TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Yılmaz Özdil ile TCDD’deki meçhul yazarın atışmasını neşeyle izlemiş olduğunuza eminim. Özdil, demiryollarını ve trenleri yabancılar yapıyor derken, TCDD’nin meçhul yazarı ise hayır efendim bu yolları Türkler yapıyor diye ısrar ediyordu. Anlaşıldı ki, demiryollarımız ve trenlerimiz %100 yerli değilmiş! Hâlbuki Ulaştırma Bakanımız bize “yerli malı, yurdun malı, herkes onu kullanmalı'' şarkısıyla büyüdüğünü anlatmıştı. Elinde kendi tabiriyle “iyi, fiyakalı, ele uygun, ince ve hafif'” bir telefon vardı. Telefon, 1,3 megapixel kamerası ve 2,4 inç ekranı ile olmasa da üzerindeki “Made in Turkey” yazısıyla göz kamaştırıyordu. Bu yazı tabi ki Ulaştırma Bakanımızın isteği ile büyütülmüştü. Binali Yıldırım “Kimse bizim ürünümüzü, yerli ürünümüzü küçük görmesin, hiç bir aşağılık duygusuna da kapılmayalım'' demişti.[1] Ne var ki, heyecanla tanıtılan bu yerli ürünün parçaları yurt dışından gelmiş, montajı ise Türkiye’de yapılmıştı.
Binali Yıldırım’ın 2010 yılında tanıttığı “yerli” telefonu üreten şirket şimdi de “yerli” tablet üretiyor. Yerli telefon/tablet meselesi yerli demiryolları meselesine benziyor. Üretilen şeyin ne kadar yerli olduğu tartışmaya açık. Mesela, “Türk malı” tableti üreten şirket ABD’de kurulmuş. Ama şirketi kuranlar Türk. Tabletin parçaları Tayvan, Japonya ve Güney Kore’den geliyor. Tablet, başkalarının Türkiye dışında geliştirdiği bir işletim sistemini kullanıyor. Ancak, hangi parçaların nasıl birleştirileceğine ve tasarımın nasıl olacağına ABD’deki Türk şirket karar veriyor. Yazılım geliştirme ve montaj ise Türkiye’de yapılıyor. Muhtemelen şirketin ABD ve Türkiye’deki çalışanlarının bir kısmı da yabancı… Şimdi biri çıkıp “Bu tabletin işletim sistemi yabancı, işlemcisi yabancı, ekranı yabancı… Peki bunun neresi yerli?” diye sorabilir. Buna karşılık, bir başkası “Bunu üreten şirket %100 Türk şirketi, daha ne istiyorsunuz?” diyebilir ve tartışma böylece uzayıp gidebilir. Peki, gerçekten bu tableti “yerli tablet” olarak adlandırabilir miyiz? Türk malı tabletimiz var diyebilir miyiz? Bu tablet yerliyse yüzde kaçı yerli, yüzde kaçı yabancı?
Bir ürünün, hizmetin yüzde kaçının yerli olduğu tartışması günümüz dünyasında çok anlamlı bir tartışma değil. Özellikle de ileri teknoloji içeren ürünler söz konusu olduğunda. Artık önemli olan ürünün yüzde kaçının bir ülkede üretildiği değil, hangi ülkedeki girişimcilerin bu ürünü akıl ettiği. Bunu görebilmek için akıllı telefon ve tablet üretiminde lider olan markaların nasıl çalıştığına bakmamızda fayda var. Mesela, iPhone’un nerede üretildiğini biliyor musunuz? Muhtemelen, iPhone’un Çin’de üretildiğini düşünüyorsunuzdur. Bu sebeple daha fazla ilerlemeden önce size şunu sorayım. Çin Ulaştırma Bakanının çıkıp iPhone’u yerli malı olarak tanıttığını duydunuz mu? Ben duymadım. Peki Tayvan’da üretilen Samsung telefonların Tayvan’da yerli malı olarak tanıtıldığını duydunuz mu? Böyle şeyler duymamamız normal çünkü sadece montaj yaparak yerli bir ürüne sahip olmuyorsunuz. iPhone Çin’de montajlandı diye Çinli olmuyor. Bir ürünü montajlamak ile bir ürünü geliştirmek arasında önemli bir fark var. Dolayısıyla, sadece montaj yapıyorsanız “Made in China” (Çin’de yapıldı) diyebilirsiniz ama Çin malı diyemezsiniz.
Aslına bakarsanız, “iPhone, Çin’de üretiliyor” demek de yanlış. Çünkü, iPhone’nun şarj cihazları, kamera lensleri ve pek çok çipi Tayvan’da, ekranı Japonya’da, video işlemcisi Güney Kore’de üretiliyor.[2] Üretim yerlerindeki bu çeşitlilik iPhone’lara özgü bir durum değil. Teknoloji yoğun ürünlerin çoğu bu şekilde üretiliyor. Dolayısıyla, günümüz dünyasında %100 yerli malı diye bir şey yok ya da çok nadir bulunuyor. Bunun böyle olmasının sebebi, yüksek teknolojili ürünlerin üretilmesinin yüksek düzeyde uzmanlaşma, işbölümü ve kooperasyon (işbirliği) gerektirmesi. Bir firmanın bir ürünü üretmek için gerekli olan bütün bilgiye sahip olması neredeyse imkânsız. Matt Ridley’in “The Rational Optimist” başlıklı kitabında bununla ilgili güzel bir örnek var.[3] Aşağıdaki fotoğrafa bir bakın.
