TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Türkiye'de yerleşik bir banka var. Bir şirket de kredi almak istiyor. Bu şirket, gidip o bankanın kendisine en yakın şubesi yerine aynı bankanın yurtdışındaki bir şubesinden kredi alıyor. Bu, bir defalık bir olay olmayıp bir eğilim olarak ortaya çıktığına göre tarafların böyle yapmaktan sağladıkları bir ek yarar olması gerekiyor. Küresel krizin Türkiye'yi etkileme yollarından birisi olarak özel kesimin yurtdışı borçlanma olanaklarındaki daralma hemen akla geliyor. TCMB'nin yayımladığı mart ayına ilişkin veriler, bu bekleyişi doğrulamakla birlikte, daralmanın korkutucu boyutta olmadığını da gösteriyor (Tablo-1). Bu görünümün önümüzdeki aylarda nasıl değişeceğine ilişkin öngörülerde bulunmak zor. Gerçi mali piyasalarda, geçen dönemdeki kadar olumsuz gelişmeler yok ama kredi piyasasında da henüz gözle görülebilir bir canlanmadan söz etmek olanaklı değil. Öte yandan mali krizin reel kesime sıçramasının sonuçları da daha tam görülmüş değil. Dolayısıyla uluslararası bankacılık sisteminin sorunlu kredilerinde hâlâ artma olabilir. ABD'de yapılan "gerginlik sınaması" işlevini yerine getirdi, inanmak isteyenlere, büyük ABD bankalarının yeni bir dalga karşısında da ayakta durabileceği yönünde bir sinyal verdi. Ancak bu sınama sonuçlarının başka ülkelerin büyük bankalarına genelleştirilebilir mi? Bilmiyoruz. Tabii bilmediğimiz bir şey daha var. O da bankaların ayakta durabilecek durumda olduklarını öğrenmelerinin kredi açmalarını özendirmekte ne ölçüde etkili olacağı. Ayakta durmak ile koşabilmek aynı şey değil. Dolayısıyla Türk özel kesiminin yurt borçlanma miktarını kısıtlayabilecek dışsal etmenlerin ortadan kalktığını söyleyebilecek durumda değiliz.
Kredi istem oranı düştü İşin bir de kredi istem tarafı var. Ortalıkta, Türkiye ekonomisinde yılın ilk çeyreğinde iki basamaklı eksi sayılarla ifade edilecek ölçüde daralma olduğu yönünde sonuçlar var. En iyimser olanlar bile ekonominin son çeyrekten önce hareketleneceğini beklemiyor. Bu durumda özel kesimin kredi isteminin de düşmüş olması doğal. Dolayısıyla rakamlara yansıyan kredi kullanımındaki azalmanın ne kadarının kredi sunumunun kısılmasından, ne kadarının ise kredi istemindeki azalmadan kaynaklandığı da açık değil. Öte yandan Tablo-1'deki veriler, Türkiye'de 2005 sonrası dönemde özel kesimin faaliyetlerinin finansmanında yurtdışından temin edilen uzun vadeli kredilerin rolünün arttığını gösteriyor. 2005'e kadar ekonomideki canlanmaya koşut olarak artan yurtdışından temin edilen uzun vadeli kredi miktarı bu tarihten sonra bir sıçrama gösteriyor. Finansal olmayan özel kesimin 2008 sonundaki uzun vadeli dış kredi stoku, 2002'deki düzeyinin 4.13 katına ulaşıyor. Ancak bu rakama bakıp, "bu dönem içinde özel kesim yurtiçinden kredi almak yerine yurtdışından kredi almayı tercih etmeye başladı" gibi bir sonuca varmak da olanaklı değil. Çünkü bu dönemde özel kesimin mevduat bankalarından aldığı kredilerde de benzer ölçüde artış var. Özel kesimin yurtdışından temin ettiği orta vadeli kredi denildiğinde, insanın aklına doğal olarak özel kesimin yabancı ticari bankalardan kredi almış olması geliyor. Yine TCMB'nin verilerinden derlenen Tablo-2'den de görüleceği üzere bu nitelendirme artık pek de doğru değil. Özel kesimin, Türkiye'de yerleşik bankaların yurtdışı şube ya da iştiraklerinden aldığı kredilerin payı epeyce artmış durumda. Özel kesim, 2002 yılında yurtdışından temin ettiği uzun vadeli kredilerin yüzde 74'ünü yabancı ticari bankalardan temin etmiş. Bu oran 2005'te yüzde 61'e ve 2008'de ise yüzde 56'ya inmiş.
