TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Cari açıkla mücadele için yalnızca para politikasının değil, maliye politikasının da sıkılaştırılması gerektiği ve bunun mümkün olduğu açıklandı.
ANKARA- TEPAV, 2011 yılında kamunun 38 milyar lira daha fazla tasarruf etmesinin mümkün olduğunu, “Bu durumunda, cari açık 14 milyar dolar azaltılabilir, cari açığın milli gelire oranı yüzde 10 olarak değil, yüzde 8,2 olarak gerçekleşebilirdi” dedi.
TEPAV Ekonomi Politikaları Analisti Sarp Kalkan tarafından hazırlanan “Tasarruf kamudan başlar” başlıklı değerlendirme notu yayımlandı.
Not’ta Türkiye’nin cari açık sorunu ve bunun altında yatan temel neden olan düşük tasarruf oranlarının uzun yıllardır ekonomi gündeminin baş sıralarında yer aldığına dikkat çekilerek, özel sektör tasarruflarını artırmak için önlemler alan kamunun tasarruf açığının arttığı açıklandı.
Not’a göre, faiz dışı harcamalarısıkı maliye politikalarının uygulandığı 2003-2008 döneminde son derece başarılı bir şekilde GSYİH’nın yüzde 18’i düzeyinde tutuldu. Küresel kriz sonrasında ise hem milli gelirin daralması, hem de piyasaları canlandırmaya yönelik önlem paketleriyle bu oran hızla yüzde 23’lere kadar çıktı. 2009 ve 2010’da uygulanan bu genişletici maliye politikası, küresel krizin etkilerinin sarılmasında son derece faydalı oldu. Ancak OVP’de öngörülen rakamların üzerinde kalınıp, büyüme rekorları kırılan 2011’de ise faiz dışı harcamalar kriz öncesi düzeyine indirilemedi.Geçici harcama artışının bir kısmı kalıcı karaktere büründü. Faiz dışı bütçe harcamalarının GSYİH’ya oranı yüzde 20,9 olarak gerçekleşti. Özellikle memur maaşları ve sosyal güvenlik primleri ile cari transferlerde ciddi bir artış gözlendi. Üretken yatırım (sermaye üretim) harcamalarındaki artış ise sınırlı kaldı.
“Peki, eğer 2011’de faiz dışı bütçe harcamalarını 2003-2008 ortalaması olan yüzde 18’e düşürebilseydik ne kadarlık bir alan yaratabilirdik?” sorusu sorulan Not’a şöyle devam edildi:
“Tam tamına 38 milyar lira. Yani kamu 38 milyar lira daha fazla tasarruf yapabilirdi. Uzun yıllar faiz dışı harcamaları yüzde 18 düzeyinde tutmayı başaran kamu idaresi, yeniden faiz dışı harcamaları bu düzeye indirebilecek kabiliyettedir. Ancak görülen odur ki faiz harcamalarındaki düşüşten kazanılan alanın önemli bir kısmını, cari harcamalara aktarmak politika yapıcılar tarafından benimsenmiştir. Cari harcamaların bir seferlik harcamalarla değil de personel ödemesi, uzun vadeli pay dağıtımları gibi yöntemlerle artırılması, artışı maalesef kalıcı kılmıştır.”
Dünya Bankası’nın 2012’de yayınladığı “Yüksek Büyümenin Sürdürülebilirliği: Yurtiçi Tasarrufların Rolü” adlı raporunda da, Türkiye’nin kamu tasarruflarını artırarak yurtiçi tasarruflarını artırılabileceğine dikkat çekildiği ifade edilerek, şu ifadelere yer verildi:
“Yurtiçi tasarrufları artırmak için kamunun elinde son açıklanan paketin çok ötesinde politika araçları bulunduğunu söylemek mümkündür. Özellikle kamu tasarruflarının artırılmasıyla toplam yurtiçi tasarruflar artırılabilecek ve cari açık probleminin çözümünde de önemli bir mesafe alınabilecektir. Örneğin, 2011 yılında kamunun 38 milyar lira daha fazla tasarruf etmesi durumunda, cari açık 14 milyar dolar azaltılabilir, cari açığın milli gelire oranı yüzde 10 olarak değil, yüzde 8,2 olarak gerçekleşebilirdi.
2011’de bu fırsatın kullanılamamış olması, 2012 için harekete geçilmesini daha da önemli hale getirmektedir. Kamu tasarruflarının artırılması, yani bütçenin sıkılaştırılması, cari açıkla mücadele için son derece önemlidir. Ancak, kamu tasarruflarının vergilerin artırılması ya da üretken yatırımların azaltılması yoluyla değil de cari harcamaların veya transferlerin azaltılması yoluyla artırılması esas olarak benimsenmelidir.
Görülen odur ki cari açıkla mücadele için yalnızca para politikasının değil, maliye politikasının da sıkılaştırılması gerekmektedir. Faiz dışı harcamaların mevcut düzeyi bu sıkılaştırma için yeterince alan olduğuna işaret etmektedir.”
20/11/2024
20/11/2024
19/11/2024
19/11/2024
19/11/2024