TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Ankara'da saat kulesi sayısı 52, hepsi birbirinden çirkin ve yol kenarlarına serpiştirilmiş haldeler. Yeşili, araba kullanırken orta refüjde görüyoruz.
Kentler ikiye ayrılır: Bir yanda içinden otomobil ile geçilen kentler vardır. Bütün şehir hayatı evden işe, işten eve otomobil yolculuğu etrafında örgütlenmiştir. Diğer yanda ise hayatın otomobil yolculuğu etrafında örgütlenmediği kentler vardır. Oralarda yürünür. Otobüse veya metroya da binilir. Bisiklet de kullanılır. Çocuklar sokakta oynar. Çocuklar, sokakta dolaşabilir. İçinden otomobil ile geçilen kentlerde çocuklar mutlu olmaz. Çocuklar mutlu değilse, kent mutlu değildir. Neden? Fıtratımızda vardır. Kuşlar uçmak, insanlar ise yürümek, koşmak için yaratılmışlardır. Kuşlar uçtukça, insanlar yürüdükçe mutlu olur. Hele çocuklar daha çok mutlu olur.
Biz Türkiye’de içinden otomobil ile geçilen kentlerin bir nevi gelişme simgesi olduğunu düşünme eğilimindeyiz. Bu doğru değildir. Aynı laz müteahhit apartmanlarını zamanında gelişme simgesi sandığımız gibi yanlıştır. Türkiye’nin Amerika’nın yanlışlarını tekrarlamaya ihtiyacı yoktur. Türkiye’nin mutlu kentlere ihtiyacı vardır. Peki, mutlu kent nasıl olur? Gelin bugün size Ankara örneği üzerinden bir mutsuz kent portresi anlatayım. Sonra da başlıktaki soruyu cevaplayayım. Ankara’da kent estetiği dairesi ne iş yapar? Merak edenleri beklerim.
Ankara özellikle son birkaç yıldır iyice içinden otomobil ile geçilen bir şehir haline dönüştü. Ankara’nın içinde seyahat eden otomobillerin daha hızlı gidebilmesi için bir dizi karar alındı. Yeni yollar açıldı. Ben bu son dönemde Ankara’da son derece kötü kararlar verildiğini düşünüyorum. Büyükşehir belediyesi bunu hemşehrilerini üzmek için yapmadı herhalde. Ama ne yapsın? Başka bir vizyonu olamadığı için, yol yapmayı ilerleme zannettiği için yaptı. Ben size doğrusunu söyleyeyim: 21’inci yüzyıl Türkiye’sinin kentleri için medeniyet artık yol değil kaldırımdır. Şehir, kent sakinlerini mutlu etmek için tasarlanmalıdır. Şehir içinde, otomobille hızlı seyahat etmek için, yol açmanın sonu yoktur. Bugün rahatsanız, bir yıl sonra mutsuz olursunuz. İçinden otomobille geçilen şehir paradigmasından bir bütün olarak kurtulmak gerekir. Şehir içinde otomobili daha hızlı sürebileceğiniz yollara ağırlık veren bir belediye, çocukları mutsuz eden belediyedir. Şehir içinde otomobillerin saatte 50 değil, 80 kilometre hızla seyahat edebildiği yollarla örülü bir şehir, çocuklar için duvarlarla örülü bir şehirdir. İsrail’in Filistin’de ördüğü duvarlar neye yol açıyorsa, şehir içinde otomobillerin hızla seyahat ettiği yollar da çocuklar için aynı sonuca yol açar.
Şimdi geleyim, şu Kent Estetiği Dairesi meselesine. Ankara Büyükşehir Belediyesi kent estetiği dairesi kentimizi güzelleştirmeye çalışıyor. Peki, ne yapıyor? Yollara kenar süsü yapıyor. Kentin ana meselesi otomobillerin içinden hızlıca geçmesi olunca, kent estetiği dairesine iş olarak ne kalır? Yol kenarlarını, refüjü süslemek kalır elbette. Kentin odak noktası yol olunca, kent estetiği de yol süslemek olur. Ya yol kenarlarını, ya da orta refüjü süslemek olur. Yol kenarındaki binaları ışıklandırmak, kaplamalarını değiştirmek olur. Nitekim öyle oluyor. Ankara’nın artık meşhur olan saat kuleleri de genellikle refüje yapılıyor. Biliyorsunuz Ankara’da 52 tane saat kulesi var.
Normalde saat kulesi kent içinde bir meydanda bir tane olur. İzmir’deki öyle. Londra’daki öyle. Prag’da hani o içinden bir dizi figürün çıktığı, hep gidip önünde beklediğimiz saat kulesi de bir meydanın ortasında. Siirt’teki zarif saat kulesi de ufak bir parkın içinde. Bir tek Ankara’da saat kulesi sayısı 52, hepsi birbirinden çirkin ve yol kenarlarına serpiştirilmiş haldeler. Yeşili, çiçeği de araba kullanırken ancak orta refüjde görmek mümkün. Dikkatle bakmak zor oluyor tabii. Çünkü o sırada araba kullanıyor oluyoruz. Neyse çocuklar arka koltuktan çiçek böcek bir şey görebiliyorlar. Melih Bey’in tüm noktasal çözümlerine rağmen trafik de ağır akmaya başladı ya, bakın o zaman saatlere bakarız işte.
Neden böyle? Çünkü Ankara’da şehir otomobil sahiplerinin rahatını temin etmek üzere, otomobillerin şehir içinden geçişi etrafında örgütlenmiş durumda. Ankara’nın odağı yoldur. Bir şehir ya insan dostu olur ya da otomobil dostu olur, ikisi birden olamaz. Ankara, mutsuz bir şehirdir.
Türkiye’nin kent tanımını ve de kent estetiği yaklaşımını artık değiştirmesi gerekiyor.
Bu köşe yazısı 28.03.2014 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.
M. Coşkun Cangöz, Dr.
27/04/2025
Burcu Aydın, Dr.
26/04/2025
Fatih Özatay, Dr.
25/04/2025
Fatih Özatay, Dr.
23/04/2025
Güven Sak, Dr.
22/04/2025