TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Türkiye'nin yeşil dönüşüm sürecine dair fırsatlar ve zorluklar, uzmanlar ve akademisyenler tarafından Yeşil Sanayileşme Ulusal İstişare Toplantısı'nda tartışıldı.
Türkiye’de Yeşil Sanayileşme Ulusal İstişare Toplantısı, Türkiye’nin yeşil dönüşüm stratejilerini, sanayi politikalarını ve finansman modellerini ele almak üzere uzmanları, akademisyenleri ve politika yapıcıları bir araya getirdi. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFIA) ve Kadir Has Üniversitesi tarafından düzenlenen etkinlik, 29-30 Ocak 2025 tarihlerinde TEPAV’ın ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
Toplantıda enerji dönüşümü, finansman modelleri, yenilenebilir enerji kaynakları ve sanayi politikaları gibi kritik konular ele alındı. Uzmanlar, Türkiye’nin güçlü yenilenebilir enerji potansiyeline rağmen karşılaştığı ekonomik zorluklar ve fosil yakıt bağımlılığı gibi engelleri aşmak için kapsamlı yapısal reformların ve uluslararası iş birliklerinin gerekliliğine dikkat çekti.
“Ekonomik kısıtlar dönüşümü zorlaştırıyor”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürü Dr. Öztürk Selvitop, toplantının açılışında Türkiye’nin yeşil dönüşümdeki fırsatlarını ve zorluklarını ele aldı. 2053 net sıfır emisyon hedefini hatırlatan Selvitop, yenilenebilir enerji, karbon yakalama ve depolama teknolojileri (CCS), hidrojen ve batarya depolamanın bu süreçte kritik olduğunu belirtti. Jeotermal enerjide Türkiye’nin dünyada 4. sırada olduğunu vurgulayan Selvitop, bu alandaki yatırımların devam edeceğini ifade etti.
Türkiye’nin büyük yenilenebilir enerji potansiyeline sahip olduğunu ancak ekonomik kısıtların dönüşümü zorlaştırdığını ifade eden Selvitop, doğalgazın geçiş sürecinde kilit rol oynayacağını ve LNG’nin Türkiye’nin doğalgaz talebinde stratejik bir öneme sahip olduğunu belirtti. Ayrıca, 2030'larda küçük modüler reaktörleri (SMR) enerji üretiminde görmeyi umduklarını söyledi.
Yeşil dönüşümün yüksek yatırım gerektirdiğine dikkat çeken Selvitop, uluslararası finansman ve “adil dönüşüm” politikalarının bu sürecin başarısında belirleyici olacağını belirtti. Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik etmeye devam edeceğini ve uluslararası iş birliklerinin önemini vurgulayarak konuşmasını tamamladı.
“Mevcut iklim politikaları yeterli değil”
Kadir Has Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erinç Yeldan, Türkiye’nin mevcut iklim politikalarının yeterli olmadığını ve yeşil dönüşüm sürecinde daha etkin ve bütünleşik politikaların benimsenmesi gerektiğini vurguladı. Yeldan, “Türkiye için Entegre Bir Yeşil Dönüşüm Stratejisine Doğru” başlıklı sunumunda, ülkenin karbon emisyonlarını azaltma hedeflerinin, mutlak düşüş yerine göreceli senaryolara dayandığını ve bunun uluslararası iklim hedefleriyle uyumsuz olduğunu belirtti. Türkiye’nin güçlü bir yenilenebilir enerji potansiyeline sahip olduğunu ifade eden Yeldan, ancak mevcut enerji politikalarının hala fosil yakıtlara bağımlı olduğunu dile getirdi.
