TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Zaten zar zor ayakta duran bir yapı sisteminin temelinden önemli bir taş söktüğünüzde ne olacağı belli. O belli olan gerçekleşmesin diye yapının sağına soluna boyuna koşuşturulup destek verilmeye çalışılıyor. Bu sefer destek verilen kesimin dengesi aşırı yüklenmeden bozuluyor. Hadi, bu sefer ona çare üretilmeye çalışılıyor. Tam bir keşmekeş çıkıyor ortaya. Oradan buradan eğilme emareleri gösteren duvarlar, onların önünde arkasında destekler; dolaşacak yer azalmış içinde ve bahçesinde. Oysa içeride ve bahçede rahat dolaşılsın diye yapılmıştı o bina.
1999 ortasında kaldırılmıştı ihracatçıların TCMB’ye zorunlu döviz devirleri. Bu yılın başında yeniden devreye alındı. Salı günü basında yer alan haberlere göre yüzde 25 olan zorunlu devir oranının yüzde 40’a yükseltmesi düşünülüyormuş. Her ekonominin temel yapı taşlarından biri faizdir. Faizi yanlış hem de çok yanlış bir yerde belirlerseniz o ekonomi sarsıntı geçirir. Tıpkı Eylül 2021’de başlayan faiz indirim sürecinden sonra bizim yaşadıklarımız gibi. Faiz indirimi döviz kurunu çılgınca sıçratınca bu sefer kur daha fazla çılgınlaşmasın diye Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemi ‘icat’ edildi. İcat sözcüğünü parantez içine aldım; çünkü krizlerle boğuşan ülkelerde yıllar önce benzer sistemler devreye sokulmuştu. Mesela 1994 baharında Meksika’da kısa vadeli peso cinsinden mali varlıklar dolar cinsinden mali varlıklara çevrilmişlerdi; dövize olan talep dursun diye. Bu deneyim 1995 baharında krizle sonuçlandı. Neyse burası Meksika değil; konumuz da Meksika değil.
Şimdi, KKM Hazine’ye çılgın bir yük getirmesin diye döviz kuru kontrol edilmeye çalışılıyor. Faiz silahı kullanılamadığına göre kur kontrolü için (döviz satım müdahalesi için) bol döviz rezervi gerekiyor. Rezerv havuzu biraz kuru; azıcık da olsa su gelsin diye ihracatçıların dövizlerine göz dikilmiş vaziyette. İşin ilginci KKM’nin Hazine’ye yük getirmemesini sağlayacak döviz kuru artış oranı, KKM sistemine giren tasarruf sahiplerinin enflasyonun çok altında getiri elde etmeleri anlamına geliyor. Dolayısıyla, bir sonraki aşamada KKM’den çıkışı tetikleyecek bir KKM savunması yapılmaya çalışılıyor.
Bütün bunlar olup biterken de enflasyon yerinde durmuyor. Artmaya devam ediyor. İlgili Bakanın açıklamasına göre Aralık ayından sonra enflasyon düşmeye başlayacakmış. Demek ki daha bir süre artacak, sonra ulaştığı zirve etrafında biraz gezinecek ve izleyen dönemde düşecek. Resmi açıklama böyle. Grafikte son çeyrek yüzyılın (Ocak 1997-Mart 2022) üretici fiyat endekslerindeki yıllık artışlar gösteriliyor. Geldiğimiz düzey bir rekor. Salı günkü yazımda, 2002’den bu yana çeyrek yıllık dönemler itibariyle cari açık/GSYH oranındaki rekoru egale etmemize ramak kaldığını belirtmiştim. Şimdi ise ‘ramak’ yok; ne yazık ki Şubat değeri bir rekordu, Mart değeri o rekoru tarihe gömdü. Çok muhtemelen Nisan değeri de Mart rekorunu tarihin tozlu sayfalarına gönderecek.
Bu köşe yazısı 14.04.2022 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.