Kaynak: Ridley (2010: 1)
Fotoğrafta iki ürün/alet görüyorsunuz. İkisi arasındaki en büyük fark şu: Soldaki taş aleti bir kişi tek başına üretiyordu, sağdaki aleti üretmek için ise plastik üretiminden, elektroniğe; elektronikten tasarıma; tasarımdan bilgisayar yazılımlarına kadar pek çok bilgiye sahip olmak gerekiyor. Bilgisayar faresi, cep telefonuyla kıyaslandığında çok yüksek teknolojili bir ürün değil ama yine de onu üretecek firma her parçayı kendi üretmeye girişmiyor. Plastik üretimini plastik konusunda uzmanlaşmış olanlara bırakıyor mesela. Yüksek teknolojili ürünlerde bu işbölümü ihtiyacı çok daha fazla! Modern dünya her ne kadar rekabetle tanımlansa da herkesin her şeyi bilmesi mümkün olmadığı için üretim çok fazla kooperasyon (işbirliği) gerektiriyor. Şirketler uzmanlaşma ve işbölümüne hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyuyorlar. Eğer en iyi mobil işlemcileri A şirketi üretiyorsa, telefon üretmek isteyen bir şirketin işlemcileri A şirketinden alması doğal. Yani teknoloji yoğun ürünleri üretmek için ilim Çin’de de olsa, Güney Kore’de de olsa, Tayvan’da da olsa gidip almak gerekiyor.
Belki henüz ikna olmadınız ama sanıyorum kıran kırana rekabet içinde olan şirketlerin de işbölümü ve işbirliği içinde olduğunu gösterirsem, ikna olacaksınız. Küresel ekonomide üretimin ne kadar karmaşık ve ilginç bir hal aldığını görmek için kıyasıya rekabet eden firmaların ilişkilerine bakmak gerekiyor. Biliyorsunuz iPhone ve Samsung arasında hukuki anlaşmazlıklar var. Uzaktan bakınca, birbiriyle rekabet dışında hiçbir ilişkisi olmayan iki firma atışıp duruyor, kârlarını yükseltmek için çeşitli hukuki katakulliler yapıyorlar gibi görünüyor. Ama durum o kadar basit değil. iPhone’un kullandığı işlemciyi kim üretiyor biliyor musunuz? Samsung! Evet elinizdeki veya hayalinizdeki iPhone 4 cihazın içindeki Apple A4 çip, Texas’lı bir şirket olan Intrinsity tarafından tasarlanmış ve Samsung tarafından üretiliyor. Aşağıda iSuppli.com’da yayınlanan iPhone 4S analizini görüyorsunuz. iPhone’u açıp içindekilere bakınca Samsung’un, iPhone’un önemli bir “parçası” olduğu anlaşılıyor. iPhone’un sadece işlemcisi değil pek çok diğer parçası da Samsung’un ürünü.
iPhone’un içi. Kaynak: isuppli
Diğer Apple ürünlerine baktığımızda da benzer bir tablo ile karşılaşıyoruz. Örneğin, 3. nesil iPod Touch’u açtığımızda, aşağıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi, karşımıza Samsung çıkıyor.
Kaynak: ifixit
ABD’li bir şirket olan Apple, Tayvan, Güney Kore ve Japonya’da üretilen parçaları kullanarak üretim yapıyor. Dahası Güney Koreli rakibinin ürettiği teknolojileri ürününde kullanarak, rakibini cep telefonu piyasasında alt etmeye çalışıyor. Yukarıdaki fotoğraflara bakınca Apple-Samsung kavgasının basit bir kavga olmadığı çok iyi anlaşılıyor. Apple bir taraftan Samsung’un ürettiği teknolojiyi satın alıp kullanırken, diğer taraftan da Samsung’u Apple ürünlerini taklit etmekle suçluyor. Bu örnek, küresel ekonomide üretim ilişkilerinin çok çetrefilli olduğunu açıkça gösteriyor. İki şirket hem işbölümü ve işbirliği içinde hareket ediyor hem de birbirleriyle sıkı bir şekilde rekabet ediyor. Bırakın %100 yerli malını, %100 Apple veya %100 Samsung ürünlerden bile bahsetmek pek mümkün değil.
Şimdi gelelim yerli malı meselesine. iPhone’u ABD’nin yerli malı olarak kabul edebilir miyiz? Eğer üretim yerini temel alırsak, edemeyiz. iPhone gibi bir ürünün nerede üretildiği sorusuna doğru bir yanıt vermek için, “Dünya’da üretiliyor” demekten başka çare yok. Teknoloji yoğun pek çok ürün için de doğru cevap bu. Bu yazıyı okumak için kullandığınız bilgisayar da Dünya’da üretiliyor. Yani, ölçeği biraz geniş düşünürseniz, yerli malı bilgisayar kullandığınızı söyleyebilirsiniz!