Yurtdışı kredisinin amacı ne Ne olduğuna biraz yakından bakalım: Türkiye'de yerleşik bir banka var. Bir şirket de kredi almak istiyor. Bu şirket, gidip o bankanın kendisine en yakın şubesinden, hatta kendisinden kredi alacak yerde aynı bankanın yurtdışındaki bir şubesi ya da iştirakinden kredi alıyor. Garip değil mi? Bu bir defalık bir olay olmayıp, bir eğilim olarak ortaya çıktığına göre tarafların böyle yapmaktan sağladıkları bir ek yarar olması gerekiyor. Akla bazı sorular geliyor: Acaba bu ek yarar ne? Kapı komşumuzdaki bankadan kredi alabilmek için yurtdışında dolaşmanın ekonomimiz açısından bir sakıncası var mı? Varsa giderilebilir mi? Bu bağlamda dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da yerleşik banka tanımıyla ilgili. 2002 sonrası dönemde Türkiye'de yerleşik pek çok bankaya yabancı bankalar ortak oldu. Bu bankaların pek çoğu Türkiye ile daha önce iş yapıyor ve kredi açıyorlardı. Bu dönemde söz konusu yabancı bankalardan alınan krediler doğal olarak yabancı ticari bankalardan temin edilmiş olarak kayda geçiyordu. Ortaklık sonrasında ise kredilerin bir kısmı nitelik değiştirmiş, yerleşik bankanın yurtdışı şube ya da iştiraklerinden temin ettiği krediye dönüşmüş olması beklenir. Başka bir değişle, Türkiye'nin özel kesiminin kredi gereksiniminin karşılanmasında, yabancı bankaların rolünün, yerleşik bankalardaki ortaklıkları da göz önüne alındığında, 2002 öncesine oranla daha da arttığını söylemek yanıltıcı olmaz.
Bankalar ne kadar hevesli İşte bu nedenle önümüzdeki dönemde uluslararası bankacılık sisteminin kredi isteklerini karşılamaya ne ölçüde hevesli olduğu Türkiye için de çok önemli. Eğer bu yönde olumlu gelişmeler olmazsa Türk özel kesiminin kredi kısıtı nedeniyle üretimini artırmakta zorluk çekmesi, dolayısıyla ekonominin canlanmasının olumsuz yönde etkilenmesi söz konusu olabilir. Üstelik bir sorun daha var: Türkiye'nin doğrudan ya da dolaylı olarak yabancı bankaların daha çok etkisine girmesiyle ülke riskinin önemi daha da artmış oldu. İçinde bulunduğumuz küresel kriz ortamında ise iktisat politikası hataları gibi ülke riskini ciddi bir biçimde artıracak gelişmelere karşı, tepkinin kredi piyasasında çok daha belirgin olması beklenir. Bu tepki, belki "yabancı yatırımcı borsadan çıktı, kur oynadı" gibi sansasyonel başlıklara konu olmaz ama sonuçta özel kesimin faaliyet düzeyine ve dolayısıyla da istihdamı ciddi bir biçimde olumsuz yönde çok daha fazla etkiler. Öte yandan, bankalar, mali piyasa oyuncularına oranla hem daha ihtiyatlıdırlar hem de bellekleri biraz daha güçlüdür. Çıktıkları piyasaya, sırf bu nedenle bile, dönmeye daha zor ikna olurlar.
