TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
1. Bilim ve teknolojideki gelişmeler ile inovasyona dayalı stratejiler, gerek ülke gerekse şirket seviyesinde verimlilik artışının ve rekabetin temel unsurları haline gelmiştir. Büyümenin en önemli belirleyicilerinden biri teknolojik değişimle birlikte artan verimlilik olup, yeni teknolojilerin odağı da verimlilik artışı ve küresel meselelere çözüm üretmektir. Geçtiğimiz yıl Avustralya Brisbane G20 Liderler Zirvesi’nde küresel ekonomiyi gelecek 5 yıl içinde yüzde 2,1 oranında büyütme hedefi benimsenmiştir. Bu kapsamda bilim ve teknoloji, gerek büyüme oranlarına katkısı, gerekse enerji, gıda güvenliği, iklim değişikliğine çözümler ile sürdürülebilir büyüme etkisi nedeniyle G20 gündemi için son derece önemlidir.
2. Her ne kadar hem sürdürülebilir büyüme hem de yüzde 2,1’lik hedefin tutturulması için kritik de olsa, teknoloji ve inovasyon G20 gündemine girememiştir. Önceki yıllarda buna yönelik çeşitli çabalar sergilenmiş, son olarak geçtiğimiz yıl Avustralya’da G20 Zirvesi etrafında bir İnovasyon-20 grubu oluşturularak, sürdürülebilir büyüme ve biyoteknoloji odağıyla bir konferans düzenlenmiştir. Bu yıl, Türkiye’nin G20 başkanlığı döneminde, teknoloji ve inovasyon T20 konuları arasına dahil edilmiştir. Teknoloji ve inovasyon teması, G20’nin mevcut sorunlarını konuşmanın yanında küresel meseleleri dikkate alarak gelecek ajandayı şekillendirmek için önem taşımaktadır.
3. Bilim, teknoloji ve inovasyon son yıllarda hem gelişmiş ülkelerin hem de gelişmekte olanların gündemindedir. Gelişmiş ülkeleri, gelişmekte olanlardan ayıran en büyük fark ise, aralarındaki bilgi boşluğudur. Bilgi boşlukları tamamlandığı sürece aradaki kalkınma ve gelir farkını kapatmak mümkündür. Teknolojik gelişmelerin getirdiği üretimde yapısal değişim eğilimleri ile birlikte, artık şirketler küresel değer zincirlerine eklemlenebildiği, ülkeler ise içlerinden küresel değer zinciri geçebildiği sürece rekabet gücüne sahipler. Bilim ve teknolojinin de hızla küreselleştiği, açık inovasyon sistemlerinin ve işbirliklerinin yaygınlaştığı günümüzde, yeni teknolojiler bilginin yayılma hızını arttırmaktadır.