TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.


Değerlendirme Notu / Tülin Daloğlu
4 Kasım, Amerika’da seçim günüydü. Donald J. Trump, başkan seçildikten sonra halk ilk kez sandığa gitti. Ekseriyetle Demokrat adayların zaferiyle sonuçlanan bu seçimlerin, 2026 ara seçimleri ve 2028 başkanlık yarışı için önemli bir mesaj taşıdığı yönünde yaygın bir kanaat var. Ancak bu değerlendirmelerin, Kamala Harris’in zaferini kaçınılmaz gören Demokrat eğilimli medyanın bir algı oluşturma çabası olması da mümkün. Zira bu seçim sonuçları açık biçimde gösterdi ki, Amerikan halkı korkutulmayı sevmiyor; ekonomik olarak zorlandığında farklı yollar aramaktan çekinmiyor ve “istikrar” adına statükoya boyun eğmiyor.
Trump’ı ikinci kez başkan seçerlerken de benzeri alt metinler mevcuttu. Sekiz yıl Barrack Obama, dört yıl Joe Biden yönetimiyle birlikte toplamda on iki yıl süren Demokrat partinin iktidarı döneminde, özellikle aile değerlerinden göç politikasına, ekonomiden dış politikaya kadar birçok alanda yönetim anlayışının ülkenin çıkarlarına uygun olmadığını düşündüler.
Trump, tıpkı Zohran Mamdani gibi, sosyal medyayı etkili kullanmayı bilen ve halka doğrudan seslenebilme yeteneğine sahip bir lider olarak ortaya çıktı. Elbette ikisi farklı ideolojik dünyalara ait ve elbette Trump’ın karşı karşıya olduğu hukuki süreçler Mamdani’de yok. Ancak ortak noktaları, sokağın nabzını tutabilmeleri ve seçmenle doğrudan iletişim kurarak onları belirli başlıklarda harekete geçirebilme yetileri.
Değerlendirme notunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.