NATO Zirvesi ve Türkiye-ABD ilişkilerinin derinlemesine incelendiği webinar, 16 Temmuz'da CSIS ve TEPAV'ın iş birliğiyle gerçekleştirildi. Diplomasi ve güvenlik alanında önde gelen isimlerin katıldığı etkinlikte, NATO'nun güncel meseleleri ve Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceği ele alındı.
CSIS ve TEPAV ortaklığında 16 Temmuz'da düzenlenen "NATO Zirvesi ve Türkiye-ABD İlişkileri" konulu webinar, diplomasi ve güvenlik alanında önemli isimleri bir araya getirdi. Etkinliğe büyükelçilikler, bakanlıklar, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, GİZ Türkiye Ofisi, GMF, Konrad Adenauer Stiftung Derneği, EBRD, UN-OCHA Türkiye BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi, ILO Türkiye, akademisyenler ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı gibi önemli kurumlar katıldı.
Moderatörlüğünü CSIS Kurucu Direktörü ve Türkiye Projesi Kıdemli Uzmanı Dr. Bülent Alirıza'nın üstlendiği panelde CSIS Avrupa, Rusya ve Avrasya Programı ve Stuart Merkezi Direktörü Max Bergmann, RAND Corporation Uluslararası Güvenlik ve Savunma Politikası Programı Direktörü Samuel J. Brannen, Dış Politika Enstitüsü (FPI) Başkanı ve eski NATO Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi (E) Hüseyin Diriöz, ABD'nin eski Türkiye Büyükelçisi Francis Joseph Ricciardone Jr. ve Türkiye'nin eski Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu konuşmacı olarak yer aldılar.
Toplantıda, NATO'nun güncel meseleleri, Türkiye-ABD ilişkilerinin durumu ve geleceği, Avrupa ve Avrasya'daki güvenlik dinamikleri gibi önemli konular masaya yatırıldı. Panelistler, NATO'nun değişen dünya düzenindeki rolünü ve Türkiye'nin bu rol içindeki yerini değerlendirdi.
“Ukrayna açısından ikili güvenlik anlaşmaları önemli”
Max Bergmann, zirvede Ukrayna'nın NATO üyeliğinin tartışıldığını ve zirvenin teknik bir nitelik taşıdığını belirterek NATO'nun önceki yıllarda stratejik bir konsept ve askeri plan kabul ettiğini anlattı. Bergmann, Ukrayna'nın ikili güvenlik anlaşmalarının önemine vurgu yaparak, savunma sanayii üretimine fazla odaklanıldığını, ancak Avrupa savunma sanayileri ile ABD arasında daha fazla iletişim gerektiğini ifade etti. Çin'in Rus savunma sanayisinin önemli bir destekçisi olduğunu belirten Bergmann, NATO'nun barış mesajı vermemesinin, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı saldırgan eylemlerinin devam ettiğini ve çatışmanın gerçekliğini yansıttığını söyledi.
“Türkiye, NATO içindeki konumunu sağlamlaştırmalı”
Türkiye'nin, birden fazla küresel güçle ilişkilerini dengeleme stratejisinin uluslararası sistem parçalandıkça giderek zorlaştığını söyleyen Samuel J. Brannen, Türkiye'nin ya Avrasya'ya daha yakın durması ya da NATO içindeki konumunu sağlamlaştırması gerektiğini, aksi takdirde bu ikisi arasında kalmasının nüfuzunu azaltabileceğini ifade etti.
“Türkiye'de düzenlenecek NATO zirveleri, bağlantıları güçlendirecek”
Türkiye'de düzenlenecek olan yaklaşan NATO zirvelerinin, Türkiye'nin NATO ve Batı güvenlik sistemiyle bağlantısını güçlendirdiğini vurgulayan Büyükelçi (E) Hüseyin Diriöz, Türkiye'nin Osmanlı dönemine kadar uzanan ve Atatürk döneminde pekiştirilen Batı medeniyetine uyum sağlama arzusunun, NATO'ya katılımının temelini oluşturduğunu ifade etti.
“Türkiye bir ortak olarak tutulmalı”
Zirvede, Türkiye'nin stratejik önemine ve ABD'nin zorluklara rağmen Türkiye'yi bir ortak olarak tutması gerektiğine dikkat çekildiğini ifade eden Büyükelçi (E) Francis Joseph Ricciardone, konuşmacıların Türk-Amerikan ilişkilerinde “altın çağın” sona erdiğini vurguladıklarını ve Türkiye'nin NATO içinde olmasının düşman olmasından daha iyi olduğunu dile getirdiklerini söyledi.
“ABD-Türkiye ilişkilerinde görünüm kötümser”
Faruk Loğoğlu, ABD-Türkiye ilişkilerinin mevcut durumunun olumsuz olduğunu belirterek Biden’ın yeniden seçilmesi halinde ilişkilerin tarihsel nedenlerle duraklayabileceğini, Trump’ın tekrar başkan olması durumunda ise ilişkilerin öngörülemez hale gelebileceğini öngördü. Loğoğlu, her iki ülkenin de ilişkileri güçlendirmek için yeterli çabayı göstermediğini ve bu durumun NATO’nun duruşunu da olumsuz etkileyebileceğini de belirtti.
Toplantı kaydına buradan ulaşabilirsiniz.