Peki, Apple’ı ABD’li, Samsung’u Güney Koreli yapan üretim yeri değilse, nedir? Mesela, iPhone’u iPhone yapan nedir? iPhone’u iPhone yapan parçaları değil; bu parçaların nerede üretildiği, kim tarafından üretildiği hiç değil. iPhone’u iPhone yapan, hangi parçaların, hangi biçimde bir araya getireceğini, hangi teknolojilerin kullanılacağını, hangilerinin geliştirilmesi gerektiğini düşünen, seçilen parça ve teknolojileri göz alıcı bir tasarım ve kullanıcı dostu bir yazılımla bir araya getiren Apple firmasının yaratıcı aklı. iPhone, onu üreten akıl ABD’de olduğu için ABD ürünü olarak görülüyor. Samsung da benzer sebeplerle Güney Koreli olarak anılıyor. Bu firmalar, yaratıcı bir şekilde teknoloji üretiyor ve ürettikleri teknolojiyi kullanıcılara en iyi deneyimi, en kolay kullanımı sağlayacak şekilde sunmaya çalışıyorlar. Devir yaratıcı akıl devri. Yaratıcı fikirler üretmeyen ve teknoloji geliştirmeyen firmalar ve ülkeler başkalarının montaj işlerini yapmakla yetinmek zorunda kalıyor.
Montaj yapmak kötü bir şey değil tabii. Teknoloji ile tanışmanın yollarından biri yerli montaj. Yeni teşvik sistemi, çeşitli vergi avantajları sağlayarak üretimi Türkiye’de yapılacak yüksek teknolojili ürünler için destek sağlıyor. Bu önemli bir adım, ancak yeterli değil. Yerli üretim telefon, tablet, vb. üreten firmalar Türkiye için çok değerli. Bu firmaların yaratacağı deneyim sayesinde, teknoloji üretmeyi öğreneceğiz ve yeni fikirler geliştirebileceğiz. Ancak bunun mümkün olması için montaj yaparak öğrenilenleri geliştirecek bir ortama ihtiyacımız var. Bu da eğitim ve insan sermayesi ihtiyacı demek. İnsana ve eğitime yatırım yapmayan firmaların ve ülkelerin küresel rekabette pek şansları yok. Bu sebeple, bir taraftan yerli üretimi (montajı) teşvik ederken diğer taraftan montaj teknolojisini yenilikçi ürünlere dönüştürecek aklı nasıl üretiriz diye düşünmemiz gerekiyor. Ürettiklerimizin %100 kaçı yerli tartışması yapmayı bırakıp, yeni fikirler üretip küresel işbölümü ve işbirliğinden daha fazla nasıl faydalanabiliriz diye düşünmemiz gerekiyor. Artık ürünün değil fikrin yüzde kaçının size ait olduğu daha önemli.
Yılmaz Özdil ile TCDD arasında geçen tartışmanın hemen ardından TCDD Genel Müdürü, %100 yerli Yüksek Hızlı Tren için çalışmalara başlandığını açıkladı.[4] Anlaşılan o ki %100 yerli sevdamız devam ediyor. Düşünme biçimimizi gerçekten değiştirmemiz gerektiğini vurgulamak için yazıyı bir bilmece ile bitireyim:
ABD, iPhone’un mucidi. iPhone’lar Çin’de montajlanıyor ve ABD’ye ihraç ediliyor. Dolayısıyla, ABD, Çin’den iPhone ithal ediyor. iPhone, ABD’nin cari açığını azaltır mı arttırır mı?
Cevap için TEPAV’ın “Küreselleşme ile değişen kavramlar: Apple ABD ekonomisine zarar mı veriyor?” başlıklı değerlendirme notuna bakınız.[5]
Notlar:
[1] Sabah, 17.03.2010, http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2010/03/17/turk_mali_cep_telefonu
[2] “Why isn't the iPhone made in America?” http://prestowitz.foreignpolicy.com/posts/2011/03/08/why_isnt_the_iphone_made_in_america
“iPhone: Who's the real manufacturer? (It isn't Apple)”, http://texyt.com/iphone+manufacturer+supplier+assembler+not+apple+00113
[3] Ridley, M. (2010) The Rational Optimist: How Prosperity Evolves, Londra: Fourth Estate
[4] Hürriyet, 03.09.2012, http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/21368706.asp
[5] “Küreselleşme ile değişen kavramlar: Apple ABD ekonomisine zarar mı veriyor?” http://tepav.s3.eu-west-1.amazonaws.com/upload/files/1299668468-7.Kuresellesme_ile_Degisen_Kavramlar___Apple_ABD_Ekonomisine_Zarar_mi_Veriyor.pdf
Ayrıca şuna da bakabilirsiniz: Yuqing Xing ve Neal Detert (2010) How the iPhone Widens the United States Trade Deficit with the People’s Republic of China, ADBI Working Paper Series, No. 257, http://www.adbi.org/files/2010.12.14.wp257.iphone.widens.us.trade.deficit.prc.pdf