logo tobb logo tobbetu

TEPAV’da TTIP’in Türkiye ve Diğer Ülkelere Üzerindeki Etkileri Tartışıldı TEPAV ve CEPR ortak yayını olan “Catalyst? TTIP’s Impact on The Rest” isimli kitap tanıtıldı.  
Haber resmi
25/05/2015 - Okunma sayısı: 1592

 

ANKARA- TEPAV’ın Center for Economic Policy Research (CEPR) ile ortaklaşa yayınladığı ve Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’nın (TTIP) üçüncü ülkelere muhtemel etkilerinin analiz edildiği “Catalyst? TTIP’s Impact on the Rest” isimli kitabın tanıtım toplantısı TEPAV’da yapıldı.

Toplantıda TTIP’in Türkiye ve diğer ülkelere üzerindeki etkileri tartışıldı.  Müzakerelerin kapsamlı olması ve henüz tamamlanmaması nedeniyle iddiaların spekülatif olabileceği vurgulanırken, ABD, Avrupa Birliği ve üçüncü ülkelerin neler yapabileceği konusu ele alındı.

TEPAV Ticaret Araştırmaları Merkezi Direktörü Bozkurt Aran’ın yönettiği panelde, CEPR Direktörlerinden ve kitabın editörlerinden Prof. Simon Evenett, Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hüsnü Dilemre, TEPAV kıdemli analisti Dr. Sait Akman, AB Delegasyonu Müsteşarı Balazs Gargya ve ABD Ticaret Ateşesi John Fay konuştular.

Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hüsnü Dilemre, TTIP’in kapsamı itibarıyla en iddialı ticaret anlaşması olacağını vurgularken, Türkiye’nin özel konumu üzerinde durdu. Bu bağlamda, Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği’ni derinleştirme ve modernleştirilmesi hususundaki mutabakatını hatırlatan Dilemre, bu konunun Türkiye için TTIP sürecinde önemini vurguladı. Dilemre Bakanlığı’nın bu türden etkinliklere verdiği önemi de belirtti.

Toplantıya katılan CEPR Uluslararası Ticaret programı Direktörü Prof. Simon Evenett, son 20 yılda kendisini sonuçları itibarıyla şaşırtan az sayıda çalışmadan birisi olduğunu vurguladığı kitaptaki analizlerin TTIP bağlamında üçüncü ülkelere bilinen yaklaşımların ötesinde daha farklı önerileri de getirmesinin öneminden bahsetti. Öncelikli olarak TTIP’in hangi şartlar altında ortaya çıktığına değinen Evenett, Doha Turu’nun ilerlememesi ve AB ve ABD’nin beklentilerini bulamamaları sonucu ilgilerinin başka alanlara doğru kaydığını ifade etti. AB’nin STA’lar konusuna özellikle Küresel Ticaret Stratejisi sonrası yönelirken ABD’nin  ise Trans Pasifik Ortaklığı’nı ön plana çıkarttığına dikkat çeken Evenett, bu bağlamda, özellikle Almanya’nın Transatlantik ilişkilerine geçmişe nazaran daha fazla önem vermeye başlaması ile TTIP sürecinin geliştiğine dikkat çekti. Evenett, TTIP’in özellikle Alman kamuoyunda yarattığı olumsuz etkiler konusunda da bilgi verdi. TTIP’in üçüncü ülkelerin ihracatlarına olan etkinin sanılandan az olacağını savunan Evenett, buna karşın düzenleyici alanlarda saptırıcı etkilerin dikkate alınması gerektiğini ifade etti.

Evenett TTIP müzakerelerinin tamamlanabilmesinin, ABD ve bazı Avrupa ülkelerindeki seçim takvimi de dikkate alındığında en iyimser tahminle 2018 yılını bulacağına dikkat çekerek, bunun da Türkiye ve diğer ülkelere TTIP konusunda hazırlanmak için gerekli zamanı sağladığını söyledi. Konuşmasında üçüncü ülkeler için TTIP konusundaki kaygıları gidermek için birden çok opsiyonun bulunduğunu söyleyen Evenett, Türkiye için önemli adımlardan birinin AB ile Gümrük Birliği ilişkisini derinleştirmek olabileceğini anlattı. Evenett, bir önemli tercihin de TTIP’in ileride yaratacağı rekabeti karşılayabilmek amacıyla kendine düşen reformları tamamlayabilmesi olduğunu belirterek, bu bağlamda Bozkurt Aran’ın makalesine atıf yaptı. Evenett TTIP’in iddia edildiğinin aksine 21. Yüzyılda tüm küresel kuralları değiştirecek gücü olup olmadığının sorgulanmasını önerdi.

TEPAV Ticaret Çalışmaları Merkezi’nden ve kitabın editörlerinden Dr. M. Sait Akman, TTIP’in üçüncü ülkeler tarafından değerlendirilirken bu değerlendirmelere etki eden faktörleri ele aldığı sunumunda ticaret saptırıcı etkilerin yanı sıra düzenleyici alanlarda oluşabilecek ayırımcılığı vurguladı. TTIP’in esas getirisinin beklendiği gibi düzenleyici alanlarda olacağını söyleyen Akman, yakınlaşmanın müzakerelerde ne şekilde ele alınacağının da üçüncü ülkeleri etkileyeceğini belirtti.

Üçüncü ülkelerin TTIP müzakerelerinin ilerlemesi ile beklenti ve muhtemel reaksiyonlarını tartışan Akman, bazı beklentilerin aksine bu ülkelerin serbest ticaret anlaşmaları konusunda aşırı israrcı olmayacağını ve TTIP’in bu ülkelerin çok taraflı sisteme yönelmelerinde fazla etkili olamayacağını ifade etti. TTIP’in önemli muhtemel etkilerinden birinin ise bazı üçüncü ülkelerde iç reform sürecinin ön plana çıkarılması olabileceğini, özellikle Türkiye bakımından bunun önemli olduğunu vurguladı. Konuşmasında gerek AB ve ABD gerekse üçüncü ülkelere yönelik politika önerileri üzerinde duran Akman, Gümrük Birliği’nin modernleştirilmesinin Türkiye’nin TTIP pazarına girişinde önemine değindi. Bu bağlamda, GB’nin yenilenmesine ilişkin müzakerelerin gelecekte ortaya çıkabilecek tüm sorunları da dikkate alacak tarzda yürütülmesinin öneminin altını çizdi.

AB Delegasyonu Ticaret Politikası, ekonomi ve tarım işlerinden sorumlu Müsteşarı Balazs Gargya, TEPAV’ın bu konudaki çalışmasının ve zamanlamasının önemine değindi. Gargya, Türkiye’nin TTIP ile ilgili gelişmelerden etkilenmesinin büyük ölçüde Gümrük Birliği bağlamında olduğunu ifade etti. Gümrük Birliği’nin zamanı yansıtmadığını ve hizmetler, tarım ve kamu alımları gibi alanlarında dahil edilmesinin beklendiğini vurgulayan Gargya, bunun Türkiye’ye TTIP sürecinde oldukça katkı sağlayacağını belirtti.

ABD Büyükelçiliği Ticaret Ateşesi John Fay TEPAV’ın bu çalışmasının dengeli bir analize dayandığını vurguladı ve ABD’nin Türkiye ile bu bağlamdaki ilişkilerini ele alırken bu süreçteki özel konumuna dikkat çekti.

Kitaba ulaşmak için tıklayınız.

Değerlendirme notuna ulaşmak için tıklayınız.

Haberle ilgili dosyalar

Sait Akman in Sunumu

Etiketler:

Yazdır

« Tüm Haberler