TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Evvelki gün Ankara'da açıklanan zam kararları, olsa olsa bir panik havasını yansıtmaktadır. Benzinde Özel Tüketim Vergisi'ne zam yapıldı. Aynı biçimde otellerde yiyecek ve içecekten alınan Katma Değer Vergisi de zamlandı. Bu yapılan bir "Ben bunu daha önce nerede gördüm" hissi yaratıyor. Sanki biri giderek bozulan bütçe rakamlarına bakmış ve "Biz eskiden böyle olunca ne yapardık" diye sormuş; hemen cevabı yapıştırmışlar, "Akaryakıttan alınan vergilere zam yapardık efendim". İşte şimdi de öyle yapmışlar. Hâlbuki dün öyle yaptığımız zamanla, şimdiki zamanın hiç ama hiç alakası yok. Aradaki fark okyanuslar kadar. Gelin bu zamların olası sonuçlarına bakalım: Birincisi, bugünlerin, bu krizin derdi olmayan enflasyon açısından baktığınızda, elbette fiyatlara yaklaşık yüzde 10 yansıyacak bir şok artış kötüdür. Dün enflasyon yüzde 70 iken daha az kötü olan yüzde 10'luk fiyat şoku, bugün enflasyon yüzde 5'lere doğru giderken daha kötüdür. İkincisi, geçelim enflasyondan, bu şok zam dalgası, iç talebi canlandırmayı neredeyse tek kriz önlemi olarak tartıştığımız bir dönemde büyüme açısından kesinlikle kötüdür. Tüketimi olumsuz etkileyeceği gibi istihdamı da olumsuz etkileyecektir. Üçüncüsü, daha dün daha çok otomobil satılsın, iç pazar canlansın diye adım atanın, bugün o otomobillerin benzin masrafını artırıyor olması kredibilite açısından olumlu bir sinyal değildir. Ya dünkü karar yanlıştır ya da bugünkü. Açıktır ki ortada bir ne yaptığını bilmeme hali vardır. Dördüncüsü, bütçede harcama tarafındaki bozulma sosyal güvenlik, sağlık ve belediyeler kaynaklıdır. Bu kara deliklere dokunmadan, onları finanse etmek için vergileri yükseltmek pek akıl kârı gibi durmamaktadır. Beşincisi, çakma bütçenin hızlı yıpranması sinirlerimizi bozmamalıdır. O rakamlar zaten yalandır. Başlangıçtaki yalanı düzeltmeden, "Şimdi bu da nereden çıktı?" anlamına gelecek, bağlamından kopartılmış tedbirler almak yanlıştır. Bize önce ciddi bir bütçe gerekmektedir. Ek bütçe olmadan adım olmaz. İkincisi, 2009'daki olumsuz bütçe performansının önümüzdeki yıllarda nasıl yönetileceğine dair bir orta vadeli çerçeve lazımdır. Üçüncüsü, bu adım eğer IMF ile anlaşma yolu olarak alınıyor ise kredibilite açısından en kısa yol değildir. Dördüncüsü, alınacak her tür tedbir bu çerçevenin içinde anlamlıdır. Beşincisi, ortada ciddi bir yaratıcılık sorunu olduğu görülmektedir. Eğer sakin olmayıp, paniklenirse ne olur? Son açıklanan istihdam rakamlarının da gösterdiği gibi işsizlik artmaya devam eder. Bu 2009 yılı bitmez
Bu yazı 17.07.2009 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024