TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
İkinci çeyrek küçülme oranı tahminimden çok daha düşük geldi. Haziran ayında yüzde 20 civarında (bir yıl öncesine kıyasla) küçüleceğimizi tahmin etmiştim. Cuma günü, kredi genişlemesi dikkate alındığında, bu oranın daha düşük olacağını belirtmiştim. Bir rakam belirtmemiştim ama yüzde 15’in üzerinde bir değer bekliyordum. Yüzde 9,9 olarak açıklandı küçülme oranımız.
Alt kalemlerin bu küçülmeye etkileri şöyle: Özel tüketim: 4,8; kamu tüketimi: 0,12; yatırımlar: -1,6; ihracat: -12,1; ithalat: +1,8, stoklar: 6,9. Dikkat ederseniz yüklü bir stok birikimi var ve 6,9 puan ekonomiyi büyütecek yönde olmuş bu birikimin katkısı. Bu, çok yüksek bir değer. Buna karşın, kamu tüketiminin pozitif katkı vermesini beklerdim; öyle olmamış. Bir unsur daha ilginç: Yatırımlar beklendiği gibi düşerken, makine ve teçhizat yatırımları bir sene öncesine kıyasla artmış.
Bir de 2000-2001, 2008-2009 krizleri ile 2018-2019+pandemi krizini karşılaştıran grafik veriyorum. Pandemi öncesi toparlanma yerini keskin bir daralmaya bırakıyor. Normalde, pandemi döneminin bu grafikte yer almaması gerekiyor. Zira diğerleri ekonomik krizi, pandemi ise farklı. Aynı grafikte göstermemin nedeni şu: Pandemi çok kötü bir zamanda geldi. 2018’in Ağustos ayında ardı sıra gelen tweetlerle tetiklenen kriz olmasıydı, pandemiye çok daha iyi bir ekonomi ile girecektik ve devlet desteği de çok daha fazla olacaktı. Özellikle de işsizlere.
Tweetlerin krize yol açmasının arka planında ne var? Şu: O zamanki en büyük kırılganlığımız şirketler kesiminin döviz cinsinden borcunun döviz cinsinden alacağına kıyasla çok fazla olmasıydı. Dolayısıyla ekonomimiz kuru sıçratacak gelişmelere karşı çok hassastı. Tweetler, şirketlerin ve bankaların dolar fonlamalarını olumsuz etkileyecek (yurda döviz girişinin kesilmesine yol açacak) tehditleri içerdiğinden döviz kuru sıçradı. Sonrası zaten grafikte var. Sanıyorum birkaç tweetin krize yol açtığı ilk ülke olduk. Alınacak ders şu: Bir daha bu tür kırılganlıkların oluşmasına izin vermemek gerekiyor. Bu çerçevede, kredi genişlemesinde frene basılması ve Merkez Bankası’nın çekingen de olsa faizi artırması olumlu.
Bu köşe yazısı 01.09.2020 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024