TABLO 1
ÖZEL SEKTÖRÜN YURTDISINDAN SAGLADIGI UZUN VADELİ KREDİ BORCU (2002-2009 Mart) | |||||||||
(Milyon dolar) | 2002 | 2003 | 2004 | 2005 | 2006 | 2007 | 2008 | 2009-3 | |
Borçluya Göre Dagılım | 29.148 | 30.079 | 36.875 | 50.542 | 82.095 | 121.441 | 140.148 | 133.376 | |
1- Finansal | 4.791 | 5.285 | 8.595 | 16.087 | 28.527 | 41.922 | 41.101 | 38.131 | |
i- Bankalar | 3.023 | 3.133 | 5.817 | 12.352 | 22.088 | 30.959 | 30.160 | 28.394 | |
- Krediler | 3.008 | 3.133 | 5.817 | 12.352 | 22.088 | 30.959 | 30.160 | 28.394 | |
- Tahvil | 15 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | |
ii- Bankacılık Dısı Finansal Kuruluslar | 1.768 | 2.152 | 2.778 | 3.735 | 6.439 | 10.963 | 10.941 | 9.737 | |
-Krediler | 1.650 | 2.032 | 2.664 | 3.637 | 6.367 | 10.749 | 10.432 | 9.269 | |
-Yabancı Sermaye Sayılan Krediler | 118 | 120 | 114 | 98 | 72 | 214 | 509 | 468 | |
2- Finansal Olmayan | 24.357 | 24.794 | 28.280 | 34.455 | 53.568 | 79.519 | 99.047 | 95.245 | |
- Krediler | 23.360 | 23.696 | 26.738 | 32.849 | 51.609 | 76.266 | 95.698 | 92.033 | |
- Yabancı Sermaye Sayılan Krediler | 788 851 | 1.240 | 1.274 | 1.559 | 2.791 | 2.693 | 2.597 | ||
- Ticari Krediler | 209 | 247 | 302 | 332 | 400 | 462 | 656 | 615 | |
Alacaklıya Göre Dagılım | 29.148 | 30.079 | 36.875 | 50.542 | 82.095 | 121.441 | 140.148 | 133.376 | |
I- Resmi Alacaklılar | 2.511 | 2.920 | 3.472 | 3.279 | 3.705 | 5.282 | 6.473 | 6.353 | |
II- Özel Alacaklılar | 26.622 | 27.159 | 33.403 | 47.263 | 78.390 | 116.159 | 133.675 | 127.023 | |
i- Yabancı Ticari Bankalar | 16.214 | 16.468 | 19.949 | 27.324 | 47.676 | 70.384 | 77.349 | 73.403 | |
ii- Yerlesik Bankaların Yurtdısı Sube ve _stirakleri | 4.511 | 5.415 | 7.990 | 12.121 | 19.627 | 31.302 | 40.906 | 38.704 | |
iii- Bankacılık Dısı Finansal Kuruluslar | 1.700 | 1.432 | 1.717 | 2.167 | 4.568 | 6.235 | 6.255 | 6.134 | |
iv- Finansal Olmayan | 4.197 | 3.844 | 3.747 | 5.651 | 6.519 | 8.238 | 9.165 | 8.782 | |
III-Tahvil Alacaklıları | 15 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
TABLO 2
YURTDIŞINDAN ÖZEL KESİMİN TEMİN ETTİĞİ KREDİLERİN BİLEŞİMİ (milyar dolar) | ||||||
2002 | 2005 | 2006 | 2007 | 2008 | 2009-3 | |
Yabancı ticari bankalar | 12.9 | 16.53 | 27.15 | 40.33 | 47.99 | 46.31 |
Yerleşik bankalar (Yurtdışı) | 4.51 | 10.48 | 17.37 | 26.97 | 36.96 | 35.17 |
TOPLAM | 17.41 | 27.01 | 44.52 | 67.30 | 84.95 | 81.48 |
NOT: Yabancı/Toplam | 0.74 | 0.61 | 0.61 | 0.60 | 0.56 | 0.57 |
Bu yazı 18.05.2009 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
M. Coşkun Cangöz, Dr.
27/04/2025
Burcu Aydın, Dr.
26/04/2025
Fatih Özatay, Dr.
25/04/2025
Fatih Özatay, Dr.
23/04/2025
Güven Sak, Dr.
22/04/2025