen iki görüşme dolayısıyla iki lidere de teşekkür ediyorum. Bu güzel bir başlangıç oldu. Dün ara verildiğinde Meclis Başkanımızın yanına çay içmeye geçtim. Önce telefonla görüşeyim diye düşündüm, sonra niye buradayız hepimiz görüşebiliriz dedi. Sayın Kahraman davet etti, ilk arada Kılıçdaroğlu ikinci arada Sayın Bahçeli ile görüştük. Konu esas itibariyle bütçe idi. Günlük gelişmeler bağlamında da kısa sohbetler oldu. Psikolojik olarak iyi bir başlangıçtır. Pratik olarak da değerlendireceklerini ifade ettiler. Onların eleştirilerini daraltacak herhangi bir süre kısıtlaması olmayacak. Komisyon süreçleri daralacak. Olumlu cevap alırsak muhalefetten, ilk tepkileri olumsuz değildi en azından, bütçeyi sunarak süreci başlatacağız. Kaybedecek vaktimiz yok. Zaten 7 Hazirandan bu yana kayıp gibi geçti.
- GÜVENOYUNDAN SONRA LİDERLERE ZİYARET: Güvenoyu aldıktan sonra ayrıca formel olarak da ziyaret etmeyi düşünüyorum. Keşke daha düzenli olabilse görüşmelerimiz bundan ben memnuniyet duyarım. 7 Haziran sonrası sürekli ailece görüşelim diye konuşmuştum. Burada önemli olan ne kadar sert eleştiri olursa olsun nihayetinde siyasetin de insani bir iş olduğunu bilmemiz lazım. Biz rakibiz, hasım değiliz, düşman değiliz. Bir iktidar partisi muhalefeti ben tasfiye edeceğim dediğinde demokrasinin özünden sapmış olur.
- İDARE ETMEK ZOR: Türkiye idare bakımından zor bir ülke. Her an bir olayla karşılaşabiliyorsunuz. 78 milyon dinamik bir nüfus, son derece kritik coğrafyalara komşusunuz. 1 Kasım’dan sonra biz de şunları şunları yapacağız diye planlı bir hayatı düşünürken, sabah uyandığımda Genelkurmay Başkanı aradı. Genelkurmay Başkanı sabahın erken saatinde arıyorsa ya da İçişleri Bakanı her şeyi ikinci sıraya iten bir gündem var demektir. Arkasından AB ile ilgili zirveye gidiyoruz Tahir Elçi’nin ölümü bir anda gündeme geliyor. Bu da Türkiye’de başbakan olmanın bir kaderi. Diyarbakır’da bu saldırı biraz da yeni dönemin krizli girmesini isteyen çevrelerin yaptığı husus.
- O HASSASİYETİ GÖSTERMEYE DEVAM EDERİZ: Rusya’nın şunu anlaması lazım. Suriye ile sınırımız Türkiye’nin ulusal güvenlik sınırıdır. Burada doğrudan Türkiye’yi tehdit eden bir durum var. O hassasiyeti göstermeye devam ederiz. Olay münhasıran Rusya’yı kasıtlı olarak hedef alan bir tutum değil.
- BİRBİRİMİZİ ANLAMAMIZ LAZIM: Krizin çapını ve önemini ihmal etmemekle birlikte biz ve Rusya soğukkanlı şekilde olaya yaklaşmamız halinde bu kontrol edilebilecek bir krizdir. Rusya’nın pilotunu kaybetmesi nedeniyle hissettiklerini anlıyoruz ama onların da bizim sınırlarımızı koruma hassasiyetimizi anlaması lazım.
‘Olayın hedeflerinden biri de bendim’
Davutoğlu, MİT TIR’larına ilişkin haberle ilgili de şunları söyledi: MİT tırları operasyonları yapıldığında cuma günü Harran’daydım. Büyükçelçiler toplantısı yapılırken yaşandı. Türkmenlere giden yardım. 3 kişi hedefe konuldu. Başbakanımız o zaman. Dışişleri Bakanı olarak ben ve MİT Müsteşarımız. Odamızın dinlenmesi de sürecin devamıdır. Üçümüzü de uluslararası ceza mahkemesine çıkarmak için yürütülen hain bir faaliyet. O yayınlar da bu kumpası destekleyen yayınlar.
‘Suriye krizinin çözümü için en önemli 4 aktör’
- RUSYA’NIN OPERASYONLARI, MÜLTECİ KRİZİ OLARAK DÖNÜYOR: Suriye krizinin çözülmesi için önemli aktörler kim; ABD, Rusya, Türkiye, Suudi Arabistan. Bu 4 aktörün birbirleriyle görüşebilmesi lazım. Ekonomik ilişkilere gelince bu karşılıklı bir çıkar ilişkisidir. Daha önce AB ile kriz yaşanınca biz ambargoya uymadık, Rusya bizim komşumuz dedik. Herhalde haritaya bakan her makul kişi de Suriye’nin Rusya’dan daha çok Türkiye için bir güvenlik meselesi olduğunu görür. Ayrıca da buraya mülteciler gündemiyle de geliyoruz. Rusya’nın yaptığı her operasyon bize mülteci krizi olarak dönüyor. Umut ederiz ki önümüzdeki dönemde önce psikolojik tansiyon düşer, ardından diplomasi kanalları açılır. Pilotun askerlik izzeti anlamında da askeri tören yapılacak ve bize yakışır şekilde cenazeyi Rusya’ya teslim edeceğiz.
- TEDBİR DÜŞÜNÜYORUZ: (Rusya’nın yaptırımları konusunda) Sebze, meyve ihracatı, çalışma yaptırıyoruz. Bakanlar Kurulu’nda hepsini ele aldık. Bazı tedbirler düşünüyoruz. Krizin psikolojik olarak yönetilmesi için sert açıklamalar yapmak yerine doğrudan görüşmeyi tercih etmek gerekir.
‘Devlet sırrını yayınlamak her yerde suç’
- BİRÇOK TEDBİR ALMAK ZORUNDAYIZ: (Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanması konusunda) Bu kadar kriz yaşanırken, devlet birçok tedbiri almak zorunda. Aldığınız bu tedbirler şu veya bu şekilde saptırılarak ve kurallar da aşılarak yalan yanlış yorumlarla devleti zora soracak şekilde devlet sırları yayınlanırsa bu suçtur. Dünyanın her yerinde suçtur. Bir kişi bunu beğenmeyebilir, her şeyi gazeteci yazabilir ama böyle bir kural varken bunun gereğini yerine getirmek hepimizin vazifesi. Bu işin bir yönü ve o süreç işliyor, bu konuda hükümet olarak hiçbir şekilde müdahil olmadık olmayız.
- ESAS OLAN TUTUKSUZ YARGILAMA: Dönüp yargının her adımında her işleminde hükümeti suçlamak da doğru değil. Ama dün de zikrettim, esas olan tutuksuz yargılanmadır. Denetimli serbestlik başka uygulamalar var. İstisnai bir uygulamaya gidilmesi değerlendirilebilir ama bu da yargının başlı başına vermiş olduğu bir karar. Zorunlu haller dışında tutuksuz yargılama gibi bir yol belirlenmesinin doğru olacağı kanaatindeyim.
Bu köşe yazısı 30.11.2015 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024