TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Seçim sonrasında uygulanacak ekonomik modelin ne olacağı ve ekonomi yönetiminde görev alacak kadroların nasıl oluşacağı seçim döneminde en çok tartışılan konular arasındaydı. Bu konudaki belirsizlik Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanması ve devir teslim töreninde yaptığı "Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır. Kurala dayalı bir Türkiye ekonomisi özlenen refaha ulaşmamızda önemli olacaktır. “Makro finansal istikrarı önceliklendireceğiz” açıklamasıyla bir ölçüde ortadan kalkmış oldu. Bu aşamada Bakan Şimşek’in ifade ettiği “önceliklendirme” kapsamında çözüm bekleyen sorunlu alanlara yönelik hızlı ve etkili adımlar atılması gerekiyor. Peki, bu kapsamda ekonomi yönetimi hangi alana odaklanmalı ve neler yapılmalı?
İkiz Açık Problemi
Orta Vadeli Program’da (OVP) 2023 yılında merkezi yönetim bütçe açığı tahmini 660 milyar TL olup GSYH’nin %3,5’i olarak öngörülmüştü. EYT kapsamındaki ödemeler, en düşük memur maaşının 22bin TL’ye yükseltilmesi, Temmuz ayında asgari ücret ve kamu çalışanlarının maaşlarına yapılacak zamlar, döviz kurundaki artışlara bağlı olarak kur korumalı mevduat sahiplerine bütçeden yapılacak ödemeler, deprem nedeniyle ortaya çıkan mali yükün bütçeye yansımaları, BOTAŞ ve diğer KİT’lere transferler gibi harcama artırıcı faktörler nedeniyle 2023 yılı merkezi yönetim bütçesinin GSYH’ye oranla yüzde 10 ve hatta daha fazla açık vermesi beklenmektedir. 2002 yılında bütçe açığı / GSYH oranının yüzde 11,1 olarak gerçekleştiği dikkate alındığında bu durum bütçe disiplinin bozulduğuna ve son 20 yıldaki en yüksek açık seviyesine ulaşıldığına işaret etmektedir.
Öte yandan reel efektif döviz kurunun tarihsel düşük seviyelerde olmasına ve iş gücü maliyetlerinin önemli ölçüde gerilemesine rağmen ihracatta öngörülen artış sağlanmadığı gibi yurtiçi talebin desteklenmesine bağlı olarak ithalat da güçlü seyretmektedir. Nitekim cari işlemler dengesi son 10 yıldaki ortalamasının oldukça üzerinde açık vermektedir.
Merkezi yönetim bütçesi ve ödemeler dengesinin yüksek açık vermesi, buna ilaveten TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verisinin yüzde 40’lar seviyesinde olmasına rağmen hayat pahalılığının hane halkları üzerindeki baskısının çok güçlü olması, gelir dağılımının bozulması, döviz ve faiz piyasasında fiyatlama mekanizmalarının etkinliğini kaybetmiş olması güven ve öngörülebilirliğin esas alındığı bir ekonomik programın ivedilikle hayata geçirilmesini zorunlu kılmaktadır.
Reform İhtiyacı
Bu bağlamda öncelikle ekonomi alanında atılacak reform adımları bir eylem planına bağlı olarak açıklanmalıdır. Bu kapsamda:
Kadrolar
Bahse konu bu adımların planlanması ve hayata geçirilmesi teknik kapasitesi yüksek, yıpranmamış (önceki dönemlerde deneysel politikaların tasarlama ve uygulanmasında rol almamış) ve uyumlu bir ekibinin güçlü bir liderlik altında faaliyet göstermesi ile mümkün olabilir. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı 3 sayılı kararı ile görevi sonlanan ekonomi yönetimde görev almış personelin yenilenmesi ve temiz bir sayfa açılması zaruri görülmektedir.
Fatih Özatay, Dr.
25/12/2024
Güven Sak, Dr.
24/12/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
23/12/2024
Selin Arslanhan
23/12/2024
Burcu Aydın, Dr.
21/12/2024