Mali Saydamlık Endeksi 2006 sonunda 100 üzerinden 41,3 puana geriledi
ANKARA- Mali Saydamlık Endeksi, 2006 yılının ilk altı ayında 100 üzerinden 42,6 puana, ikinci altı ay sonunda ise 41,3 puana geriledi.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) İstikrar Enstitüsü Mali Saydamlık İzleme Raporu 2006 yılı sonuçlarını açıkladı. Ankara Üniversitesi SBF öğretim görevlileri Ferhat Emil ve Hakan Yılmaz tarafından hazırlanan rapora göre, kamu sektörünün kaynak kullanımı ile ilgili bilgileri kamuoyu ile paylaşmadaki performansının düştüğü ve bu konuda 2006 yılında bir geriye gidişin yaşandığı ortaya çıktı. Böylece, ülkemiz kamu sektörü 2005 yılı itibariyle yapılan uluslararası karşılaştırmalardaki "olumsuz" görünümünden 2006 yılında da kurtulamadı.
Endeks'e göre, algılamanın 2006 yılının ilk yarısına oranla ikinci yarısında daha fazla olumsuza dönmesi dikkat çekti.
Mali saydamlığın genel endeks değerine katkı yapan ana ilkeler açısından bakıldığında "mali istatistiklerin raporlanmasında kurumsal bağımsızlık ve güvenilirlik" 34,4 ile en düşük değerine indi. Onu 39,4 ile "bütçenin uygulanma ve kontrol sürecinde açıklık", 40,1 ile "bütçenin hazırlanma ve onaylanma sürecinde açıklık", 41,6 ile "kesin hesapların parlamento tarafından onaylanması ile mali sonuçların dış denetiminde ve değerlendirilmesi sürecinde açıklık" ve 42,2 ile "kamuoyuna bilgi sunma ve raporlama düzeyi" izledi. Mali saydamlık endeksinin daha da aşağıya düşmesini engelleyen ana ilke ise 50,0 ile "kamu sektöründe rol ve sorumlulukların açık olması" ilkesi oldu.
Her bir ilkedeki eğilimi etkileyen alt detaylara bakıldığında ise, önceki yıllara oranla alt ilkelerde algılamanın da çok ağırlıklı bir biçimde olumsuza döndüğü belirlendi. Alt ilkelerin endekslerinin en olumsuz bileşenleri şöyle: Vergideki algılama olumsuz "Kamu sektörünün ekonomide sahip olduğu rol ve sorumlulukların açık olması " ilkesinin altında yer alan "vergi ve benzeri yasal yükümlülüklerin açık bir yasal çerçeveye dayanması, anlaşılabilir, ulaşılabilir ve herkese eşit derecede uygulanabilir olması" konusundaki algılama, yılın birinci yarısında oranla ikinci yarısında hızla olumsuza döndü.
Hükümet STK'larla işbirliği yapmıyor "Kamuoyuna bilgi sunma ve raporlama düzeyi" ilkesinin altında yer alan "hükümetin bütçenin tümünü anlaşılabilir formatta el kitapları, broşür ve CD gibi materyallerle sunması ve STK'lar ile işbirliği yapması " alt ilkesi en düşük değerde kaldı.
Yeni politikaların maliyetleri açıklanmıyor "Bütçenin hazırlanma ve onaylanma sürecinde açıklık" ilkesinin altında yer alan "öngörülen yeni politikaların maliyetlerinin kamuoyuna açıklanması" şeklinde özetlenebilecek alt ilke, dönemler itibariyle en düşük endeks değerine indi.
Bütçe uygulamaları açık değil "Bütçenin uygulanma ve kontrol sürecindeki açıklık" ana ilkesinin dönemler itibarı ile en düşük değere sahip alt ilkesi "vergi idaresinin yasal olarak politik etkilerden uzak olması ve uygulama sonuçları ve faaliyetleri konusunda düzenli raporlamada bulunması" ilkesi olarak ortaya çıktı. Bu ilkenin, endeks değerinin hesaplanmaya başladığı 2004 yılından bu yana, sürekli olarak düşük değer alması dikkat çekti.
Parlamentoya sunulan raporlar anlaşılır değil "Kesin hesapların parlamento tarafından onaylanması ve mali sonuçların dış denetiminde ve değerlendirilmesi sürecindeki açıklık" ana ilkesinin en düşük değer alan alt ilkesi "parlamentoya sunulan denetim raporlarının kolay elde edilebilir olması ve anlaşılabilir olması" ilkesi olarak ortaya çıktı. Bu ana ilkenin geçen dönemlerde 50 puan üzerinde çıkan bazı alt ilkelerinde dahi ("kesin hesapların ilgili taraflara belirli bir sürede ve anlaşılabilir biçimde sunulması" gibi), son değerler bu puanın altına indi. Çıkarılan bunca yasaya rağmen algılamadaki bu olumsuzluktan hem Maliye Bakanlığı'nın hem de Sayıştay Başkanlığı'nın kamuoyu ile iletişim konusunda ciddi problemleri olduğu sonucuna ulaşıldı.
Tahminlerde kullanılan varsayımlar açık değil "Mali istatistiklerin raporlanmasında kurumsal bağımsızlık ve güvenilirlik" ana ilkesinin en düşük değeri alan alt ilkesi "makro tahminlerde kullanılan model ve varsayımların kamuoyuna açık olması" ilkesi oldu.
Akademisyenler saydamlığın olmadığını düşünüyor Saydamlık endeksinin bir diğer ilgi çekici sonucu ise, ankete katılanlar arasında bürokrasi daha olumlu bir algılama içinde iken akademisyenlerin saydamlık algılamasının daha olumsuz çıkması oldu. Ancak endeks değerleri, tüm meslek gruplarında 2006 yılının ilk yarısına oranla ikinci yarıda daha düşük çıktı.