“Kapsamlı yapısal reformlara ihtiyaç var”
Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden (ODTÜ) Prof. Dr. Ebru Voyvoda, “Türkiye için Entegre Bir Yeşil Dönüşüm Stratejisi” başlıklı sunumunda, küresel ekonominin çok boyutlu bir krizle karşı karşıya olduğunu belirtti. Voyvoda, Türkiye’nin enerji güvenliğini sağlarken aynı zamanda sanayi politikalarını nasıl yeşil dönüşüme entegre edebileceğine dair kapsamlı bir değerlendirme sundu. Sunumunda, karbon sınır düzenleme mekanizmasının Türkiye’nin ihracatına olan etkilerini ele alan Voyvoda, sanayinin karbon emisyonlarını azaltması için kapsamlı yapısal reformlara ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Ayrıca, yenilenebilir enerji sektörünün gelişiminin Türkiye’nin uluslararası rekabetçiliği açısından kritik olduğunu vurguladı.
“Adil geçiş mekanizmaları oluşturulmalı”
UNCTAD’dan Jeronim Capaldo, “Küresel Makroekonomik Perspektiften Yeşil Dönüşüm” başlıklı sunumunda, yeşil dönüşümün küresel ekonomi üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Gelişmekte olan ülkelerin sürdürülebilir büyüme için daha fazla finansmana ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Capaldo, yenilenebilir enerji yatırımları ve kamu destekli dönüşüm projelerinin ekonomik kalkınmayı hızlandıracağını ifade etti. Güney-Güney iş birliğinin önemine dikkat çeken Capaldo, iklim korumacılığı politikalarının ticaret dengesizlikleri yaratabileceğini belirtti ve adil geçiş mekanizmalarının oluşturulması gerektiğini söyledi.
“Sanayi politikaları yeşil dönüşüme uyumlu hale getirilmeli”
ODTÜ’den Prof. Dr. Erol Taymaz, “Sanayi Politikaları ve Yeşil Dönüşüm” başlıklı sunumunda, Türkiye’deki üretim sektörünün yeşil dönüşüm sürecindeki rolüne odaklandı. Taymaz, sanayinin yüksek enerji tüketimi nedeniyle sera gazı emisyonlarının ana kaynaklarından biri olduğunu belirtti ve üretim süreçlerinde dijitalleşmenin ve verimlilik artışının emisyonları azaltmada kritik bir rol oynayabileceğini vurguladı. Sunumunda, Türkiye’nin sanayi politikalarının yeşil dönüşüme uyumlu hale getirilmesi gerektiğini ifade eden Taymaz, kamu politikalarının sanayide enerji verimliliğini artırmaya yönelik teşvikleri güçlendirmesi gerektiğini belirtti.
“Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik teşvik arttırılmalı”
ODTÜ’den Dr. Bora Kat, “Türkiye’nin Elektrik Sektöründe Karbonsuzlaşma” başlıklı sunumunda, Türkiye’nin elektrik üretiminde karbon salımını azaltmaya yönelik politikalarını değerlendirdi. Kat, güneş ve rüzgar enerjisinin 2035 yılına kadar 120 GW’a ulaşması gerektiğini belirterek, bu hedefin mevcut büyüme hızına göre oldukça iddialı olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin halen kömür ve doğal gaz kaynaklarına bağımlı olduğunu ifade eden Kat, bu bağımlılığın azaltılması için yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik teşvik mekanizmalarının artırılması gerektiğini vurguladı.
“Güneş enerjisi Türkiye’nin enerji bağımsızlığı açısından büyük bir fırsat”
Benzer şekilde, Prof. Dr. Özgür Orhangazi, “Türkiye’de Güneş ve Rüzgar Enerjisi Geçişi” başlıklı sunumunda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarının ekonomik etkilerini değerlendirdi. Orhangazi, yenilenebilir enerji yatırımlarının ülkenin cari açığını azaltmada kritik bir rol oynayabileceğini, ancak bu yatırımların uzun vadeli finansman kaynaklarıyla desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Özellikle güneş enerjisinin Türkiye’nin enerji bağımsızlığı açısından büyük bir fırsat sunduğunu belirten Orhangazi, bu alanda yerli üretim kapasitesinin artırılmasının önemine dikkat çekti.
