TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Son yazımda enflasyondan arındırılmış (reel) tüketici kredilerinin Ocak 2015’ten bu yana aylık hareketini gösteren bir grafiğe yer vermiştim. Ağustos 2020’den bu yana yokuş aşağı tam gaz gidiyor reel tüketici kredileri. Geçen yılın ortasından itibaren de reel olarak azalıyor. Nisan ayı değeri eksi yüzde 25. Öte yandan, maaş ve ücretler azan enflasyona yenik düşmüş durumdalar. Mesela Mart ayı asgari ücreti enflasyondan arındırıldığında sadece Mart 2021’deki değerinin değil Mart 2020’deki değerinin de altında. GSYH’nin önemli bir kısmını oluşturan özel tüketim harcamalarının bu koşullar altında 2022 yılında büyümeye belirgin bir katkı vermesi oldukça zor.
Kurdaki azgın gidişatı frenlemek için sisteme sokulan kur korumalı mevduatın devlet bütçesine önemli bir yük getirmesi ihtimali var. Bunun ilk belirtileri son açıklanan bütçe rakamlarında görüldü. Kurdaki sıçramanın enflasyonu da azdırması ile bazı mallardan ve hizmetlerden alınan KDV’nin indirilmesi gündeme geldi. Enflasyon yarasına bu çok geçici pansuman ‘tedavisi’ de bütçeye yük oluşturuyor.
TCMB’nin 23 Nisan günü açıklanan yeni zorunlu karşılık oranı uygulamasını bu çerçevede değerlendirmekte yarar var. TCMB lira cinsinden ticari kredilere yüzde 10 oranında zorunlu karşılık uygulamasına başlayacağını duyurdu. Böylelikle, TCMB az kullanılan bir uygulamaya başlamış oldu. Geleneksel yöntemde, bankalar topladıkları mevduat karşılığında TCMB’de zorunlu karşılık bulunduruyorlar. Oysa TCMB, yeni uygulaması ile bir bankanın, açtığı lira cinsinden ticari kredi tutarının yüzde 10’u kadar zorunlu karşılık tutmasını şart koşuyor. Dolayısıyla banka yeni topladığı mevduat ile ticari kredi açmak yerine tüketici kredisi ya da Hazine’nin borçlanmak için sattığı tahvillerden alırsa zorunlu karşılık ayırmak zorunda kalmayacak. KOBİ, esnaf ve ihracat kredileri ile tarımsal krediler gibi ticari krediler bu uygulama dışında bırakıldı.
Öyle anlaşılıyor ki TCMB kredi türlerindeki asimetrik gelişmeden pek memnun değil: Ticari kredi yıllık artış oranı tüketici kredilerinin hemen hemen 2,5 katı. O da enflasyonun altında ama aralarında çok fark var. Tüketici kredilerinin artmasını istiyor. Bu artışın özel tüketim harcamalarındaki kanamayı azaltması umuluyor.
Öte yandan, bütçe açığının giderek yükselmesi Hazine’nin borçlanma ihtiyacını da artırıyor. Yeni uygulama, toplanan mevduat ile ticari kredi açmanın maliyetini yükseltirken, Hazine tahvili satın almanın maliyetini değiştirmiyor. Bu durumda bankaları daha fazla tahvil almaya özendirmek ikinci bir amaç olarak ortaya çıkıyor.
Bir amaç daha var. Şu: Herkesin odaklandığı TCMB’nin politika faizini artırmadan (bazı önemli) kredilerin faizlerini yükseltmek. Ticari krediden yüzde 10 faiz almak sonuçta kredi faizini bayağı bir yükseltmeyecek. Ancak bu uygulama Nisan ortasından itibaren zorunlu karşılıklara faiz ödemesinin durdurulmasıyla (mevduatın bankaya maliyetinin artırılmasıyla) birlikte değerlendirildiğinde faiz üzerindeki etki daha belirginleşiyor.
Bu köşe yazısı 26.04.2022 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.