TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Petrol fiyatları düşüyor. Son birkaç aydır petrol fiyatlarındaki düşüş oranı yüzde 40’ı aştı. 100 doların üzerinden 60 dolar civarına kadar indi. Daha Temmuz 2014’te Brent tipi petrolün varili 115 dolardı. Bu aralar benim kafamda başlıktaki soru var. Amerikan ekonomisi canlanıyorsa, petrol fiyatları neden düşüyor? Böyle bakınca size mantıklı geliyor mu? İlk bakışta sanki gelmiyor. Miki Maus analistleri ilk bakışa takılı kaldıkları için ortalığı çeşit çeşit komplo teorisi sarıyor. Neymiş, Amerikalılar, Kırım’daki zorbalıktan sonra, Putin’e ders vermek için böyle yapıyorlarmış. Bana kalırsa, Putin, iktisadi olanı göremediği için Rusya’nın başını fevkalade kocaman bir derde sokmayı başardı ve miyop bir lider olduğunu herkese gösterdi. Ortada olup bitenin komplo teorileriyle bir alakası yok. Gelin bir, ne gördüğümü anlatayım.
Petrol üreticileri bugün bir yatırım kararı ile karşı karşıyalar. Mevcut rezervler söz konusu olduğunda, bugün ya petrolü çıkaracaklar ya da yer altında bırakacaklar. İkisi de birer portföy yatırımı kararı. Ellerindeki satın alma gücünü bugünden yarına nasıl aktaracaklarına kendileri karar verecekler. Ya petrolü çıkarıp bugünkü düşük ve düşmeye devam eden fiyattan satarak dolar bazında nakde/paraya dönecek ve ellerindeki nakdi bugünkü uzun dönem faiz oranından yatırıma dönüştürecekler. Ya da petrolü yer altında bırakarak satın alma güçlerini yarına mal biçiminde taşıyacaklar. Peki, bu kararı alırken nelere bakacaklar? Petrol fiyatlarının seyri ile faiz oranı ile ilgili beklentilerine elbette. Ayrıca doların değeri ve yarınki arz ve talep dengesi ile ilgili beklentileri de önemli olacak.
Şimdi petrol üreticileri ne yapıyorlarsa, bu parametrelerle ilgili beklentilerine bakarak yapıyorlar. Büyük oyuncular petrol fiyatlarındaki düşüşü yavaşlatmak için üretimi kısma telaşı içinde görünmüyorlar. Petrolü yer altında bırakmak yerine, çıkartmaya devam ediyorlar. Bir nevi ellerindeki mal cinsinden serveti bir an önce dolar bazında nakde çevirip uzun dönemli faiz oranından yatırıma dönüştürmeye çalışıyorlar. Demek ki bu aralar hisse senedi ve tahvil pozisyonlarına hazırlık yapmak, petrolü yer altında bırakmaktan daha faydalı duruyor. Unutmayın, satın alma gücünüzü yarına nasıl aktaracağınıza karar veriyorsunuz. Ortada iki yol var ve sizin yarınki satın alma gücünüzü artıracak olanı tercih etmeniz gerekiyor.
Üstelik bu neye rağmen oluyor? Yükselecek faiz oranları, arzdaki artış beklentilerini elbette tıraşlayacak. Borçlanma maliyetleri arttıkça, bazı yatırımlar gerçekleşmeyecek. Bir ara Kıbrıs’taki rezerv işi ile ilgili de sizinle sohbet edeyim, bu çerçevede.- Şimdiden 1 trilyon dolar tutarındaki yeni rezerv yatırımının askıya alınacağı haberi vardı geçen haftaki İngiliz Financial Times gazetesinde. Ama kaya gazının bir gerçek olduğu da ortada. Sonuç olarak, arz artacak ama eskisi gibi çok artmayacak.
Bu arada talep de çok artmayacaksa, gelecekte petrol fiyatı üzerinde de büyük bir baskı olmayacak. Demek ki neymiş? Amerikan ekonomisi canlansa bile Avrupa sürünmeye devam edecek. Çin’in yavaşlayacağı kesin. Gelişmekte olan ülkeler de kesin yavaşlayacak. O vakit, arz/talep dengesi hala arz yoğun olmaya devam edecek.
Ancak bu portföy kayması döneminde, Amerikan doları kesin olarak değerlenirken başka paralar değer kaybedecek. Doların değeri önemli çünkü petrol fiyatları dolar cinsinden saptanıyor. Dolar giderek değer kazanıyorsa, petrol fiyatları bundan esas olarak olumsuz etkileniyor.
Petrol üreticilerinin bugün düşen fiyatlara rağmen üretimi kısmamaları, petrol fiyatlarının daha da düşmesini, faiz oranının yükselmesini ve doların daha değerleneceğini beklediklerindedir diyorum ben. Öyle komplo teorilerine de itibar etmemenizi öneriyorum. Bakın bunlar olup biteni pek güzel açıklıyor zaten.
Şimdi bir portföy kayması sürecinin tam başındayız. “Portföy kayması (portfolioshift)” nedir? Ekonomide bir durum değişikliğinin tam arifesindeyiz. Yani ekonomi bir halden diğerine geçiyor. Bu geçiş sürecinde, mevcut servetin bugünden yarına aktarılmasını sağlayacak yatırım portföylerinin yapısı da değişecek. Portföylerde ne kadar Amerikan doları cinsinden kontrat, ne kadar hisse senedi, ne kadar tahvil, ne kadar petrol ve ne kadar altın olacağı yeniden belirlenecek. Normali 2008 krizi ile kaybetmiş ve yaklaşık 6 yıldır anormal olana alışmıştık. Şimdi yeni normal şekillenecek. Şimdi neredeyiz? Şimdi yeni normale geçiş sürecinin portföy yapısı şekilleniyor. Portföy kaymasının başlangıcının sonuna doğru ilerliyoruz bana sorarsanız. Sonra yeni normal biçimlenmiş olacak.
Ne öğretmişti bize Karl amca? Böyle geçiş dönemlerinde, sermaye, para evresinde olmayı yeğler. Katı olan her şey buharlaşırken, nakde geçilir. Hareket kabiliyetinin, kıvraklığın önemli olduğu bir dönemde, malda kalınmaz, nakit tercih edilir. Hele bir de petrol fiyatlarının artmasını beklemiyorsanız kesin nakde dönülür. Olan, Putin gibi kibirden kabarıp herkese tepeden bakarken önündeki çukuru göremeyen miyoplara olur. Bedelini Rusya öder.
Bu köşe yazısı 19.12.2014 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024