“Tarımda dönüşüm için kırsal kalkınma politikaları gerekli”
Kadir Has Üniversitesi’nden Ulaş Karakoç, “Türkiye’de Tarımın Yeşil Dönüşümdeki Rolü” başlıklı sunumunda, tarım sektörünün yeşil dönüşüm sürecindeki yerini değerlendirdi. Türkiye’de tarımın GSYH içindeki payının %6-7 olduğunu belirten Karakoç, sektörün sera gazı emisyonlarının %12,3’ünü oluşturduğunu ifade etti. Kimyasal gübre ve enerji bağımlılığının azaltılması, organik tarım alanlarının genişletilmesi ve tarımda dijitalleşmenin yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı. Avrupa Birliği’nin “Tarladan Sofraya” stratejisinin Türkiye için de yol gösterici olabileceğini belirten Karakoç, tarımda dönüşümün ancak kapsamlı teşvik mekanizmaları ve kırsal kalkınma politikalarıyla sağlanabileceğini dile getirdi.
“Yeşil istihdam politikaları kadın iş gücüne yönelik daha kapsayıcı olmalı”
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’dan Özge İzdeş, “Türkiye’de Cinsiyet Eşitliği ve Yeşil Dönüşüm” başlıklı sunumunda, yeşil dönüşüm sürecinde kadın istihdamının önemine vurgu yaptı. İzdeş, yeşil işlerin kadınlar için erişilebilir hale getirilmesinin kritik bir konu olduğunu belirterek aksi takdirde mevcut toplumsal eşitsizliklerin daha da derinleşebileceğini ifade etti. Türkiye’de yeşil istihdam politikalarının kadın iş gücüne yönelik daha kapsayıcı hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan İzdeş, cinsiyet eşitliği perspektifinin yeşil kalkınma stratejilerine entegre edilmesinin önemine dikkat çekti.
“AIIB, Türkiye ile iş birliğine devam edecek”
Asya Altyapı Yatırım Bankası’ndan (AIIB) Evren Dilekli, “Türkiye’de Yeşil Altyapı ve AIIB’nin Rolü” başlıklı sunumunda, Türkiye’nin AIIB’den en fazla finansman sağlayan ikinci ülke olduğunu belirtti. 5,5 milyar dolarlık 30 proje ile Türkiye’de yenilenebilir enerji ve yeşil ulaşım yatırımlarına destek verdiklerini ifade eden Dilekli, AIIB’nin 2025 itibarıyla finansmanlarının %50’sini iklim projelerine ayırmayı hedeflediğini vurguladı. Bankanın, özel sektör yatırımlarını teşvik ederek yeşil finansmanı güçlendirme stratejisini sürdüreceğini ve Türkiye ile iş birliğini genişletmeyi amaçladığını belirtti.
“İklim krizi ancak küresel iş birliğiyle çözülebilir”
TEPAV Kurucu Direktörü Güven Sak, “İklim Değişikliğiyle Nasıl Başa Çıkılır?” başlıklı sunumunda, iklim değişikliğinin küresel ekonomi, enerji güvenliği ve uluslararası ticaret üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Sak, iklim krizinin ulusal politikalarla değil, ancak küresel iş birliğiyle çözülebileceğini belirterek, bu süreçte Paris Anlaşması, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve sınırda karbon düzenlemeleri gibi uluslararası girişimlerin belirleyici rol oynadığını vurguladı.
“Bölgesel kalkınma politikaları önemli”
Zonguldak örneği üzerinden kömürden çıkış ve adil dönüşüm stratejilerine değinen Sak, bölgesel kalkınma politikalarının yeşil dönüşüm sürecinde kilit rol oynayacağını belirtti. Türkiye’nin kara ve deniz lojistiğinde karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik adımlar atması gerektiğini ifade eden Sak, Kazakistan, Pakistan, Malezya ve Türkiye gibi ülkeler arasındaki bölgesel iş birliklerinin artırılmasının önemine dikkat çekti. Güney-Güney iş birliği mekanizmalarının finansal kısıtları aşmada kritik olabileceğini vurguladı.
