TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Dün iki önemli veri açıklandı. Nisan ayı ödemeler dengesi ve sanayi üretimi. Ödemeler dengesindeki gelişmeler iç açıcı değil. Son on iki ayın cari işlemler açığı 25,7 milyar dolar düzeyindeyken, bu yılın ilk dört ayında 21,1 milyar dolar açık verdik. Çok yüksek. Önemli ölçüde enerji faturasının artması ve dış ticaret hadlerinin aleyhimize gelişmesi ile ilgili. Ama sonuçta enerji ithalatçısı bir ülkeyiz ve gerçek de bu: İlk dört aydaki açık çok yüksek.
Dikkat çekici bir başka olgu ise cari açığın finansmanında. Son on iki ayda cari açıktan doğan finansman ihtiyacından daha fazla finansman sağlanmış: 31,3 milyar dolar. Oysa bu yılın ilk dört ayında sağlanan finansman sadece 4,9 milyar dolar. Dikkat: Cari açık verildiğine göre bir yolla finanse edilmiş olmalı. Burada finansmandan kasıt, normal yoldan –net sermaye girişleri ile- finansman. Bunun dışında bir de net hata noksan kaleminden net kaynak girişi ile ve Merkez Bankası’nın rezervlerini kullanarak finansman mümkün elbette.
Durumu daha iyi sergileyebilmek için net sermaye girişi ile finansman ile cari açıktan doğan finansman ihtiyacı arasındaki farkın 2000’den bu yana seyrini göstermek istiyorum. Grafikte bu seyir, her yılın ilk dört ayı için yer alıyor. Pandeminin kendine has koşulları nedeniyle 2020’nin ilk dört ayında oluşan gelişmeleri bir tarafa bırakacak olursak, bu yılın ilk dört ayındaki kadar farkın açıldığı başka bir yıl yok. Doğal olarak döviz kuruna yukarıya doğru önemli bir baskı getiriyor bu durum.
Sanayi üretiminde ise ilk çeyrek GSYH’sine benzer bir durum var. Bir yıl öncesinin aynı dönemi ile karşılaştırıldığında yüksek bir artış gerçekleşmişken, bir dönem öncesine kıyasla çok düşük bir artış söz konusu. Hem salt Nisan ayı için hem de ilk dört ay için. Son gelişmeler –bazı öncü göstergeler ve çok yüksek bir risk primi- ekonominin önemli ölçüde yavaşlayabileceği yolunda sinyal veriyorlar. Ödemeler dengesindeki durum, dış ticaret hadlerinin son derece aleyhimize olan gidişatı (artan ithalat fiyatları, azalan ya da çok az artan ihracat fiyatları) ve büyük merkez bankalarının para politikalarını sıkılaştırma süreci içine girmiş olmaları zaten frene basmamızı gerektiriyor. Biz kontrollü yapmazsak bu işi, bu gelişmeler zaten yapacaklar ama o zaman kontrolsüz olacak. “Kontrol için geç kalmadık mı” derseniz, haklısınız elbette. Ama çaba göstermekte her zaman yarar var.
Bu köşe yazısı 14.06.2022 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.