“Yatırımlar doğru yönlendirilmeli”
Sunumunda, enerji dönüşümünün finansmanı konusuna da değinen Sak, ETS (Emisyon Ticaret Sistemi) ve karbon vergilerinin Avrupa’da olduğu gibi kamu bütçesi içinde yeniden yapılandırılması gerektiğini ifade etti. Türkiye’nin fosil yakıtlardan çıkış sürecinde yatırımlarını doğru yönlendirmesi gerektiğini belirterek, “Kömüre yatırım yapmayın, geleceğin ekonomisi yenilenebilir enerji üzerine inşa edilecek” dedi. Karadeniz bölgesi gibi potansiyeli yüksek alanların ekoturizm ve sanayi dönüşümüyle değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
“İklim değişikliği küresel ekonomiyi ve sigorta sistemlerini de etkiliyor”
Sak, iklim değişikliğinin yalnızca enerji dönüşümüyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda küresel ekonomiyi ve sigorta sistemlerini de etkilediğini belirtti. Kaliforniya’daki büyük orman yangınlarının sigorta primlerini hızla artırdığına, lojistikte Panama Kanalı gibi kritik noktaların su seviyesi düşüklüğü nedeniyle ticareti sekteye uğrattığına dikkat çekti. Aşırı sıcaklıkların iklim göçlerini tetiklediğini belirten Sak, Türkiye’nin ve bölge ülkelerinin bu değişime hazırlıklı olması gerektiğini ifade etti.
“Yeşil dönüşüm ekonomik bir fırsat da sunuyor”
Son olarak, ABD ve AB'nin enerji dönüşüm stratejilerinin farklılık gösterdiğini belirten Sak, “Avrupa hidrokarbon maliyetlerini artırarak ABD ise yenilenebilir enerji maliyetlerini düşürerek dönüşümü hızlandırıyor” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin doğru politikalarla küresel tedarik zincirlerindeki yerini güçlendirebileceğini belirterek, yeşil dönüşüm sürecinin yalnızca ekolojik değil, aynı zamanda ekonomik bir fırsat sunduğunu vurguladı.
“Türkiye’de yeşil finansman mekanizmaları henüz yeterince gelişmedi”
Erdem Başçı, “Yeşil Finansman Politikaları” başlıklı konuşmasında, finans sektörünün yeşil dönüşüm sürecindeki rolünü değerlendirdi. Başçı, Türkiye’de yeşil finansman mekanizmalarının henüz yeterince gelişmediğini ve finans sektörünün iklim dostu yatırımlara yönlendirilmesi gerektiğini belirtti. Sunumunda, merkez bankalarının ve finans kuruluşlarının sürdürülebilir yatırımları teşvik edici mekanizmalar geliştirmesinin önemine dikkat çeken Başçı, yeşil tahviller, sürdürülebilir kredi politikaları ve karbon piyasalarının Türkiye’nin düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecindeki rolünü ele aldı.
“Türkiye bölgesel iş birliği mekanizmalarına daha fazla entegre olmalı”
UNCTAD’dan Stephanie Blankenburg, “Asya Yeşil Kalkınma Ortaklığı Ağı (AGDPN)” başlıklı sunumunda, Asya bölgesinde yeşil kalkınmanın hızlandırılmasına yönelik bölgesel iş birliklerinin önemine dikkat çekti. Blankenburg, Türkiye’nin bölgesel iş birliği mekanizmalarına daha fazla entegre olması gerektiğini belirterek, özellikle yenilenebilir enerji projelerinde bölgesel koordinasyonun güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
03/02/2025
02/02/2025
31/01/2025
29/01/2025
21/01/2025